"Yeni yolların ve kavşakların inşası, yol ıslah çalışmaları, metro ve benzeri toplu taşıma projeleri gibi çalışmalar başta İstanbul ve Ankara olmak üzere pek çok kenti neredeyse yaşanmaz hale getirdi" denilen açıklamada, popülist kent yönetimlerinin "plansızlık"larının olumsuz sonuçlarını, kentlerde yaşayan vatandaşların yaşamak zorunda kaldığı vurgulandı.
Şehir Plancıları Odası İkinci Başkanı Osman Balaban, konuyla ilgili yazılı açıklamada kent yönetimlerinin, meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin ve kentlilerin eleştiri ve uyarıları dikkate alınmadan yapılacak yatırımların olumlu sonuç vermeyeceğini belirtti.
Balaban, bu duruma örnek olarak Kızılay-Çayyolu metro projesi nedeniyle asfaltlama ve genişletme çalışmaları tamamlanan Eskişehir Yolunun yeniden kazılmasını ve Ankara'da yapılmakta olan metro çalışması ile ilgili gelişmeleri bu duruma örnek gösterdi.
Kentlere makyaj, kentlilere eziyet
Açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
* Seçimlere güçlü girmeyi hedefleyen belediye başkanları, "hafızalardaki tazeliğini korusun" mantığıyla beş yılın işini 7-8 aylık bir zamana sıkıştırmakta kararlılar. Ne var ki bu durumun sıkıntısını da kentliler çekiyor.
* Plansız ve programsız girişilen ve seçimlerin hemen öncesine sıkıştırılan imar ve altyapı çalışmaları, aynı alanlara kısa süre önce yapılan harcamaları da israfa dönüştürebiliyor.
* Yıllarca Kızılay-Çayyolu (Ümitköy) metro projesinin yapımını geciktiren Ankara Büyükşehir Belediyesi, nihayet geçtiğimiz aylarda bu projeyi başlattı. Ne var ki Belediye, metro projesinin başlangıcından önce de şu anda kazılmış bulunan Eskişehir Yolunu genişletme ve asfaltlama çalışmalarını tamamlamıştı.
* Kısaca; önce yolu genişletip asfaltlayan Belediye, bir süre sonra o yolu yeniden kazarak, önceki harcamaları adeta çöpe atmış oldu.
* Ankara'da yapılmakta olan metro çalışması ile ilgili belirsizlikler de sürüyor. Toplam fizibilite ve etüt çalışmaları yapılmadan sadece metro galerisi kazısı inşaatına başlanmış olması -ki bu aşama metro projelerinde işin sadece yüzde 30'luk kısmıdır-, projenin akıbeti hakkında kuşku duyulmasına neden oluyor. Böylesine büyük bir projenin hangi kaynaklarla ve nasıl sürdürüleceği konusu belirsizliğini korurken, çekilen eziyetlere değeceğini söylemek oldukça zor.
Plansızlık trajedisi
* İmar faaliyetlerini, altyapı çalışmalarını ve bunlarla ilgili projelerini planlamayan, bu planlar doğrultusunda yıllık programlarını kamu yararını gözetecek şekilde hazırlayıp uygulamayan populist kent yönetimlerinin kentlilere bu sorunları yaşatması kaçınılmazdır.
* Bir yanda kaynak yaratmak için ormanlarını, kamu topraklarını, okullarını dahi satmayı düşünen bir ülke diğer yanda sahip olduğu kısıtlı kaynakları israf eden ve savuran bir başka ülke. Her ikisinin de aynı ülke olması büyük bir trajedidir ve bu trajediye neden olan ise plansızlıktır. (BB)