Uğur Kurt’un cenazesi bu akşam saat 18.00’de Okmeydanı Cemevi’ndeki törenin ardından memleketi Sivas’taki Üzeyir Köyü’ne götürülecek.
Okmeydanı Cemevi önünde sabah saatlerinden itibaren insanlar toplanmaya başladı. Okmeydanı girişinde halkın kurduğu barikatlar duruyor, polis zaman zaman gaz bombası atıyor. Çevrede çok sayıda polis var ancak Cemevi etrafında polis bulunmuyor.
Savcının henüz gelmediği saatlerde Uğur Kurt’un vurulduğu yerin etrafı Cemevi’ndekilerce korunmaya alınmıştı.
Cemevi çevresindeki insanlarla konuşuyoruz. Başbakan’a, Cemevi avlusunda bir insanın öldürülmesine, evden çıkamaz hale geldiklerini söyledikleri polis saldırısına tepkililer. Cemevi avlusunda birinin öldürülmesinin yarattığı tedirginliği de dile getiriyorlar.
“Hastaneden verdikleri maskeyle çıkabildim”
Uğur Kurt’un vurulduğu gün lise öğrencilerinin eylemini gören bir genç “öğrencilerin çok kalabalık olmadığını, önce sivil polislerin müdahale ettiğini” söylüyor.
Bir başka üniversite öğrencisi gece boyunca Cemevi'nin gaz altında olduğunu anlatırken "Bir olay oldu, özverili olalım demiyorlar, tedirginiz" diye konuşuyor.
Cemevi’nin karşısında bekleyen kadınlar Uğur Kurt’un vurulduğunu televizyondan gördüklerini, dışarısının gaz altında olduğunu anlatıyor.
“Hastaneye gitmiştim. Dişimi bile çektiremedim. Ara sokaklardan eve kaçtım. Sonumuz nereye gidecek bilmiyorum. Biz geldik de çocuklarımız ne yapacak?”
“Hastaneden verdikleri maske ile eve gidebildim” derken çantasından çıkardığı maskeyi gösteriyor.
“Televizyondan haber aldım, evden çıkamadım. Polis bırakmıyor. Bir sürü gencimizi öldürdüler, insanlığa yakışır mı? Cem Evi’nde insan öldürmek ne demek? Uğur, oğlumun arkadaşıydı. Çok iyi birisiydi.”
İbadethanede birinin öldürülmesine tepkilerini de dile getiriyorlar:
“İbadethaneye gelen insan vurulur mu? Camide vurulsa kabul ederler miydi?”
“Destan yazan polisleriniz nerede?”
Uğur Kurt’un vurulduğu gün boykot yapan ticaret lisesinden iki öğrenci bugün okullarına gaz atıldığını ve öğretmenlerinin evlerine gönderdiklerini söylüyor.
Uğur Kurt’un akrabası olduğunu belirten bir erkek “Polisler dikkatli olsun, vatandaşa karşı duyarlı olsun” derken konuştuğumuz sırada hala savcının gelmemiş olmasına tepki gösterdi.
“İnsanlar yasını tutuyor, savcıyla mı uğraşacak. İstanbul’da savcı mı yok?”
Cemevi bahçesinde yaşlı bir erkeğin “Destan yazan polisleriniz nerede, bizi de öldürün” diye bağırdığını duyuyorum.
“Cemevi’nde insan vurmak kolay mı?”
“Cami’ye taş atılsa Türkiye ayaktaydı” cümlesine “Biz Cami’ye niye taş atalım” diyenler oluyor.
Cemevi’nin avluya bakan merdivenlerinde kadınlar oturuyor.
“Polisler kapının önüne dek geldi, çıkamadık. Kurt kovalar gibi çoluk çocuğu kovalıyorlar.”
“Cemevine gelip de adam vurmak kolay mı?”
“Okmeydanı’ndan rant bekleniyor”
“Böyle başbakan olursa böyle polis olur” diyor bir başka erkek. Başbakanın “polis eli kolu bağlı mı duracak?” sözlerini “dehşet verici” diye yorumluyor.
“Başbakanın Okmeydanı’dan beklediği rant var. Onu elde etmek için provokasyon olabilir. Alevilerin yaşadığı bölgelerde provokasyon var, buralar direniyor." (BK)