Demokrasi için Birlik’in (DİB) siyasi parti ve platformların, emek, meslek örgütlerinin ve demokrasi mücadelesinde yer alan çok sayıda kişinin katılımıyla 16 Ocak 2021’de gerçekleştirdiği Meclis toplantısının Meclis toplantısının sonuç bildirgesi açıklandı.
Önümüzdeki dönemin yeni mücadele imkânları açısından nasıl değerlendirilebileceği, demokrasi güçlerinin birliğinin hangi somut hedefler etrafında, nasıl hayata geçireceği toplantının ana gündemi oldu.
Sonuç bildirgesinde “Zorlu geçeceği şimdiden görülebilen önümüzdeki dönemde, Saray rejiminin bütün hak ve özgürlüklere yönelttiği topyekûn saldırıya ancak demokrasi güçlerinin ortaklaşmasıyla yanıt verilebileceği” ifade edildi:
“Demokrasi için Birlik olarak, Meclis toplantısından aldığımız güçle, demokrasiden yana bütün kişi ve kurumları, toplumun onca hukuksuzluğa ve zorbalığa rağmen susturulamayan itirazının akacağı meşru bir mecrayı birlikte yaratmaya davet ediyoruz.”
Toplantının açılış konuşmasını eski AİHM Yargıcı ve 24 Dönem Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Rıza Türmen yaptı:
“Türkiye’nin yüzde altmış beşi ülkenin kötüye gittiğini belirtiyor, ancak muhalefetin oyu artmıyor. Muhalefet hiçbir şey yapmazsa bu kötüye gidiş değişmez. İktidar kimlik siyaseti ve kutuplaştırma siyaseti sürdürüyor. Muhalefet, oyunu iktidarın yarattığı sistem içinde oynuyor, oyunu bozamıyor.
“Barış siyaseti parametresi getiremiyor. Kürt sorununa çözüm getiremiyor. Milliyetçi ve giderek prekaryalaşan ve yoksullaşan bir kitle var. Bu kitle çözümü hâlâ iktidarda ve devlette görüyor. Bu kitleyi siyasetin içine çekmek için yeni siyaset yapma biçimleri bulmak gerekir. DİB’in temel gelir güvencesi talebi bu yüzden çok önemli, bu talebi siyasi bir talep olarak görmek ve yaygınlaştırmak gerek.”
Muhalefetin içinde bulunduğu tıkanıklığı aşmak ve demokrasi güçlerinin birliğini sağlamak için “Demokrasi Konferansı” öneren Rıza Türmen, “Bu konferans sonrasında bir demokrasi bildirisi yayınlayarak bir demokrasi rüzgârı estirelim demokrasi ve özgürlük seslerinin duyulmasını sağlayalım” dedi.
Konferansın; demokrasi talebine işsizlik, yoksulluk ve güvencesizlik içindeki toplumsal kesimlerin taleplerinin de dahil edilmesiyle gerçekten bir demokrasi konferansı niteliğini taşıyabileceğini belirtti.
Meclis toplantısına katılanlar, “ülkenin her yanında iktidarın baskı ve zorbalıklarına rağmen seslerini yükselten emekçilerin, kadınların, yaşam alanlarını korumak için mücadele eden köylülerin, kayyım rektöre karşı mücadele eden Boğaziçi ve diğer üniversite öğrenci ve öğretim üyelerinin direnişini” selamladı.
Toplantıda bu direnişlerin umut yarattığı, fakat demokrasi güçlerinin bütün bu itirazların akacağı meşru bir mecra yaratmak için ortaklaşma konusunda eksik kaldığı vurgulandı.
Muhalefetin çok parçalı bir görünüme sahip olduğu, sesleri ve eylemleri birleştirmenin ve her kesime yönelik hak ihlallerine hep birlikte yanıt vermenin önemi üzerinde duruldu. Demokrasi güçlerinin birliğinin sağlanması yolunda daha etkili adımları atılması konusunda fikir birliğine varıldı.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem tartışmasının; katılımcılık ve halkın, işsizlik, yoksulluk, güvencesizlik gibi yakıcı sorunlarının da dahil edildiği bir çerçevede sürdürülmesi, ekmekçilerin grevlerinin ve Baldo grevi gibi sembolik grevlerin DİB heyeti tarafından ziyaret edilip dayanışma gösterilmesi, Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) geniş destek vererek aşı sürecinin şeffaflaştırılmasıyla ve aşı adaletiyle ilgili bir kampanya yapılması gelen önerilerden bazıları oldu.
Demokrasi Konferansı önerisi genel çerçevesiyle Meclis katılımcılarının tümü tarafından desteklendi. Konferansa ilişkin şu öneriler dile getirildi:
Özellikle TTB tarafından dile getirilen 2 hafta tam kapanma ve pandeminin ağırlaştırdığı ekonomik kriz, yoksulluk, işsizlik ve güvencesizlik koşullarında temel gelir güvencesinin bir toplumsal talep haline getirilmesinin önemi konusunda genel bir fikir birliği oluştu.
Gelir güvencesi talebinin, somut bir hedef etrafında demokrasi güçlerinin birliğini sağlamak açısından da önemli olduğu dile getirildi.
DİB Meclisi’nin çalışma ilkeleri, ürettiği politikaların yaşama geçirilmesi, kamuoyuna duyurulması, bir siyasi baskı aracına dönüştürülmesi ile ilgili bir yönergeye ihtiyaç duyduğu belirtildi.
DİB Meclisi bünyesinde çeşitli komisyonlar kurularak meclisin aktifleştirilmesi ve politika üreten bir yapıya kavuşturulması, DİB’in sosyal medyayı daha etkili kullanması ve eylemlerde görünürlük kazanması bu konuda getirilen öneriler arasındaydı. (TP)