Bu yönüyle bir formülden bahsedilebileceğini savunan Atalay, geliştirilen yöntemle "...Hakkınız var ama ....hallerinde yok" denildiğine işaret etti.
"Reformla boşalan alan mayınla doluyor"
Atalay, "Yasama, özgürlükler alanını bir süredir genişletirken kanunkoyucu, hala reformlarla boşalttığı alanlar için çeşitli önlemler alıyor. Boşalacağını düşündüğü alanlara mayınlar döşüyor" dedi.
24 Nisan 2004'te yürürlüğe girecek olan kanunda kısaca bilgi edinme hakkı tanımlanıyor. Bu hakkın nasıl kullanılacağı, nasıl bilgi edinileceği kısaca belirtildikten sonra anılan kanunla ilgili yönetmelik taslağında hakkın istisnaları uzun uzun sayılıyor.
Yönetmelik taslağının "Altıncı Bölüm" ve "Çeşitli ve Son Hükümler" başlıkları altında yer verilen 46. maddede, "...Erişimi sağlayan kurum ve kuruştan izin alınmaksızın, erişilen bilgi veya belgeler hiçbir şekilde basılı veya elektronik ortamda (internet üzerinden dahil) kullanılamaz, yayınlanamaz" deniliyor.
Bu maddeyi de değerlendiren Atalay, Beşinci Bölüm'de yer verilen "Bilgi Edinme Hakkının Sınırları" paragrafının dışında yer verilen bu maddesi, söz konusu yaygın kısıtlamalardan biri olarak niteledi.
Atalay, yönetmelik taslağı ile ilgili tespitlerini bianet'e şöyle aktardı:
* Şüphesiz, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında gerçek ya da tüzel bir kişi, bilginin kamuya iletilmesinin koşullarının hukuken tanımlanması gerekli ve kaçınılmazdır.
"Fişlemenin bilinmesinde kamu yararı yok mu"
* Ancak yönetmelik taslağında öngörülen düzenlemenin ne kadar yerinde olduğu bir soru işaretidir.
* Bilgi edinme hakkı kapsamında gerçek ya da tüzel bir kişinin kendisiyle ilgili edindiği bilginin kamuoyuna işletmesine anılan düzenleme sınırlandırıyor.
* Bir düşünelim: Bir gazeteci kanun gereğince tüm isna ve prosedürleri aşmayı başararak, binbir zahmetten sonra, emniyet güçlerinin kendisiyle ilgili tuttuğu kayıtlara ulaşıyor.
* Sormak gerekir, anılan gazeteci uygun gördükten sonra kim bu kayıtların kamuoyunca öğrenilmesinde bir sakınca görebilir.
* Tanım yerindeyse, bir devlet geleneği olarak niteleyebileceğimiz "fişleme"nin nasıl ve hangi önem sırasıyla, gerçekleştirildiğini, daha da önemlisi, "idari işlemin" hangi kapsam ve derinlikte yapıldığının kamuoyunca öğrenilmesinde kamu yararı yok mudur.
* Kanunkoyucu özgürlükler alanını bir süredir genişletme eğiliminde. Dostların alışverişte görmesi için bile olsa, yasamanın bir süredir hak ve özgürlükler alanını genişlettiği açık.
* Yalnız, kanununkoyucu hala boşalttığı alanlar için çeşitli önlemler alıyor. Boşalacağını öngördüğü alanlara mayınlar döşüyor.
* "Evet, hakkınız var, kullanabilirsiniz. Tek bir şeye, mevzuatın içindeki mayınlara dikkat etmek şartıyla..." deniyor.
"Bilgi Edinme Hakkının Sınırları"
Yönetmelik, Beşinci Bölümü'ndeki "Bilgi Edinme Hakkının Sınırları" başlığı altında yer alan kısıtlamalar, "Yargı denetimi dışında kalan işlemler", "Devlet sırrına ilişkin bilgi veya belgeler", "Ülkenin ekonomik çıkarlarına ilişkin bilgi veya belgeler", "İstihbarata ilişkin bilgi veya belgeler", "İdari soruşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler", "Adli soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler", "Özel hayatın gizliliği", "Haberleşmenin gizliliği", "Ticari sır", "Fikir ve sanat eserleri", "Kurum içi düzenlemeler", "Kurum içi görüş, bilgi notu ve tavsiyeler", "Tavsiye ve mütalaa talepleri", "Gizliliği kaldırılan bilgi veya belgeler", "Arşiv malzemesi ve arşivlik malzemeler", "Kişisel verilerin korunması" başlığıyla kamuoyuna açıkladı.(EÖ/BB)