Kendisine "terzi yamağı" denilmesini tercih eden Barbaros Şansal'la Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Arzu Kaprol'a ait tasarımı olan yeni nano teknoloji kostümünü, Yaşar Büyükanıt'ın medyaya sunmasını konuştuk:
"Türk ordusunun desenlerini İsviçreli firmalar mı yapıyormuş? Kimyasal silahları en büyük orduya sahip ülke yani. Türkiye’de kalmadı değil mi kumaş firması? Sattık değil mi? Şimdi sıra şeker fabrikalarımızda mı? Büyükanıt’ın mankenlikten ziyade Genelkurmay Başkanlığındaki görevlerini takdir ve takip ediyorum."
Son zamanlarda herkesin "manken ve modacı" olduğunun altını çizen yamak Şansal "Türk ordusu modaya uyarsa ülkenin hali iyi olmaz. Savaş çığırtkanlığına gerek yok. Bu teknolojiye de..." dedi.
"Dedelerimiz aç kaldıklarında meşin postallarını kaynatıp yiyerek karınlarını doyurdular. Oysa ki bugünkü postallar polyester. Kaynatıp yemeyi denerseniz başarısız olursunuz. Bu bir anlamda da açlığa mahkum edilmek."
"Valla Türk ordusu çok zengin. Baksanıza Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli moda evlerine, isimlerine giderek kıyafet ısmarlatıyorlar. Vaktiyle bize de bir vakıf teklifte bulunmuştu. Reddetmiştik. Devletin imkanları pahalı ve zengin terzilere kıyafet yaptıracak kadar zengin değil maalesef" diyen Şansal şöyle devam etti:
"O parayı askere verirlerse 16, 18 ay askerlik yapan, karşılığında hiçbir ücret almayan askerlerin koşulları düzeltilse, üniformaları önce o askerler sergilese, o vakit ben bu gelişmeleri izlerim, takdir ederim. Ama kamuflaj desen giymekle kamufle olunmuyor. Her şey ortada, bal gibi gözüküyor."
Şansal, Büyükanıt’ın magazin dünyasına göz kırpmasıyla ilgili "Büyükanıt’ın magazinsel açıklamalar yaptığını düşünmüyorum. Büyükanıt’ı da, eşini de çok seviyor, sayıyorum. Ancak Başbakanımızın da dediği gibi ‘ayaklar baş, başlar ayak olunca’ tabii ki kavramlar da karışıyor" dedi.
"Medya eşittir otosansür. Ülkemizde ve dünyada bir sürü önemli gelişme yaşanırken anahaber bültenleri mantının nasıl pişirildiğiyle dolu. Bu nedenle magazinin ve popüler kültürün Büyükanıt’ı malzeme olarak kullanması çirkin. Zaten çekirdek aile yapısı ve dili imha edildi. O yüzden Büyükanıt’ın ‘mankenliği’ bu kadar sorunun arasında önemsiz."
Şansal'a göre bu kadar emek ve para harcanan kıyafetlerin eskilerinden bir farkı yok:
"Kıyafetlere kuş kondurulmamış, hem asker kıyafetinin güzel değil, fonksiyonel olması gerekiyor. Nano teknolojisisnin uyduyla takip edilebilen bir sistem. Bu kıyafetin kırım kongo kenesinden koruyup korumadığını merak ediyorum, bu merakımı Seda Sayan gidersin. Büyükanıt o kıyafetin içinde kenelerden korunup korunamadığını merak ediyorum."
Kendisine böyle bir teklifin gelmesi halinde yanıtının olumsuz olacağını söyleyen Şansal "Barbaros Şansal jüri olmaz, kamuoyunun önünde öpüşüp, sevişmez, devlet ihalelerine girmez, reklam filmi çekmez" dedi.
"Arkadaşlarım yapabilirler. Onlar Nişantaşı modacıları, yapacaklar tabii ki. Ama biz namuslu insanlarla çalışan bir terzihaneyiz, modacı değiliz. Böyle bir siparişi kesinlikle reddederim."
"1968'de doğal elyaf imha edildi, ülke polyester çöplüğüne çevrildi. Türkiye’nin aksine dünya doğal elyafın kıymetini anladı. Unesco 2009’u doğal elyaf yılı ilan etti."
Şansal "Ben ne elbiseler gördüm içinde insan yok, ne insanlar gördüm üstlerinde elbise yok. Biz elbiseyi bırakalım da ülkemizi ne kadar savunuyoruz onu konuşalım. Eğitimimiz ne kalitede, yaşam koşullarımız hangi seviyede bunları tartışalım, bu tip konularla asıl gündemimizi kaçırmayalım" dedi. (BÇ/NZ)