Akşit, "büyük holdinglerin, şirketlerin aldığı teşvik, kredi ve diğer ayrıcalıklar hiçbir zaman küçük esnafa gösterilmediğini" belirtti.
"Bağ-Kur prim borçlarının ertelenmesi, işletme kredisi verilmesinde kolaylık tanınması, çıraklık eğitiminin yaygınlaştırılmasını isteyen" Akşit, sözlerine şu şekilde devam etti.
"Esnaf toplumun denge noktası"
Türkiye'de esnafın durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülke ekonomisinin en küçük birimi küçük esnaf ve sanatkarlardır. Bu kesime önem veren ülkelerin ekonomisi ilerlemiş ve gelişmiştir. Günümüzde, başta Almanya, Japonya ve Fransa olmak üzere birçok ülke küçük esnaf ve sanatkarları çeşitli teşvik ve kredilerle destekliyor.
Mesela Fransa'da büyük mağazaların şehir içine açılmalarına izin verilmiyor, şehir merkezinin 15-20 kilometre dışında yer gösteriliyor. Almanya ve Japonya'da da küçük esnafa verilen kredilerin faizleri ise sıfır denecek kadar az. Ayrıca, her işyeri açana da çeşitli şekillerde destek veriliyor.
Türkiye'de ise, Büyük marketlerle esnaf haksız rekabet ortamında karşı karşıya getirildi. Aynı kulvarda yarışmamızı bekleniyor.
Bu durumda ekonomik krizin yaşandığı 2002'yi esnaf nasıl atlattı? Sizin birlik olarak, bu konuda ne gibi çalışmalarınız oldu?
2002'deki ekonomik kriz, ülkede yaşayan herkesi olduğu gibi esnafı da etkiledi. En çok da küçük esnaf darbe aldı. Sadece Aydın'da yüzlerce esnaf kepenk kapattı. Sanayi sitelerinden tutun mahalledeki bakkala kadar etkilenmeyen esnaf kesimi kalmadı.
En önemli denge, mahalledeki bakkaldır. Çünkü bakkal sana bir ay sonraya, iki ay sonraya öde demezse, veresiye vermezse, bütçen sarsılırsa, bu tüm ekonomiye yansır. Esnaf, memur ve işçi gibi sokaklara da dökülmüyor. Bir gün o da olursa, vay bu ülkenin haline.
Taleplerimizin hiçbiri 2002 koşullarında yerine getirilmedi, ya da getirilemedi. Bu nedenle sıkıntılarımız sürüyor. Esnafımıza destek olabilmek için de tüm talepleri ilgili makamlara ilettik.
Esnaf 2003'e nasıl girdi? Yeni bir hükümet görevde, yeni bir yıla girildi. Özellikle hükümetten beklentileriniz nelerdir?
Yeni hükümetten beklentilerimiz çok. Bunların başında da Bağ-Kur primlerinin düşürülmesi geliyor. Bağ-Kur'lu üyelerimizin prim borçlarının askıya alınmasını, gecikme zamlarının silinmesini istiyoruz. Bağ-Kur emeklilerinden kesilen destekleme primi de kaldırılmalı. Ayrıca vergi çeşitleri azaltılmalı, oranları düşürülmelidir. Tabii, en önemlisi de asgari ücretten vergi alınmamalı.
Esnaf ve sanatkarlara teşvik kredisi verilmeli. Küçük işletmeler, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) kredisi ile desteklenmeli, devlet ihalelerinde öncelik tanınmalı. TEDAŞ "güç bedeli" adı altında esnaftan yasadışı tahsilatını sürdürüyor. Gıda Kodeksi değiştirilmedi. Büyük ve küçük esnaftan aynı oranda harç tahsiline gidiliyor. Bunlar büyük sorun.
Çıraklık eğitimi bize bağlanmalı
İşyeri ruhsatı verilirken odaların mutlaka görüşü alınmalı. Ustalık belgesi olmadan işyeri açılmasının önüne geçilmeli. Ve tabii ki en önemlisi, iyi bir yatırım politikasıyla piyasa canlandırılmalı. Bütün bunlar için umutluyuz, çalışmalarımıza devam edeceğiz. Esnaf yine Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu olarak etkinliğini sürdürecektir.
Çıraklık eğitimi ile ilgili önerileriniz var. Bu sistem nasıl geliştirilmeli?
Öncelikle ülkedeki tüm çıraklık eğitim merkezlerinin işletilmesi Esnaf ve Sanatkarlar Odaları'na ya da birliklerine verilmeli. Esnaf odaları, birlikler, federasyon ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), daha etkin rol oynamalı.
Çıraklık eğitiminin, öğretmen ücretlerinin devlet, diğer giderlerin Birlik tarafından karşılanmasıyla daha iyi işleyeceğini düşünüyorum. Böylece eğitilmiş esnaf ve sanatkarların sayısının artması sağlanacaktır.
Çıraklık eğitim okullarının geliştirilmesi de şart. Teknoloji çağındayız, tüm işyerlerine bilgisayar internet girsin istiyoruz. Böylece ilçesi dışına çıkamayan esnafımız internet aracılığıyla, işiyle ilgili tüm gelişmeleri takip edebilir, dünya pazarlarına ürün sunup, satabilme olanağına kavuşmuş olur.
Siz aynı zamanda 25 yıldır Aydın Kahveciler Odası başkanlığını yürütüyorsunuz? Bugün kahveci esnafının yaşadığı en büyük sorun nedir?
En büyük sorun 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu. Bu yasayla kahvehaneleri kapatma yetkisi tamamen polise bırakılmış. Ayrıca, bu yasa kapsamında kahvehanelerin okul ve cami gibi yerlerden belirli bir uzaklıkta olması gerekiyor. Bu şehir merkezlerinde belki mümkün, ama küçük yerlerde zaten küçük olan meydanın neresine kahvehane kurarsanız kurun, belirlenen yerlere yakın oluyor. Ayrıca 16 yaşındaki bir gencimiz, internet kafeye gidip bilgisayarla oynadığı için, yine bu kanuna göre işletme sahibi cezalandırılıyor. Buna bir son verilmeli.(NK/BB)