Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Projesi'nin yürütücüleri Keskin ve Karakaş örgüt üyeliği suçlamasıyla cezaevinde tutuklu bulunan iki mağdurun iddialarını basına açıkladı.
"İşkencede iz bırakmayan yöntem"
"Mağdurların anlattıklarının Adalet Bakanı'nın yaptığı açıklamaya cevap olduğunu" söyleyen Keskin, cinsel işkencenin Türkiye'de sistematik olarak devam ettiğini söyledi, "Türk polisi işkence yapmaktan vazgeçmediğini, özellikle cinsel işkence konusunda iz bırakmayacak, tespiti zor yöntemler bulduğunu tespit ettik" dedi.
Keskin ve Karakaş iki mağdur hakkında Fatih Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu, fakat, olayın hukuki açıdan açığa çıkarılması konusunda iyimser değiller: Şu ana kadarki deneyimlerimiz savcıların olayları örtbas edici davrandıkları şeklinde. Bundan bir önceki mağdur H.D hakkındaki davada da takipsizlik kararı verilmişti. Ama her bakımdan hak arama mücadelesine devam etmek istiyoruz.
İki mağdurun yaşadıkları
Avukat Karakaş, 23 ve 24 Eylül'de gözaltına alınan N.Ç. (21) ve S.Y.'nin (27) kendilerine anlattıklarını şöyle özetliyor:
* Eskiden kol bacak kırıyorlardı belki ama şimdi hafızaya kazınacak biçimde, ömür boyu etkileyecek yöntemler uygulanıyor.
* Defalarca ağız içine tükürme, ağız içine tükürüp, o tükürüğü atmasını engelleme, yutmasını sağlama, çırılçıplak soyma, hortum sokmaya çalışma ve vajinasına veya makatına tazyikli su sıkma...
* Bir tutuklu çırılçıplak haldeyken polis de çırılçıplak soyunmuş, penisini mağdurunu yüzüne sürmüş, ağzına sokmaya çalışmıştır. Her üç başvurucuya da bakire olup olmadıkları, seks yapıp yapmadıkları soruluyor. Ardından da bunların önemli olmadığı, zaten kendilerinin yapacağı tecavüzde çok içeriye girmeyecekleri ve böylece bekaretlerinin bozulmayacağı gibi şeyler söyleniyor.
* Her iki mağdur işkence süresi boyunca sürekli ayakta tutulmuşlar. Şınav, aerobik hareketleri, insan onuruna aykırı, küçültücü yöntemlerle hareket yaptırıp yorma ve ifadeyi kabule zorlamak için yapılmış.
Elektrik vermede yeni yöntem
* İki mağdur aç bırakılmış, gözleri bağlı, duvara dönük bekletilmişlerdir. Bu kişilere uygulanan yeni bir yöntem tespit edildi: Önceden vücuda doğrudan doğruya kabloyla elektrik veriliyordu, şimdi bir mağdura, vajina üzerine bir miktar pamuk koyarak kabloyu pamuğun üzerine koyarak elektrik vermişler. Bunu da şöyle açıklamışlar: "Sizin sülaleniz gelse bu elektriği tespit edemez. Çünkü biz pamuk kullanıyoruz tespit edilemez."
* Her iki mağdura da karın üzerine çok şiddetli şekillerde tekme ile vurmuşlar, her iki mağdur da gözaltında iken hiç dönemleri olmadığı halde yoğun, düzensiz kanama geçirmişlerdir. Bu haldeyken tazyikli su sıkılmıştır. Polisler bununla bile dalga geçmiştir.
* Mağdurları çırılçıplak yere yatırıp, polisler çırılçıplak üzerlerine uzanmışlar, tecavüz edeceklerini söylemişler.
İkisi de şu an zor durumda
Avukatların söylediğine göre mağdur S.Y. gördüğü işkence nedeniyle şu an düzensiz kanamalar geçiriyor, karnından aldığı tekmeler nedeniyle ağrı çekiyor, sık sık ağlıyor ve sürekli sigara içiyor. Uykusuzluk ve konsantrasyon güçlüğü çekiyor. Tedavi olmak istiyor ve yardım bekliyor.
Mağdur N.Ç.'nin durumu da farklı değil: Düzensiz kanamalar geçiriyor, sık sık ağlıyor ve konuşmakta zorluk çekiyor. Ailesinin yaşadıklarını bilmesini istemiyor, onların çok etkileneceğinden korkuyor.
Avukatlar bu kadınların tümünün son derece zor dönemler yaşadıklarına dikkat çekerek, şu anda cezaevinde oldukları için tedavi, suç duyurusunda bulunma gibi imkanlarının kısıtlı olduğunu söyledi. (HA/NK)