Özkan, Başbakanlığa gönderdiği mektup ve faksta, Erdoğan'ın Danıştay'la ilgili sözlerinin Danıştay'a "tavsiye ve telkinde bulunmak", dolayısıyla Anayasa'yı ihlal etmek olduğunu belirtti.
Çevre hakları savunucusu hukukçu, Danıştay'ın ve idare mahkemelerinin verdiği yürütmeyi durdurma kararlarına uyulmamasına da dikkat çekti.
Erdoğan: Danıştay Türkiye'nin eksikliklerine yönelik çalışmaları engelliyor
Dün (5 Nisan), Ankara'daki Müteahhitler Birliği'nde bir konuşma yapan Başbakan, Danıştay'ın, Türkiye'nin eksiklerine yönelik çalışmalarını engellediğini söylemişti.
Erdoğan, idare mahkemeleriyle Danıştay'ın verdiği yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarını uygulamayan hükümeti "Yargı kararlarını yerine getirmemek Anayasa ihlalidir" sözleriyle uyaran eski Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya'ya yanıt olarak, "Danıştay'da birçok engelle karşı karşıyayız. Ya bunu aşacağız, ya da bunu anlayanla yürüyeceğiz" demişti.
"Bu Danıştay, bu ülkenin Danıştay'ı. Kuvvetler ayrılığı içinde yargı başlığı altında yer alıyor. Ama bize şunu söyleyin: Bu ülkenin bir yatırımı var. Bu yatırımın çözülmesi için ne gerekiyorsa onu yapacağız. İşi çözelim. Ben bu noktada sizden bunu bekliyorum. Ama maalesef burada tıkanıp kalıyoruz."
Özkan: 138. maddeyi ihlal ettiniz
Avukat Özkan, Başbakan'ın bu sözleriyle Anayas'nın "Hiçbir organ, makam, merci ve kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz" diyen 138. maddesini ihlal ettiğini söyledi.
Özkan, uygulanmayan yürütmeyi durdurma kararlarına da değindi:
"Bu ülkede, idari yargı kararlarını uygulamayan veya arkasından dolanarak uygulanamaz hale getiren çok politikacı ve bürokrat gördük. Bu anayasaya aykırı uygulamaların hepsi hukuk devletinin temelini çürütmüş ve adalet sistemine büyük zararlar vermiştir.
"Örneğin, Karadeniz Sahil Yolu , Bursa Cargill işletmesi , Bergama-Ovacık Altın madeni işletmesi , Gökova ve Yatağan termik santralleriyle ilgili olarak Danıştay ve yerel idare mahkemeleri tarafından verilen yürütmenin durdurulması ve iptal kararları yetkili makamlar tarafından defalarca ihlal edilmiş ve böylece adalet sistemi siyasallaştırılmıştır."
Yargı kararı TÜPRAŞ'ta da uygulanmadı
Yürütmenin yargı kararlarını uygulamamasına bir örnek de TÜPRAŞ'ın satışıyla ilgili yürütmeyi durdurma kararı. Türkiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sendikası'nın (Petrol-İş) açtığı davada, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu yürütmeyi durdura kararı vermiş, sendikanın avukatı Gökhan Candoğan bu kararın uygulanmamasının suç olacağını söylemişti.
Yürütmeyi durdurma kararının uygulanması için 30 günlük sürenin dolmasının ardından, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun (ÖYK) vereceği karar doğrultusunda hareket edeceğini açıklamıştı. ÖYK'nin başındaki adsa, Başbakan Erdoğan'ın kendisi.
Anayasa'nın 138. maddesinde, Avukat Özkan'ın işaret ettiği yargıyı etkilemeyle ilgili metnin dışında şu ifade de yer alıyor:
"Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez." (TK/KÖ)