Mersin'de öğrenciler ve öğretmenler aşkın felsefesini tartıştı. Test Teknik Dershanesi Felsefesi tarafından düzenlenen tartışma, öğrenciler kadar öğretmenlerin de ilgisini çekti. Dershane personeli ve Mersin Üniversitesi Öğretim üyesi Hülya Karaaslan'ın yönettiği tartışmada, katılımcılar önce aşkı "yok" saydılar, ancak anıların gündeme gelmesiyle aşkın varlığını kabul ettiler. Yoğun ilgi gören aşk tartışmasında ilginç ve güncel tanımlamalar ortaya çıktı. İşte bazı tanımlar :
"Aşk iki kişilik bencillik"
"İnsanlar hayatlarında bir kez aşık olur"
"Aşk hayatın merkezine oturmaktır"
"Aşk acı çekmektir"
Öğrencilerin anılarından yola çıkarak yaptıkları tanımlamalar ise şöyle :
"Aşık oldum; iki günlüğünü de iki yıllığını da yaşadım ama ikisi de bitti"
"Aşkı yaşamadım ama yoktur da diyemem"
"Sonsuz aşk yok, bir sürü aşk yaşanır"
"Onu gördüğümde karnım ağrır"
"Aşk soyuttur"
"Sevgili sevgisi farklıdır. Sevdiğin için hayatını verirsin"
"Gerçek aşk için bağlılık ve çıkar gözetmemek gerekir"
Aşkın çıkar ilişkisi olup olmadığına ilişkin soruya ise katılımcılar "çıkar ilişkisidir ama olmaması gerekir" şeklinde yanıt verdi.
Aşkın ilkçağdan beri tartışıldığını savunan Karaaslan, her insanın potansiyel olarak aşka açık olduğunu, aşığın ise kendini cesur ve ölümsüz hissettiğini belirtti. Aşkın kelimelerle ifade edilemeyecek kadar güzel bir duygu olduğunu da söyleyen Hülya Karaaslan, aşkın varlık alanını da felsefi değerlerle açıkladı.
Karaaslan "aşkın varlık alanını biz belirleriz. Aşkın kişiye göre değişebileceğini ve tanımının da yaşanan aşk çizgisiyle orantılı olarak farklı olduğunu düşünüyorum" dedi.
Aşk Nedir Allahaşkına ?
"Aşkın bütün duyguları kendine çekme özelliği vardır. Kin, nefret, heyecan, sevgi, hoşlanma, aşkın içindeki duygulanmalardır" gibi bir tanımlamanın da yapıldığı "Aşkın Felsefesi" toplantısında, kişinin aşkı tek başına yaşadığı, karşıdaki kişinin bir öneminin olmadığı anlaşıldı.
Değerleri değersiz kılan aşkın tutku, sevda ve yaşam biçimine dönüştüğü ve bittiği andan itibaren de aşkın dostluğa, sevgiye ve bağlılığa da dönüşebildiği anlatıldı.
Kadınlarda aşkın iki yıl sürdüğü, üçüncü yıldan itibaren toparlanmaya başladığı, dördüncü yılda ise "bu adamın nesini sevdim ?" sorusunun gündeme gelerek aşkı bitirdiğini söyleyen Hülya Karaaslan, her zaman bu kuralın geçerli olmadığını, aşkın daha kısa sürebildiğini ya da kesintilerle sürdürüldüğünü sözlerine ekledi.(9.1.2001/YÖ/NU)