Fotoğraf: Dieter Titz / flickr.com
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) ‘geçim şartlarını’ ortaya koymak için her ay düzenli olarak yaptığı ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’nın Ekim sonuçlarını yayımladı.
Araştırmaya göre;
Yılbaşında açlık sınırı 4 bin 249 TL, yoksulluk sınırı 13 bin 843 TL, bekar bir çalışanın 'yaşama maliyeti' 5 bin 587 TL'ydi.
Ayrıca Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin ‘gıda için’ yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 2,48 oranında gerçekleşti. Gıda enflasyonda yılbaşından bu yana değişim oranı yüzde 81,19 oldu. Son on iki ay itibariyle artış oranı ise yüzde 134,77 olarak hesaplandı.
Türk-İş araştırmasında şu yorumu yaptı:
“Yükselen gıda, kira ve enerji faturaları karşısında gelirleri yeterince artmayan milyonlarca hane için bu kış daha çetin geçecek gibi görülüyor. Yılın başından bu yana hane elektriğine 3, hane doğalgazına 4 kez zam yapıldı.
Hane Halkı Fiyat Endeksi (HEPI) verilerine göre; metreküp başına Avrupa başkentleri arasında en ucuz doğalgazı Ankara’nın kullanıyor olmasına rağmen haneye giren paranın büyük kısmını kiraya ve gıdaya ayırmak zorunda kalan milyonlarca vatandaş, faturalarını ödemekte çok zorlanmaktadır.
“Resmi ağızdan duyurulan; gerçek kişi borçluların 30 milyar TL’ye yakın icra borcunun hazinece üstlenilecek olması ve vatandaşlara destek sağlanacak borçların önemli bir kısmının temel ihtiyaçlara tekabül eden elektrik, su, doğalgaz, telefon, gibi abonelikler olması hane bütçesinin ne kadar kırılganlaştığını kanıtlar niteliktedir.
“Ek olarak; ticarethane, sanayi, tarımsal sulama elektrik abonelerine yapılan zamların üretim maliyetlerini artırarak yurttaşlara hayat pahalılığı olarak geri döneceği de ortadadır.
“Dar gelirli ailelerin elde ettiği gelirin yeterli ve dengeli beslenme için gerekli harcamaları bile karşılayabilecek düzeyde olmadığı açıktır. Aileler, düşük düzeydeki geliriyle beslenme ve beslenme dışı harcamaları karşılayabilmek için çeşitli malların fiyatlarını da dikkate alarak tüketim malları arasında tercihte bulunmak zorunda kalmaktadır. Çoğu zaman fiyatı yüksek olan gıda maddeleri yerine fiyatı düşük olan gıda maddelerini seçmektedir.
“Bu durumda olan aileler, büyük bir olasılıkla beslenme dışı harcamalarının (kira, ulaşım, yakıt, elektrik ve benzerleri) bir kısmını da beslenme harcamalarından kısarak elde edebilmektedir. Sonuçta, gelir düzeyinin düşük ve yetersiz olması, dar gelirli kişi ve ailelerin sağlıksız ve dengesiz beslenme yapmasına yol açmaktadır.”
(HA)