Avukat Cem Halavurt, öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink ile ilgili görülen davaya yollanan ihbar mektubunun içeriğindeki iddiaların, ancak araştırıldıktan sonra gerçeğe hizmet edip etmeyeceğinin ortaya çıkacağını söyledi.
Halavurt, bianet'e yaptığı açıklamada, "soruşturmanın selameti ve mektubu yazan kişinin can güvenliği açısından ihbar mektubunu basınla paylaşmama kararı aldıklarını, konu basına sızmış olsa da herhangi bir yorum yapmayı doğru bulmadıklarını" söyledi.
İhbar mektubunun, cinayetin üzerinden altı yıl geçtikten sonra ortaya çıkmasıyla ilgili sorumuzu da şöyle yanıtladı:
"İfadelerin sıhhatı tartışmalı. Zaten basının eline geçen mektupta tek başına olayı aydınlatmaya yetecek düzeyde bilgi yok."
Vatan, Radikal ve Taraf gazetelerinde yayınlanan ve Tokat Cezaevi'nde bulunan M.A. isimli mahpusun yazdığı ileri sürülen mektupta, Dink cinayetinin planlanması ve Erhan Tuncel ile ilgili bilgiler bulunuyor. İhbar mektubunda, "Dink suikastının tümüyle Emniyet ve jandarma destekli olduğu" iddiasında bulunuluyor.
İhbar mektubu, Dink'i öldüren Ogün Samast'ın yargılandığı İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
"Kozmik odadaki bilgiler mahkemeyle paylaşılsın"
Dink ailesinin avukatları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına verdikleri dilekçeyle Seferberlik Tetik Kurulu arşivlerinde yapılan incelemelerde Dink cinayeti ile ilgili bilgilere ulaşılması durumunda bu belgelerin mahkemeye verilmesini talep etti.
Avukatlar Halavurt, Hakan Bakırcıoğlu ve Fethiye Çetin imzalı 14 Şubat tarihli dilekçe, "Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı'nda (kozmik oda) bulunan evraklarda Dink ile ilgili bilgi bulunduğuna dair basında çıkan iddiaların" ardından hazırlandı.
Dilekçede, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) raporundaki belgelerin ardından 17 Ocak'ta verilen önceki dilekçe de hatırlatıldı:
"MİT'in, Seferberlik Tetik Kurulu ve Özel Kuvvetler Komutanlığı Muhabere Arama Kurtarma ile ilgili belgelerin ve Özel Kuvvetler'de görevli bir subayın dönemin MİT müsteşarı Emre Taner'e hitaben kaleme aldığı ihbar mektuplarının TBMM Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu'na gönderdiği iddia edildi."
"İhbar mektuplarında, '...Hrant Dink cinayeti, Danıştay saldırısı, Papaz cinayetleri, Malatya Yayınevi baskını ve daha nice büyük küçük operasyonların ve olayların perde arkasında işlemi planlayan sevk ve idare eden TSK içinde bulunan birim Seferberlik Başkanlığı bulunmaktadır' denildiği iddia edildi."
Avukatlar bunun üzerine verdikleri dilekçede, şu taleplerde bulunmuştu:
"TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonuna yazı yazılarak MİT tarafından komisyona gönderilen evrakların bir suretinin istenmesi; MİT'e yazı yazılarak Dink cinayetine dair ellerinde bulunan tüm bilgi ve evrakların istenmesi; Başsavcılığınızca bu konu ile ilgili soruşturmanın derinleştirilmesi ve konu ile ilgili bilgisi olan kişi yahut kişilerin tespit edilerek tanıklıklarına başvurulması..."
Avukatlar, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik suikast iddiasıyla başlayan soruşturmanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütüldüğünü öğrendiklerini belirterek, basında çıkan şu iddiaları hatırlattı:
"2009 yılında, Ankara Çukurambar semtinde Bülent Arınç'a yönelik suikast iddiaları üzerine Genelkurmay Seferberlik Tetkik Kurumu'nda (STK) yapılan aramalarda savcılığın MİT'in meclise gönderdiği ihbar mektubunda anlatılanlara benzer bilgilere ulaştığı öğrenildi."
Bunun üzerine, Dink ailesinin avukatları dün verdikleri dilekçeyle "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılarak, Seferberlik Tetkik Kurulu arşivlerinde yapılan incelemelerde ve yürütülen soruşturmada Dink cinayetine dair bilgi yahut bilgilere ulaşılmış olunması durumunda bu bilgi yahut bilgilerin istenilmesini" talep etti.
Avukat Cem Halavurt, istenen belgelerde sanıklarla irtibatlı ya da bu işi organize eden geniş örgütün unsurlarına ilişkin bilgilerin ortaya çıkabileceğini söyledi ve "Tabii ancak belgeleri gördükten sonra neyle karşı karşıya olduğumuzu anlayacağız" dedi.
Genelkurmay da açıklama yaptı
Genelkurmay Başkanlığı da Taraf gazetesinde yayınlanan haberler üzerine yaptığı açıklamada, "Dink'in Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı Beyaz Kuvvetler tarafından öldürüldüğü yönündeki bir raporun MİT tarafından Meclis'e gönderildiği haberinin" doğru olmadığını ifade etti:
"Gündeme getirilen iddiaların kaynağı, 2007 yılında dönemin MİT Müsteşarı tarafından Devletin ilgili makamlarına elden sunulan isimsiz ve imzasız ihbar mektuplarıdır. Bu mektuplarda yer alan iddialar 2007 yılında incelenmiş, ancak herhangi bir işleme gerek görülmemiştir."
"TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nun çalışması sırasında araştırma konusu ile ilgili bilgi ve belgeler MİT Müsteşarlığından talep edilmiş ve 2007 yılındaki ihbar mektupları bir dosya halinde komisyona sunulmuştur. Komisyonun raporunu hazırlayıp TBMM Başkanlığına sunması sonrasında MİT tarafından gönderilen söz konusu belgelerin işleme alınmadığı öğrenilmiştir."
"İddiaların, yetkisiz ve usulsüz olarak, bir şekilde, basına sızdırıldığı bazı basın yayın organlarında yapılan yayınlardan anlaşılmıştır." (AS)