Fotoğraf, rapordan.
Hak odaklı çalışmalar yürüten altı örgütten oluşan sivil toplum heyeti, 6 Şubat depremlerinin ardından etkilenen bölgede 11-14 Şubat’taki ziyaretlerinin ardından rapor hazırladı.
Adil Yargılanma Hakkına Erişim Derneği, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, FİSA Çocuk Hakları Merkezi, Hakikat Adalet Hafıza Merkezi ve Yurttaşlık Derneği temsilcileri ile Kapasite Geliştirme Derneği ve bağımsız uzmanlarından oluşan sivil toplum heyeti, Adana, Adıyaman, Hatay, Antep, Maraş, Malatya, Osmaniye, Urfa illerini ziyaret etti.
Gözlem ziyaretinin amacını, afetlere müdahale, insani yardımlar ve afetin sonuçlarının giderilmesi ile ilgili tüm süreçlere afetten etkilenenlerin ve sivil toplum örgütlerinin etkin katılımının sağlanıp sağlanmadığını ve kamu makamlarının şeffaflığını değerlendirmek olarak açıkladılar.
Sivil toplum örgütleri, resmi makamların deprem öncesi, deprem sırası ve sonrasında yaşanan tüm sorunlardaki sorumluluklarını kabul etmesi gerektiğini, yıkımla ilgili yargısal süreçlerin daha önceki depremlerden sonra olduğu gibi cezasızlıkla sonlanmaması için önlem alınması gerektiğini açıkladı.
"Kurtarma çalışmaları geç başladı, yönetilemedi" |
Raporda şu genel değerlendirme yer aldı: “Afet koordinasyonu, acil müdahale ve insani destekle görevli AFAD, UMKE, KIZILAY ve diğer resmi yapıların ilk iki gün deprem bölgesinde ya hiç bulunmadığı ya da az sayıda ekip bulundurduğu, bölgedeki bazı köylere ise rapor tarihine kadar hiçbir arama/kurtarma/destek ekibinin gitmediği, Yaşamını kaybedenler bakımından gerçek sayının resmi olarak açıklananın çok üzerinde olduğu, Yaşam kaybının artmasında arama kurtarma çalışmalarına geç başlaması ve iyi yönetilememesinin de etkili olduğu, Yaşamını kaybedenlerin kimlik tespiti ve defin işlemleri bakımından tüm deprem bölgesinde geçerli standardize edilmiş bir sistem oluşturulmadığı, kimlik tespiti ve defin süreçlerinde sorunlar yaşandığı/gelecekte de yaşanacağının görüldüğü, gömülme hakkına - farklı dinsel inançları da dikkate alacak şekilde - saygı gösterilmediği, çok sayıda kayıp iddiası bulunduğu, hayatta kalanın yas tutmasına imkan verecek, insan haysiyetine uygun süreçlerin planlanamadığı, Hayatta kalanların tedavi hizmetlerine ulaşamadığı, bazı yerleşim yerlerinde hastanelerin yıkıldığı ve kurulan sahra sağlık çadırlarında yeterli teknik donanımın olmadığı, ağır hasarlı sağlık merkezlerinde sağlık personelinin gerekli müdahaleleri yapma sevk, yer gösterme, ilaca erişim konusunda ciddi sorunlar olduğu, Deprem bölgesinin genelinde barınma, tuvalet, elektrik, su, ısınma, hijyen koşullarının sağlanmasının en acil ve temel sorunlar olduğu, bu sorunların köylerde daha da ağır yaşandığı, İzleme yapılan bölgelerde depremden etkilenenlere genel olarak bilgilendirmenin yapılmadığı, depremden etkilenen kişilerin Afet Koordinasyon Merkezinin yerini dahi bilmediği/duymadığı, afet koordinasyonu bulunmadığı için çeşitli sivil toplum kuruluşları ya da yurttaşlar tarafından gönderilen yardımların ihtiyaç sahipleri ile buluşturulamadığı, depolama alanların olmadığı, AFAD’ın polisten, polisin askerden, yurttaşların hepsinden habersiz olduğu; ağır yıkımlara rağmen en sistemli çalışmaların belediyeler, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları tarafından yürütüldüğü, Görevliler ve depremden etkilenenler tarafından yapılan paylaşımlar/yakınmalar/bildirimler temelinde arama/kurtarma çalışmalarından başlayarak resmi kuruluşlar/makamlar tarafından temel ihtiyaçların dağıtımındaki yer seçimi/önceliklendirme, dağıtılacak kişi/kesim/grupların seçimi gibi türlü kategorilerde ayrımcılık söz konusu olduğu; Kürt, Alevi, Arap kasabaların, köylerin, mahallelerin desteklerden ya geç yararlandığı ya da hiç yararlanmadığı, İhtiyaçlar ile ilgili bildirim ve tedarik sürecindeki zaman farkının plansız bir operasyonu gündeme getirdiği, Geçici barınma alanlarının hızla oluşturulmadığı, buralarda kayıt tutulmadığı, yaş, cinsiyet, engellilik, farklı ihtiyaçlara sahip grupların ihtiyaçları ve talepleri görmezden gelinerek “genel bir yardım” mobilizasyonunu gerçekleştiği, Geçici barınma ihtiyacı çerçevesinde kışlık çadırın, çadır zeminlerinın gözetilmediği, güvenli ısınma araçlarının, yakıt, gıda çeşitliliğinin, bebeklere yönelik mama tedarikinin kız çocukları ve kadınlar için ped ihtiyaçlarının düzenli ve sürekli temin edilemediği, yetişkin bezlerinin, çadır izolasyonunun, battaniye, yatak, çocuk alanları ve oyun setlerinin, kitap ve ortak alan çadırların öncelikli ihtiyaçlar olarak öne çıktığı, Barınma alanlarında yaş gruplarına özgü düzenli sağlık ve psikososyal mekanlarının oluşturulması gerekliliği, Mültecilerin akıbetleri belli olmayacak şekilde araçlara doldurularak gönderildiği, bu süreçte kendileriyle ilgili çıkan genelge vb. düzenlemeler konusunda yeteri kadar bilgi sahibi olmadığı, kendilerini büyük bir belirsizlik içinde hissettikleri, mültecilere yönelik nefret söylemlerinin etkisi ile kriminalize edildikleri, Hak ve özgürlüklere erişimde güçlük çeken gruplara yönelik hiçbir afet koordinasyon politikasının olmadığı; kadınlara, çocuklara, LGBTİ+’lara, engelliler, gençler ve yaşlılara özgü ihtiyaçların ayırdında olunmadığı, onları da odağa alan bir kriz yönetimi yapılmadığı, Depremden etkilenenlerin bilgiye erişim konusunda büyük zorluklar yaşadığı; kişilerin kimliğinin, adreslerinin ve diğer ihtiyaç bilgilerinin e-devlet üzerinden alınması üzerine bir sistem kurulduğu, bu sistemin elektrik/internet/telefon kesintisi ya da telefon, bilgisayar gibi e-devlete girilecek araçların enkaz altında kalması/kullanılamaz halde olması nedeniyle çalışmadığı, bu konuda alternatif yol ve yöntem geliştirilmediği, farklı dillerde anonslar yapılmadığı, bütün bu sebeplerle ve koordinasyon eksikliği nedeniyle depremzedelerin bazen birkaç mahalle ötede su ve yiyecek fazlası varken yanı başındaki bir mahallede günlerce su ve yiyeceğe ulaşılamadığı, Depremzedelerin tahliyesi konusunda da sorunların olduğu, kimliklerini kanıtlayamayanlar bakımından sıkıntı yaşandığı, bir doğrulama ve güvenlik sistemi kurulmadığı, Yıkılmamış binalarda emniyet şeridi, uyarı levhaları vb. hiçbir önlem alınmamış olduğu, depremden sağ kurtarılanların daha sonraki arama kurtarma çalışmalarında yaşamlarını kaybettiği, bu konuda genel olarak bir düzensizlik ve sistemsizlik olduğu, Tüm koordinasyonun sağlanmasında olumlu bir fark yaratabilecek yerel sivil toplum kuruluşlarının şehirlerin girişlerinde saatlerce bekletildiği, çeşitli engellemelerle karşılaştığı; Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) gibi uluslararası kurumların İçişleri Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı gibi kurumlara yaptığı resmi başvurularına ise yanıt verilmediği gözlem heyetince tespit edilmiştir.” |
Raporda acilen yapılması gerekenler şöyle sıralandı:
(AS)