AKP, NATO Zirvesi İçin Tabanı Rahatlatıyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'e yönelik eleştirilerini ve "Türkiye'nin Kudüs'teki Başkonsolosluğu'na Filistin nezdinde bir büyükelçi atanabileceği" açıklamalarını yazar Faik Bulut, "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) tabanını yatıştırmaya yönelik aldatıcı politikalar" olarak değerlendirdi.

* AKP tabanının İslami duyarlılıkları var. Saadet Partisi (SP), İslami kuruluşlar ve muhalifler, bunu AKP hükümeti aleyhine kullanıyorlar.

* Erdoğan'ın ve İsrail Enerji ve Altyapı Bakanı Jozeph Paritzky'nin demeçleri, "danışıklı dövüş" hissi uyandırıyor. Erdoğan Şaron'u eleştirdi, Bakan da Erdoğan'ı eleştirdi. Bunlar tabanı rahatlatmaya, aldatmaya yönelik, günlük, tüketimsel demeçler.

"İlişkilerin özüne dokunmadan, politikaları eleştiriyor"

Siyasi iktidarın, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Büyük Ortadoğu Projesi'nde (BOP) rol almak istediğine değinen Bulut, "Türkiye'nin BOP çerçevesinde alacağı rol, NATO zirvesinde karara bağlanacak. BOP ve NATO çerçevesinde rol alacak bir ülke, İsrail'in bölgedeki politikalarını eleştiremez" dedi.

Türkiye'nin İsrail'le askeri ve stratejik işbirliği anlaşması bulunduğuna dikkat çeken Bulut, "Erdoğan'da bu çerçevede, İsrail'le ilişkilerinin özüne dokunmadan, Şaron politikalarını eleştirmekle yetiniyor" diye konuştu:

"İsrail, Türkiye'nin en fazla askeri araç-gereç verdiği ülke. AKP'liler, Şubat'ta, Lahey'deki Uluslar arası Adalet Divanı'nda İsrail'in inşa ettiği duvarla ilgili oturumlarda Filistin lehine tanıklık yapmaktan son anda vazgeçti."

Bulut, Erdoğan'ın tutumunu, Ebu Gharib cezaevindeki işkence fotoğraflarının ortaya çıkmasından sonra, ABD'nin sistematik işkencesini eleştirmek yerine işkenceci üç, dört askeri sorumlu tutan anlayışa benzetti

Bulut, "İşkenceci askerlerin değişmesi, işkenceyi yok etmeyecek. Sistem değişmedikçe, Şaron giderse yerine bir başkası geçecek." dedi.

"NATO zirvesi öncesinde ikna turları"

bulut, "Türkiye'de kamuoyunun ve siyasi kadroların NATO zirvesinden çıkacak kararlara ikna olması için, yapay ekonomik krizler; laik - antilaik cepheleşmeleri, İslamcı terör tehditleri bulunduğu şeklinde yönlendirmeler gerçekleşebilir" dedi.

Bulut, Türkiye'nin ABD-İsrail cephesinde yer almasına itiraz edenleri, siyasi dengelerin değişmesi için çaba harcamaya çağırdı:

* Türkiye'de siyasi muhalefet, kendisini devletin sahibi sayan odaklar ya da demokratik kuruluşlar NATO zirvesinden çıkacak kararları kabul edecekler mi, etmeyecekler mi? Zirvede itirazlar yükselebilirse, Türkiye'nin İsrail ve ABD ile ilişkileri de revizyondan geçirilebilir.

* Aksi, Türkiye'nin maceracı politikalara itilmesi, ABD'nin jandarmalığını yapması, istikrarsızlık çıkaracak güçlerin yanında yer alması, komşularına karşı cephe ülkesi olması demektir. (BB/EÜ)