AİHM'den Türkiye'ye Dört Mahkumiyet

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye'yi, dört ayrı davada işkence, yaşam hakkı ve özel hayatı ihlal etmekten tazminat cezalarına mahkûm etti. Türkiye, toplam 59 bin 800 avro ödeyecek.

Türkiye; polis şiddetine maruz kalanların açtığı davada 23 bin 500, cezaevindeki mektup yasağı davasında 1300, yaşam hakkını ihlalden 28 bin, makul sürede yargılamayı tamamlayamama davasında 7 bin avro ceza ve mahkeme masrafı ödeyecek.

Polis şiddeti

Van nüfusuna kayıtlı Beytullah Uğur ile Murat Abi, 15 Şubat 2005'te PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişini protesto için düzenlenen gösterinin ardından polis şiddetine maruz kaldıklarını ifade ederek 2006'da AİHM'e başvurmuştu. Uğur ve Abi, eyleme katılmadıklarını belirtmişlerdi.

Mahkeme, Türkiye'yi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS)  "Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamaz" şeklindeki 3. maddesinden mahkûm etti ve 23 bin 500 avro tazminat ödemesine hükmetti.

Özel hayata müdahale

2004'te Tekirdağ F Tipi cezaevinde tutuklu oluğu sırada bir mektubunun adresine ulaştırılmasına izin verilmeyen Fikret Akar davasında da Türkiye suçlu bulundu. AİHM, "Özel hayatın ve aile hayatının korunmasını" düzenleyen 8. maddenin ihlal edildiğine hükmederek Türkiye'yi, 300 avro manevi tazminat ve 1000 avro mahkeme masraflarını ödemeye mahkûm etti.

Yaşam hakkını ihlal

AİHM ayrıca, Türkiye'nin, zorunlu askerlik görevi süresince intihara teşebbüs eden oğulları ve kardeşinin yaşamını korumak için Türk yetkililerin yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia eden üç kişiye de tazminat ödemesine karar verdi.

AİHM, Havva Dudu Albayrak, Halil Albayrak ve Serkan Albayrak'ın başvurusunda, "yaşam hakkının ihlal edildiğini" belirterek Havva Dudu ve Halil Albayrak'a manevi tazminat olarak toplam 18 bin, Serkan Albayrak'a ise 9 bin, mahkeme masrafları olarak da toplam 1000 avronun ödenmesine karar verdi.

Uzun yargı süreci

Çalıştığı işten kaynaklanan hastalığı nedeniyle açtığı tazminat davasında yargı sürecinin uzun olduğu ve daha sonra verilen tazminatın enflasyon oranı ile ilişkili olarak yetersiz olduğu gerekçesiyle Coşar Cingil'in yaptığı başvuru üzerine açılan davada Türkiye haksız bulundu. Mahkeme, makul sürede yargılanma ve mülkiyetin korunması hakkının ihlal edildiğini belirterek, Cingil'e manevi olarak 7 bin avro ödenmesine hükmetti. (AS)