Dink cinayetinin 301. madde için alet edildiğini ileri süren Baykal, "Bu konuda Türkiye'ye yöneltilen eleştiriler yanlıştır. AKP bu kampanyaya boyun eğerse kendi bileceği iştir" diye konuştu.
Dink'in cenaze töreninde atılan sloganların hatırlatılması üzerine ise Baykal "Cılkını çıkarmamak lazım, daha ölçülü, soğukkanlı olmaya ihtiyaç var" dedi.
"301 değişikliği Türkiye'nin hissettiği bir ihtiyaç değil"
NTV'den Murat Akgün'ün sorularını yanıtlayan Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'ın "Derin devlet Osmanlı'dan beri vardır" sözlerini değerlendirirken, Dink cinayetin derin devletle bağlantısı olduğuna inanmadığını, ortada perişan bir Emniyet olduğunu söyledi.
Baykal'ın 301 ile ilgili soruya verdiği yanıt şöyle:
"Yani parlamentonun yapısı ortada. Hükümet istediği yasayı şu ana kadar çıkarmıştır, çıkarma imkanına sahiptir. Bu Hrant Dink cinayetinin 301 için bir gerekçe yapılması bence çok yanlış bir yaklaşım, çok sakıncalı bir yaklaşım. Maalesef bu konuda sistemli bir kampanyaya tanık oluyorum. Bu kampanyaya boyun eğme kararını AKP alırsa o kendi bileceği iştir.
"Bizim açımızdan değişen bir şey yoktur. Biz günlük olaylara göre değil, konunun özünü dikkate alarak değerlendirdik. Bu konuda Türkiye'ye yönelik baskıları haksız buluyoruz."
Türkiye'de İnsan Hakları Derneği (İHD) Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Mazlumlar ve İnsan Hakları İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) ve Düşünce Suçuna Karşı Girişim gibi insan hakları örgütlerinin ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Basın Konseyi ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) gibi basın meslek örgütlerinin değiştirilmesi veya yürürlükten kaldırılması için çağrılar yaptığı 301. maddeyle ilgili Baykal şöyle dedi:
"Maalesef bu Türkiye'nin kendi içinde hissettiği bir ihtiyaçtan dolayı değil yurtdışındaki belli merkezlerin aldığı karardan dolayı Türkiye'ye empoze edilmek isteniyor. Hükümetinde bu konuda direncinin giderek kırıldığını, kaybolduğunu görüyorum. Bu hükümetin meselesidir. Bizim açımızdan değişen bir şey yoktur."
"Tüm faili meçhuller Aksu döneminde"
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu döneminde gazeteci Çetin Emeç, öğretim üyesi Muammer Aksoy, Dink cinayeti, Danıştay saldırısı gibi önemli olaylar ve cinayetler işlendiğini vurgulayan Baykal, varolan tablodan İçişleri Bakanı ve Başbakanın sorumluluğu bulunduğunu belirtti.
Baykal, Emniyet'te değerli bir kadro olduğunu ancak Emniyet örgütünün felce uğratıldığını savundu.
"Türkiye güç bir döneme giriyor. Giderek bir kutuplaşma ortaya çıkıyor. Türkiye'nin ciddi bir güvenlik birimine ihtiyacı vardır. Artık sivrisineklerle uğraşmak yerine bataklığı kurutmak gerekir. Bataklık hükümetten kaynaklanıyor. Emniyette tarikatlaşma olur mu? Herkes Emniyet'te dilediği gibi kadrolaşıyor. Ayaklar altına alınmış magazin kültürünün içindeyiz. Sorumlular istifa etmeli."
Başbakan Erdoğan ve İçişleri Bakanı Aksu'nun olayda hukuki ve siyasi sorumluluğu olduğunu belirten Baykal, toplumun duyarlılığının törpülendiğini söyledi.
Baykal'dan Erdoğan'a: Başka kapıya!
Gazeteci Hrant Dink öldürülmeden dört ay önce Baykal, Başbakan Erdoğan'ın "301. maddeyi muhalefetle oturur, konuşuruz" şeklindeki sözlerine, "Başbakan, Türkiye'de Türk kimliğine hakaret etmeyi serbest bırakmanın ayıbına ortak arıyor. Benim cevabım ise başka kapıya" ifadeleriyle karşılık vermişti. (EÖ/EZÖ)