Adana’nın Aladağ İlçesi'nde 11'i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 22 öğrencinin de yaralandığı kız yurdu yangınıyla ilgili davanın bugünkü ilk duruşmasında, sanıklardan Yurt Müdürü Cumali Genç savunmasına "Ben yangında 12 yavrumu kaybettim biri de benim çocuğum" diye başladı.
"Benim yaşadığım acıyı kimsenin hissettiğini sanmıyorum. Eşim de yaralandı. Yurtta elektrik panosundan yangın çıktığını düşünüyorum. 2016'nın başında göreve başladım. Elektrik, su, kalorifer tesisatı geniş çalışma yapılmış, tadilattan geçmişti.
“Gelen itfaiyede sadece iki kişi vardı, vatandaşlarla birlikte kurtarma yaptık, merdiveni duvara dayadık, çocukları bu şekilde almaya çalıştık. Yangın tüpleri bakım için gönderilmişti. Kış nedeniyle pencereler de kapalıydı. Bu nedenle üçüncü katın penceresine taş atarak oradakilere ulaşmaya çalıştık.
“Öğrenciler dörtbuçukta (16.30) okuldan çıkıp yurda geliyorlardı, hafta sonu da evlerine gidiyorlar, bu nedenle yangın tatbikatı yapılamadı. Yangın merdivenlerinin kapıları açıktı, belki çocuklar oynarken kolları düşürmüş olabilir.
“İtfaiyenin kıyafetleri yoktu. Bu kadar uzun sürmesinde itfaiyenin büyük kusuru vardır. Sepetli bir itfaiye aracı olsaydı eğer yangında daha az ölüm olurdu. Yurdun kapıları kesinlikle kilitli değildi."
Kılınç: İlçede üç yangın daha oldu
Sanıklardan yurdun sahibi derneğin yönetim kurulu üyesi Mahir Kılınç yurdun 45 yıldan beri hizmet verdiğini söyledi.
“Cumali Genç orada yurt müdürü olarak görev yapıyordu. Yapılacak tadilatları, alınacak kişileri o belirliyordu. 17 yıl yurtlarda müdürlük yaptığını biliyorum, kendisine bu yüzden yetki verdik.
“Elektrik dağıtımını yapan firma yetkilileri benim de işyerime olayın olduğu gün gelip sayacını değiştirip inceleme yapacaklarını söylediler. Bu sayaçları aldıktan sonra ilçede üç yangın daha meydana geldi."
Öztaş: Sepetli itfaiye olsa...
Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Mustafa Öztaş ise, "Eğer sepetli bir itfaiye aracı olsa bu çocukların hepsi kurtarılırdı" dedi.
Sanıklardan Ramazan Keleş çocuklara yardım amacıyla dernek yönetiminde görev aldığını belirtirken, dernek üyesi Ramazan Dede ise yurdun işletmesi ile ilgili bir görevi olmadığını söyledi.
BİLİRKİŞİ ÖN RAPORU: YURDUN YANGIN MERDİVENİ KAPISININ KOLU YOKTU
Deniz: İtfaiyeye ulaşılamadı
Dernek yöneticisi sanıklardan Mahmut Deniz, yurttan kendisine telefon edildiğini, itfaiyeye telefonla ulaşamadıklarının söylendiğini anlattı.
"Bahçe hortumu ile çıkan alevlere müdahale etmeye çalıştım fakat bahçe hortumundan çıkan su alevlere etkisiz kaldı.
“Yangında yaralı kurtulanların arasında hem torunum hem yeğenim vardı. Eşim de bu yangında ağır yaralandı. Hatta hala tekerlekli sandalye kullanıyor."
Uğur da itfaiyeyi suçladı
Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı olan sanık İsmail Uğur da yangının bu kadar büyümesi ve çocukların ölümünde sepetli bir itfaiye aracının olmamasını gerekçe gösterdi.
Duruşmayı yangından sağ kurtulan dört kız öğrenci de izledi.
TIKLAYIN - KERESTECİOĞLU: SORUMLU İKTİDARIN ÇOCUK POLİTİKASIDIR
Kaya resmi sorumluların korunduğunu söylemişti |
TBMM Aladağ Yurt Yangınını Araştırma Komisyonu’ndan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Hüda Kaya 15 Mayıs'ta bianet'e komisyon olarak yaptıkları incelemeleri aktarırken “Pek çok dramatik olayda da olduğu gibi bu olayda da sorumluluğun ya ölenlere ya da yaşayan bir garibanın üstüne yüklenip resmi sorumluları işin içinden sıyırmaya yönelik gayretlerin olduğunu gözlemledim" demişti. Adana Barosu Başkanı Veli Küçük de 5 Mayıs'ta Aladağ yurt yangınına ilişkin iddianamede, sanıklara iki yıldan 15 yıla kadar hapis istenmesinin "sanıkların ödüllendirilmesi anlamına geldiğini" ifade etmişti. Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Ahmet Karagöz 30 Kasım 2016'da, yangının ardından Aladağ'daki ortaöğretim yurdundaki yangında ölen çocukların yaşlarının o yurtta kalmaya uygun olmadığını, Aladağ'a gittiklerinde sağlıklı bilgi almalarının polis tarafından engellendiğini söylemişti. |
TIKLAYIN - ALADAĞ'DAKİ YURT YANGINI DAVASINDA 15 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
"Yangın kapısı kilitliydi"
Yangında yaralı kurtulan öğrenciler de tanık olarak ifade verdi.
Biri "Biz olay anında ders çalışıyorduk, yangın kapısına koştuk kolu yoktu, kilitliydi, her zaman kilitliydi. Nefes alamayınca atlamak zorunda kaldık. Bize hiç yangın tatbikatı yaptırmamışlardı" dedi.
Bir öğrenci yangın merdiveninin kilitli olduğunu bildiği için aşağı atladığını anlattı.
Bir başkası "Camı açıp bağırdık ancak kimse duymadı. Arkadaşlarım peşpeşe atlamaya başladı. Ben de atladım. O an kadın hocalar vardı ancak o an onları görmedim" dedi.
"Para teklif ediyorlar, korkutmaya çalışıyorlar"
Hayatını kaybeden ve yaralanan çocukların ebeveynleri de ifade verdi. Hepsi dernek ve yurt yöneticilerinden şikayetçi olduklarını söyledi.
Kızı Tuğba'yı kaybeden Teslime Aydoğdu "Benim kapıma kadar geldiler yalvardılar. İki sene çocuklarımı onlara vermedim. Ama daha sonra yurt bulamayınca vermek zorunda kaldım. Çocuklarımı bile bile çatır çatır yaktılar. Bunların hepsi yalan söylüyor" dedi.
"Ben yurdun içine ilk gittiğimde korktum. Okul müdürüne gittim durumu anlattım, 'O yurt iyi verin' dedi. Bu din meselesi yüzünden yaktılar iki çocuğumu da. İçimdeki acı dinmez, herkesin burada olmasını beklerdim. Milli Eğitim, itfaiye... Ama sadece burada sanıklar var.
"Şu anda bize para teklif ediyorlar, korkutmaya çalışıyorlar, biz hepsinden şikayetçiyiz korkmuyoruz."
Zeliha Avcı'nın babası Mustafa Avcı "Şu an bize bu sanıkların yakınları baskı yapıyor" dedi.
"Bana en son sana '20, 30 bin lira para verelim davadan vazgeç' dediler. Bu sanıkların suçu yoksa bize niye para teklif ediyorlar?
"Ben bunların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum."
Ailelere saldırı
Duruşma bitiminde sanıkların yakınlarındna oluşan bir grup adliye önünde pankart açan aile yakınlarına saldırdı, yumruk attı.
Ne olmuştu
29 Kasım 2016'da Adana Aladağ'da Özel Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu'nda akşam saatlerinde yangın çıkmış, yurtta kalan eğitmen Fatma Canatan, yurt müdürü Cumali Genç'in kızı Sare Betül Genç, 8'inci sınıf öğrencileri Sema Nur Aydoğdu, Zeliha Avcı, Sevim Köylü; 7'nci sınıf öğrencileri Gamze Bagir, Sümeyye Yetim, İlknur Maden; 6'ıncı sınıf öğrencisi Nurgül Pertlek, 5'inci sınıf öğrencileri Bahtınur Baş, Tuğba Aydoğdu ile Cennet Karataş hayatını kaybetmişti.
Pencereden atlayan ve dumandan etkilenen 22 öğrenci de hastanelere kaldırılmıştı.
Aladağ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında yurt müdürü Cumali Genç, yurt çalışanı Mahmut Deniz, Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur ile dernek yöneticileri Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mustafa Öztaş, Mahir Kılınç tutuklanmıştı.
Yangınla ilgili önce tutuklanan ve sonra serbest bırakılan dört dernek yöneticisi Adana Barosu Çocuk Hakları Komisyonu’ndan avukatların, Sosyal Haklar Derneği ve Aladağ Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine tekrar tutuklanmıştı.
Sanıkların haklarında taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Yurt geçen ay içinde yıkıldı. (YY)
TIKLAYIN - TMMOB: ALADAĞ'DA YAŞANANLARA DENETİMSİZLİK YOL AÇTI