dünyadan notlar etiketli haberler

ABD’deki işverenlerin işçilerinden her yıl toplam 50 milyar dolar ücret hırsızlığı yaptığı tahmin ediliyor. Durum aslında Türkiye işçi sınıfının bundan yıllar önce söylediği ve söylemeye devam ettiği gibi: “Sahip olduğunuz servet, bizden çaldıklarınızdır.”

Sosyal medya şirketleri, nefret söylemi karşısında çocukların ruh ve beden sağlığını ne kadar önemsiyor bilinmez. Fakat sanal dünyada yazılıp söylenenlerin çocuklar açısından somut sonuçları olduğu bir gerçeklik olarak önümüzde duruyor.

Artan fiyatlar, Türkiye’de de sokağa adımımızı atar atmaz hissettiğimiz gibi, kişilerin hayatlarına doğrudan ve derinden etki ediyor. Ekonomik olarak darboğazda olan kişi ve haneler ise enflasyonun olumsuz etkilerinden daha çok nasibini alıyor.

Açıklanan deklarasyonlar, imzalanan bildirgeler, uluslararası hukuk ihlal edilerek, sivil altyapı ve yerleşim yerleri hedef alınarak sürdürülen savaşlarda sivilleri korumaya yeter mi? Keşke yetse. Keşke bizi yönetenlerin önceliği yaşamı korumak olsa.

Haberleri takip edip etmemek herkesin kendi iradesiyle karar vermekte özgür olduğu bir durum elbette. Fakat dünyada ya da ülkede olup bitenlerden haberdar olmamayı seçerek bir yurttaş ve seçmen olarak nasıl sağlıklı kararlar alabiliriz ki?

ABD'de kürtajın anayasal bir hak olmasının yasal zeminini oluşturan mahkeme kararı 24 Haziran'da iptal edildi. Bir sağlık hizmeti ve temel hak olan kürtaj hakkından mahrum bırakılan yurttaşlar ise hakları için seslerini yükseltmeye devam ediyor.

Katar Emiri, 2022 Dünya Kupası’na katılmak üzere ülkeye gelecek LGBTİ+’lar ile ilgili bir soruya cevaben, “ülkenin muhafazakar kültürüne saygı duyulmasını beklediğini” söyledi. Peki, ayrımcılık ve LGBTİ+ fobi “kültür” ile meşrulaştırılabilir mi?

Sadece ortak bir dil, kültür ve tarihe sahip olduğu düşünülen insan gruplarını değil, yiyip içtiklerini de bir ulus devletin sınırları içine, o ulus devletin sınırlarını belirlediği milli kimliğin duvarları arasına hapsetme çabası… Muhakkak beyhude bir çaba…

Psikiyatr Dr. Brietzke, "Toplumun görece büyük bir bölümünün siyasi yelpazenin iki ucunda, yani liberal ve muhafazakar uçlarında toplandığı bir durumda, siyasi iklimin akıl sağlığı üzerindeki etkisinin bir bölümü de kutuplaşma ile ilgili" diyor.

Unut(tur)manın cezasızlık ile eşitlendiği, siyasilerce bir tür araç hatta silah olarak kullanıldığı yerde hatırla(t)mayı seçmek, geçmiş - ve gelecek - hak ihlalleri karşısında her şeyden önce bir sorumluluk olarak önümüzde duruyor.

Sahiden… Liderlerin ayrıştırıcı, düşmanlaştırıcı söylemleri ve kendi siyasi çıkarları için yükselttikleri gerilim dışında Türkiye ve Yunanistan’da, İstanbul ve Atina’da yaşayan iki yurttaşı birbirine “düşman” edebilecek ne olabilir?

İtalya, son seçimlerle birlikte Avrupa’da yükselen aşırı sağ siyaset duvarına bir tuğla daha koymuş oldu. Seçim sonuçlarının İtalya ve Avrupa’nın geri kalanı için ne anlama geleceğini görmek için ise şüphesiz zaman gerekiyor.