Avukat, insan hakları savunucuları ve akademisyenler, Ceren Damar’ın “hatırasına saygı duyulması ve onu öldüren sanığın avukatı Vahit Bıçak’ın Avrupa Baroları ve Hukuk Birlikleri Konseyi’nin (CCBE) korumasında olamaz!” çağrısıyla imza kampanyası başlattı.
TIKLAYIN - Ceren Damar'ın Annesi: Ruhu İncindi Kızımın..
“Cumhurbaşkanına yazılan mektup kabul edilemez”
İmza kampanyasının çağrı metninde şöyle denildi:
"Ceren Damar’ı görevini yaptığı için, üniversitedeki ofisinde canavarca katleden failin yargılanması sırasında “savunma” hakkını kötüye kullanarak kurbana iftira atan ve ailesini yıldırmaya çalışan avukatı Vahit Bıçak, Avrupa Baroları ve Hukuk Birlikleri Konseyi’nin (CCBE) korumasında olamaz!"
“Kadın cinayeti savunucusu Vahit Bıçak; onuruyla görev yaparken katledilen Ceren Damar’ın hatırasına, insanlık onurunu ve avukatlık meslek etiğini hiçe sayarak alenen hakaret etmiş, cinayetin sorumlusu olarak bizzat Ceren Damar’ı göstermiş, mahkemede ve mahkeme dışında, katilin bu cinayetle “insanlık dersi verdiği”ni söylemiş, açıkça gerçeğe aykırı iddialarla mahkemeyi yanlış yönlendirmiş ve adaletin yerine gelmesini engellemeye yeltenmiştir. Bu suçlardan dolayı hüküm giyen Vahit Bıçak’ın hapis cezasının kaldırılması için CCBE Başkanı tarafından Cumhurbaşkanı’na mektup yazılması ve Bıçak’ın suçlarının meşru avukatlık faaliyetleri içinde gösterilmesi asla kabul edilemez."
“Bıçak yargılama süresince Ceren Damar ve ailesine yönelik sistematik olarak yalan beyanlarda bulunmuş, karalama, hakaret ve tehdit içeren ifadeler kullanmıştır. Mahkeme salonundan başlamak üzere kitle iletişim araçlarına ve sosyal medyaya kadar yürütülen karalama ve sindirme kampanyasının olağan avukatlık faaliyetleri ile bir ilişkisi olmadığı gibi ulusal ve uluslararası hukuk ve etik ilkelerine aykırı olduğu açıktır."
“Faillerin kasten kaba ve aşağılayıcı sözler kullanarak kurbanı/kurbanları kasten tahkir ederek, gerçek olmadıklarını bildikleri, bütünüyle hayal ürünü iddialarla sistematik olarak mahkemeyi ve kamuoyunu yanıltmaya çalışmaları ve kurbanların gözünü korkutmaya çalışmaları Avrupa hukuk sisteminin her yargı alanında suç teşkil eden bir eylemdir. Vahit Bıçak’ın seri eylemleri, en temel profesyonel davranış standartlarının kabul edilebilir sınırlarının çok ötesine geçtiği için dünyadaki herhangi bir yargı alanında yaptırımlar gerektirecektir."
“Vahit Bıçak, eylemleriyle, kadın hakları örgütlerinin yüzyıllarca mücadele ettiği ve ceza adaleti sistemindeki kadın kurbanların acı verici deneyimlerinin ve ikincil mağduriyetlerinin iyi bir şekilde belgelendiği benzer davalarda da bulunan tüm davranışları sergilemiştir. Şiddet içeren suçların kadın kurbanları suçu hak ettiklerini "göstermek"! amaçlı manipülasyonlara maruz kalmaktadırlar! Hangi Devlette olursa olsun, kurbana iftira ve gözdağı içeren eylemler, kadınların çektiği acıların tarihi ve kadınları evrensel olarak şiddet ve ayrımcılığa karşı koruyan uluslararası belgeler açıktır: Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın her türü, nerede ve hangi bağlamda meydana gelirse gelsin yasaktır. Buna mahkemeler de, hele hele TV ve Twitter da dahildir!"
“Vahit Bıçak'ın avukatlık yaptığı davasında seri olarak işlediği kurbanı suçlama ve kurbana suçluluk-atfetme hem ciddi bir ahlaki suçtur hem de kötü niyetle işlenen saldırgan ve asılsız iddialarla birleştiğinde, suç da teşkil edebilir."
"Bunlar uygar bir yargılamanın en temel ilkelerini baltalamakta ve mahkeme ortamının kurbanlar açısından güvenliğini tehlikeye atmakta, yargılamaya katılan kişilerin adil yargılanma hakları için büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Bu gibi eylemler tüm yargılamayı amacından saptırırlar ve sonuçta adaletin işleyişine müdahale teşkil ederler. Avukatların Rolüne İlişkin Birleşmiş Milletler Temel İlkeleri avukatların müvekkillerine uygun şekilde yardımcı olmak için adalet idaresinin temel temsilcileri olarak mesleklerinin onurunu ve haysiyetini her zaman korumalarını öngörmektedir.
“Avrupa Baroları ve Hukuk Birlikleri Konseyi’nin yargılamaları izlemeden, hiçbir araştırma ve inceleme yapmadan Bıçak’ın hukuk ve ahlak dışı davranışlarının meşru avukatlık faaliyetleri kapsamında olduğunu mektubunda yazması ve verilen cezanın kaldırılmasını talep etmesi etik davranış kurallarının ihlalidir ve Konsey’in yetkilerinin kötüye kullanımıdır."
“Bu nedenle, savunma avukatının profesyonel davranışı ve performansı için rehberlik sağlamayı amaçlayan evrensel olarak kabul edilmiş standartlar vardır. Dünyanın pek çok yargı alanında cezai savunma uygulaması mağdurun kederi ve korkusu üzerine oynanan sınırsız bir av değildir; mağdur kavramı, 1985 BM Suç ve Yetki İstismarı Mağdurları için Adaletin Temel İlkeleri Bildirgesi (Genel Kurul Kararı, No. 40/34) tarafından tanımlanmıştır.
“Ceren ve ailesinin dostları, hukukçular, İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI, DESTEKÇİLER ve adalete inanan tüm insanlar olarak Avrupa Baroları ve Hukuk Birlikleri Konseyi’ni…
· Vahit Bıçak’ın aldığı cezanın kaldırılması İÇİN CUMHURBAŞKANINA YÖNELTİLEN talebi acilen geri çekmeye;
· Öncelikle Ceren Damar ve ailesinden olmak üzere, dava süresince emek veren tüm hukukçu, aktivist ve destekçilerden özür dilenmesini ve kamuoyunun bu doğrultuda bilgilendirilmeye;
· yargılamayı izlemeden, dosyayı incelemeden bir yargılama hakkında görüş bildirmenin meslek örgütü etik’ine aykırı olduğunu kabul edip özür dilemeye;
· meslek birliği olarak kadın kurbanlarla ilgili yargılamalara özgü olarak savunma etiki standartlarına ilişkin politika belgesi geliştirmeye çağırıyoruz!”
TIKLAYIN - İmza kampanyasına katılın
Ne olmuştu? Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde araştırma görevlisi olan Ceren Damar Şenel 2 Ocak 2019'da gözetmen olarak görevli olduğu sınavda öğrencisi İsmail H.'nin kopya çektiğini tespit etmiş ve hakkında idari işlem yapmıştı. Sınavdan çıktıktan sonra "Bugün onu öldüreceğim" diyerek arkadaşının yanından ayrılan H., tekrar okula gelerek babasının silahıyla Şenel'e önce ateş etmiş ardından bıçaklayarak öldürmüştü. Cinayetin ardından olay yerinden kaçan H. aynı gün polise giderek teslim olmuş ve adli soruşturma kapsamında tutuklanmıştı. H. ilk ifadesinde Şenel'i kendisini kopya çekerken yakaladığı için öldürdüğünü söylemesine karşın cinayetten 4 ay sonra ifadesini değiştirmiş ve Şenel ile ilişkisinin olduğunu öne sürmüştü. Davanın, 21 Şubat 2020 Cuma günü Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen son duruşamda Mahkeme, sanık Hasan İsmail H.'ye , "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan bir yıl, "silahla tehdit" suçundan da 2 yıl ayrıca hapis cezası verdi. Takdir indirim uygulanmadı. Bıçak'ın Damar hakkında söylediği sözler nedeniyle Ankara Barasu 22 Şubat 2020'de Bıçak hakkında disiplin soruşturması başlatmıştı. Hatırlatma * Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ceren Damar Şenel'in katili Hasan İsmail Hikmet'e verilen cezayı onamıştı. Bıçak, savunmalarında hem Ceren Damar'a hem de ailesine hakaret etmişti. *Sanık avukatı Vahit Bıçak, duruşmadaki savunmasında Ceren Damar Şenel'in, müvekkiline cinsel istismarda bulunduğunu, konumunu kullanarak bu istismarı sürdürdüğünü ve müvekkilini tehdit ettiğini iddia etmişti. *Bıçak, yine sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Sevgili lise ve üniversite öğrencisi gençler; üzerinizde otorite kullanma yetkisine sahip öğretmen, öğretim üyesi, okutman, araştırma görevlisi vs. yüksek not verme veya başka vaatlerle cinsel taleplerde bulunursa sakın sessiz kalmayın" demişti. *Damar ailesi bunun üzerine sanık avukatı Vahit Bıçak hakkında, duruşma sırasında yaptığı savunmalar, sosyal medya paylaşımları ve açıklamaları nedeniyle şikayette bulundu. Avukat Vahit Bıçak hakkında, 'kişinin hatırasına hakaret' ve 'hakaret' suçlarından 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. |
İddianameden İddianamede, H.'nin 2014'te başladığı Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 2015'te Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne yatay geçiş yaptığı, danışmanı Ceren Damar Şenel'in kendisiyle yeterince ilgilenmediğini düşünerek husumet duymaya başladığı belirtildi. İddianamede, H.'nin 2016'da "devlet teorisi" sınavında kopya çekerken Şenel tarafından yakalanarak hakkında işlem yapıldığı, bir hafta okuldan uzaklaştırma cezası verildiği, şüphelinin danışmanına yönelik husumetinin bu nedenle arttığı iddia edildi. Olay günü 2 Ocak tarihinde medeni usul hukuk dersinin sınavında H.'Nin "beş adet şeffaf tükenmezkalem içine medeni usul hukuk dersi notlarının yerleştirmiş olduğu halde" kopya çekmeye çalışırken yakalandığı, sınav gözetmenlerinden biri olan Şenel'in, öğrenci hakkında tutanak tuttuktan sonra salondan çıkardığı ifade edildi. İddianamede, şüphelinin "kamu görevlisi olan maktuleye tabanca ile 2 el ateş ederek ve bıçakla saldırarak yaralayıp yere düşürdükten sonra bile bıçakla saldırmaya devam ettiği belirtildi. İddianamede "2 adet ateşli silah yarası ve vücudunun kafa bölgesi de dâhil değişik bölgelerinde olmak üzere 17 adet kesici delici alet yarası oluşturacak şekilde canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürdüğü tüm dosya münderecatından anlaşılmaktadır" denildi. H.'in ifadesinde "Ceren Hoca'nın odasına öldürme kastıyla gitmemiştim, bana sinkaflı hakaret edince 2 el ateş ettim, akabinde kendimi kaybettim..." şeklindeki beyanlarına ilişkin olarak da "Kendisine haklılık payı çıkarıp cezadan kurtulma amaçlı olduğu, bu beyanlarının inandırıcılığının bulunmadığı" denildi. H.'nin babası hakkında "nitelikli şekilde kasten öldürmeye yardım ve yargı görevini yapanı etkileme", annesi hakkında ise 'yargı görevini yapanı etkileme' suçundan takipsizlik kararı verildi. |
(EMK)