Fotoğraf: Merve Tur/bianet
"Hakemliğe devam etmem için adımı soyadımı değiştirmem söylendi. 'O hakem olduğu anlaşılmasın' dendi. Sanki ben kötü bir şey yapmışım gibi tanınmamam için benden bunu istediler."
Cinsel yöneliminden dolayı hakemlikten ihraç edilen Halil İbrahim Dinçdağ 13 yıldır haklarının iadesi için mücadele ediyor.
Dinçdağ, mücadelesinin nasıl başladığını ve devam ettiğini, Merkez Hakem Kurulu adaylığını ve kitabı "Hakem Olmak ya da Olamamak"ı bianet'e anlattı.
Hakemlik hayatınız hangi gerekçelerle bitirildi ve mücadeleniz 13 yıl önce nasıl başladı?
2008 yılında askerliğe gitmemek için rapor aldım. 2009'da Trabzon İl Hakem Kurulu bana askerden rapor aldığım için hakemlik yapamayacağımı söyledi. Gerekçe olarak, Merkez Hakem Kurulu'nun iç talimatının 25. maddesi "Sağlık sorunları nedeniyle askerlikten muaf olanlar hakemlik yapamaz" gösterildi. Raporu sağlık sorunları nedeniyle almadığımı belirtmeme rağmen ve doktorların da "Hakemlik yapabilir herhangi bir sağlık sorunu yok" demelerine rağmen hakemliğim bitirildi. Hakemlik haklarımın iadesi için "Sağlık sorunumun olmadığını, eşcinsel olduğum için askerlikten muaf olduğumu" belirten detaylı bir dilekçe yazdım ve Hakem İşleri Müdürlüğü'ne gönderdim. Ardından yazdığım dilekçe basına servis edildi. Sonrasında ise bu mücadeleyi Trabzon'da yürütemeyeceğimi anlayıp İstanbul'a geldim.
"Adını soyadını değiştir"
Dava öncesinde durumu kendi içimizde çözmek için Hakem Kuruluyla bir araya gelmek istedim. Müsait olmadıklarını söyleyip benimle irtibata geçmediler. Daha sonra Merkez Hakem Kurulu'ndan Osman Avcı, avukatımı arayıp, hakemliğe devam etmem için adımı soyadımı değiştirmemi söyledi. "O hakem olduğu anlaşılmasın" dedi. Sanki ben kötü bir şey yapmışım gibi tanınmayayım diye benden bunu istediler.
"2015 yılında davayı kazandım"
2010 yılında Futbol Federasyonu'na maddi ve manevi tazminat davası açtığım davayı, 19 duruşma sonrasında kazandım. Daha sonra gerekçeli kararla spor federasyonunun ayrımcılık yapmadığını yazdılar. Gerekçeli karara, tazminatın miktarına itiraz ettik ve Yargıtay'a başvurduk. Yargıtay itirazımızı "manevi tazminat koşulları oluşmamıştır" diyerek reddetti. 1,5 yıl önce Anayasa Mahkemesine başvurduk ve hâlâ cevap bekliyoruz.
13 sene süren uzun yargılamadan dolayı (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) AİHM'ne başvuracağız. Türkiye'de maalesef hukukun üstünlüğü yok, güçlünün hukuku var. Fatih Terim'in Futbol Federasyonu'na açtığı tazminat davasının üç ayda sonuçlanmasını buna örnek verebilirim. Benim davam da 13 yıldır sürüyor.
Bu süreçte futbol dünyasından hakem ya da oyuncu, herhangi birinin desteğini gördünüz mü?
Medyadan belli kişiler oldu. Meslektaşlarımdan telefonla arayan birkaç kişi oldu. Ama bire bir yapamadılar. Çünkü o dönemin yöneticileri hakem arkadaşlarıma "Halil İbrahim Dinçdağ'la görüşen olursa görev vermeyiz" dediler.
"Futbola aşık bir insanım"
O süreçte çok destek görmedim. Sporda böyle bir şeyle karşılaştıkları için çok çekindiler. Dünyada aktif olarak görev yaparken açılan ilk hakemim. LGBTİ+ hareketi için de yeni bir şeydi, bir anda kendilerini sporun içinde buldular. Nasıl bir yol izleyeceklerini de bilemediler. Tabii zamanla davaya da çok destekleri oldu. Bir süre sonra ise herkes kendi işine döndü. Zamanla mücadelemde tek başıma kaldım.
Spor camiasında olup da cinsel kimliğini açıklayamayan meslektaşlarınızın tepkileri ne oldu?
Eşcinsel kimliğini açıklayamayan birçok hakem ve futbolcu var. Açıkladıkları takdirde aforoz edileceklerini biliyorlar. Bana açıktan bir destek veremiyorlar, ama arka planda "Hocam haklısın böyle saçmalık mı olur? Mücadelene devam et" diyerek desteklerini belirtiyorlar.
Aslında açıklamak zorunda bırakılmasaydım belki bugün ben de görevime devam edecektim. Bu olaylar öncesinde de "eşcinselim" ya da "eşcinsel değilim" gibi beyanlar ben de vermiyordum. Rutin hayatıma devam ediyordum. Gizleme ya da söyleme gereği duymuyordum.
Özel liglerde hâlâ hakemlik yapıyorsunuz. Hiç futbol camiasından uzaklaşmayı düşündünüz mü?
Hakemliği de futbolu da çok seviyorum. 10 yıl futbol oynadım, 14 yıl hakemlik yaptım. Bu olaylardan sonra da özel liglerde hakemliğe devam ettim. Futbola aşık bir insanım. Hakem camiasıyla ilgili benim hayallerim var. Asla bırakmayı düşünmedim.
Merkez Hakem Kurulu Başkanlığına adaylığınızı açıkladıktan sonra nasıl tepkiler geldi?
Güzel tepkiler gelmişti. Medya genelde böyle açıklamaları seviyor. Çünkü onlar için bu durumlar bir 'entrika'. Hakem camiasının eleştirilip yerden yere vurulması reyting yapıyor. Çünkü medyanın da hoşuna gidiyor. Böyle entrikaların olması, hakem camiasının eleştirilmesi, hakemlerin yerden yere vurulması... Reyting yapacak haberler lazım. Onun için Hakem Kurulunun da pek hoşuna gitmiyor benim bu çıkışlarım.
"Kadın-erkek dağılımına dikkat edeceğiz"
Merkez Hakem Kurulu'na atandığınız takdirde ne gibi değişiklikler yapmayı planlıyorsunuz?
Kısa, orta ve uzun vadeli projelerimizi hayata geçirmek için biz beş yıllık sözleşmeyi imzalayacağız. Eğitim kurulunu oluşturacağız. Çünkü Türkiye'de hakemler maalesef eğitim alamıyor. Merkez Hakem Kurulu'nun yapısını değiştireceğiz. 11 kişilik kurul içerisinde en az 4 kadın üye olacak. Ayrıca yine kadın - erkek dağılımına dikkat edilerek denetleme kurulu oluşturulacak ve ay ay rapor çıkaracağız. Geçmişte pek çok haksızlığa uğramış insanlarla irtibata geçmeyi planlıyoruz. Hepsinin hakları, itibarları iade edilecek.
"Hakem sendikası kuracağız"
En önemli projelerimizden biri de hakem camiasının sendikasını kuracağız. Hakemlerin sendikal hakları olacak. Bir kere bizim önceliğimiz hakem olacak; önceliğimiz koltuk, isim, tanınmak, şöhret olmayacak. Önceliğimiz hakem ve hakem camiasına hizmet olacak. Onun için biz bu sendika işine çok önem veriyoruz.
Mesela biz her ilde yer alan spor akademileriyle irtibata geçip bir hakemlik dersi konulmasını talep edeceğiz. İl spor akademilerindeki öğrencileri hakemliğe teşvik edip, oralardan hakemler yetiştireceğiz.
"Hakem olmak ya da Olamamak - Saha Dışında Kalanlar" kitabınız hakemlerle yaptığınız röportajlardan oluşuyor. Bu kitabı yazmaya iten motivasyonunuz neydi?
Merkez Hakem Kurulu hakemleri haksızlığa uğrattığı zaman bir gerekçeli açıklama yapmıyor. Böyle bir gerekçeli açıklama yok. Yani mesela Bülent Demirlek'in ve Vedat Yüksel'in bir anda hakemlikleri bitirildi. Bu hakemler üst düzey FIFA Kokartlı uluslararası hakemken bir anda açıklama yapılmadan işlerine son verildi. Onlar da çok mücadele ettiler ama hâlâ işten çıkarılma gerekçelerini bilmiyorlar.
Aslında insanların bu meslek içinde nasıl mağdur edildiğini, ne gibi mücadeleler verdiğini insanların bilmelerini istedim.
"Geçmişte haksızlığa uğramış çok hakem var"
Türkiye'de futbolcu, hoca, teknik adam, yöneticilerle ilgili kitaplar yazıldı. Ama hakemlerle ilgili bir kitap yok. Bunun üzerine ben de bir çalışma yaptım. Üst düzey görev yapmış 9'u kadın 8'i erkek 17 hakemle röportajlar yaptım. Bu hakemlerin ortak özelliği, geçmişte haksızlığa uğramış olmaları. Yani bu kitap hakem camiası adına ilk olma özelliğini taşıyor. Kitapta üst düzey görev yapmış, FIFA kokartlı haksızlığa uğramış hakemler var. Öncelikle hakemlerin kitabı alıp okuması lazım.
Başka kitap projeleriniz var mı?
İki kitabın altyapısı hazır ama henüz yazmaya başlamadım. Biri "Türkiye'de kadın sporcu olmak ya da olamamak." İkincisi ise kendi hayatımı anlatan bir kitap olacak. Kitabın da finali olması adına dava sürecinin sonuçlanmasını bekliyorum. Dünyada örnek teşkil etmesi adına, haksızlığa uğramış insanların da görmesi adına bu kitabı yazacağım.
"Futboldaki homofobik duvarları çatlattım"
İş yerlerinde, okullarda aslında her yerde insanlar homofobiye maruz kalıyorlar. Siz de yıllardır mücadele ediyorsunuz. Bununla ilgili olarak neler söylemek istersiniz?
Asla çekinmesinler, pes etmesinler. Çünkü çoğu insan korkuyor, tırsıyor, köşesine çekiliyor. Ülkeyi terk etmem yönünde tehditler aldım, takip edildim. Ama mücadele etmeye devam ettim. Çünkü ben vermiş olduğum mücadelemin ne olduğunu çok iyi biliyorum.
Pes ettiğimiz an, bittiğiniz andır. Çünkü pes ettiğinizi gördükleri an sizin üzerinize gelirler.
Sizi ezip, yok etmeye çalışacaklar.
Futboldaki o homofobik duvarları çatlattım, o sıvalar artık gitti. Davayı kazandığım zaman da o duvarlar yıkılacak, yerle bir olacak. Ben buna inanıyorum. Korkularınızın üzerine gidin. Korkularınızdan kaçarsanız, o korkularınız sizi bir gün gelir, esir alır ve bir ömür boyu korkak olarak yaşarsınız.
(MT/AÖ)