Friedan, bu kitabında, İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD'nin cinsiyetçi temellerini sergilemeyi hedefler; milyonlarca Amerikalı annenin ve evkadınının boğucu, baskıcı ve insanlık dışı koşullarda yaşamaya mahkûm edildiğini ileri sürer. (2)
Kitabın kısa süre önce yayımlanan son baskısına giriş yazısında Anna Quindlen, bu kitabın kadın hareketine katılan milyonlarca kadının yaşamını değiştirdiğini, kadınların bitmek bilmeyen ev işi yükünü sırtından atıp, çocuklarını ve kocalarını beslemek dışında, zihinsel birikimlerini ve yeteneklerini kullanabilecekleri işler bulmaya yöneldiğini anlatır.
Friedan, Kadınlığın Gizemi'nde, kendisinin de parçası olduğu, banliyölerde oturan üniversite eğitimli ev kadınlarının, ev işinin boğucu tuzağında yaşadıkları bunalımı ("Hepsi bu mu?") güçlü bir gözlem ve analizle irdeler ve Amerikalı ev kadınlarının umutsuz bir durumda olduğunu sergiler.
Ne var ki, kadın hareketini ateşlediği öne sürülen kitabın bu alandaki etkisi feminist çevrelerde tartışmalı bir konu. Çok sayıda feminist, kitabı, kadınlara miyop gözlükle bakmakla eleştiriyor.
Kitapta ABD'de 1950'lerde kadınların yaşadığı ekonomik zorluklar ve sorunlarına ilişkin bir cümle bile bulunmuyor.
Milyonlarca yoksul, işçi kadının ya da beyaz olmayan/renkli kadının düşük ücret, ırkçılık, hem ev işi ve hem de fabrika işinin çifte yükünü taşımak zorunda kalmak gibi sorunları yaşadığına dair en ufak bir ipucu yoktur kitapta.
Rosemarie Tong'un ifadesiyle, "Friedan, eşlik ve annelik rollerini tatmin edici bulmayan beyaz, orta sınıf, heteroseksüel ve eğitimli kadınların bakış açısı dışındaki var olan herhangi bir olgudan/gerçeklikten habersiz görünmektedir".(3)
bell hooks,* özellikle Friedan'a kadın hareketinin kuruculuğu atfedildiği için, onun çizdiği Amerikalı kadın portresinin daha da zararlı siyasal sonuçları olduğunu belirtir. (4)
hooks, Friedan'ın, kendisi gibi kadınların daha fazla ev işinden kurtulup beyaz erkeklerle eşit işlerde çalıştıkları zaman, çocuklara kimin bakacağına, ev işi yükünün kimin sırtına bineceğine değinmez bile.
Erkeksiz, çocuksuz, evsiz kadınların ihtiyaçlarından hiç söz etmez. Beyaz olmayan kadınları, yoksul beyaz kadınları yoksayar. Okurlara hizmetçi, çocuk bakıcısı, fabrika işçisi, büro işçisi ya da fahişe olmanın, varlıklı sınıftan ev kadını olmaktan daha tatmin edici olup olmadığına dair hiçbir şey söylemez.
Ama hakkını vermeli, Friedan "seçilmiş bir grup kadının uğradığı cinsiyet ayrımcılığının etkilerini" yararlı olacak şekilde sergilemiştir.
hooks'un eleştirilerine katılan çok sayıda feminist, Friedan'ın Kadınlığın Gizemi'nin, siyasal eyleme temel oluşturacak bir teori olarak liberal ya da burjuva feminizminin keskin sınırlarını temsil ettiğini öne sürdü.
Liberal feminizmin yanlışı, bir iki tamirata ihtiyacı olduğu öne sürülen ABD kapitalizminin bir sistem olarak kabulünde yatar. Liberal feminizm, ırkçılık ve cinsiyetçilik gibi bazı "adil olmayan uygulamalar" ortadan kaldırılırsa bu sistemin pekâlâ işlerlik kazanacağını ve adil bir sistem haline geleceğini iddia eder.
Friedan'ın beyaz, orta sınıf kadınlara tek yanlı olarak odaklanması ve onların sorunlarının bütün kadınları kapsadığını varsayması onun cinsiyetçilik ve kapitalizme bakışını da sergiler.
Friedan'ın liberal ya da burjuva teorik yaklaşımı, NOW'daki çalışmalarında benimsediği liberal siyasetlerde, kadınların ekonomik ve sivil eşitliğe ulaşması hedefine odaklanması ve cinsel politikanın dikenli alanlarını yok saymasında da kendini gösterir.
Gerçekten de Friedan, NOW'da cinselliğin, özellikle de lezbiyenliğin politik düzeyde tartışılmasına karşı çıktı (daha sonra bu tutumundan vazgeçti). Dahası, Friedan'ın kadın hareketine "saygınlık" normunu sokmaya çalışması, hareketin ilk yıllarında radikallerin kıyasıya eleştirisine hedef oldu.
Ona göre kadın hareketi yaklaşımlarında makul, ılımlı, heteroseksüel, aileyi yıkıcı değil aile-sever, erkek düşmanı değil erkek-sever olmalıydı.
Friedan'ın politik geçmişi
Daniel Horowitz'in "Betty Friedan ve Kadınlığın Gizemi'nin Kurgulanması" (5) adlı çalışması Friedan'ın politik geçmişi hakkında önemli bilgiler/veriler sağlıyor.
Horowitz anılan kitabı yazmadan önce Friedan'ın burjuva ve liberal olmayan düşünce ve eylemlerinin dökümünü sunar. Friedan Smith College'de okuduğu yıllarda (1932-1942) militan bir solcudur.
Çevresi ABD Komünist Partisi üyelerinden oluşur. Kendisinin anlatımından partiye üye olmak için başvurduğunu anlarız, ancak bu konuda daha fazla bilgi vermez.
Çok sayıda bildiri ve yazısı partinin yayın organlarında yayımlanır. 1952'de yazdığı bir broşürde, kadın işçilerin ağır iş koşulları ve uğradıkları cinsiyet ayrımcılığını başarıyla betimler.
Bunlardan daha da ağırı Afro-Amerikalı kadınların (siyahların) uğradığı ırk ayrımcılığı ve "çifte ayrımcılık"tır. Friedan 1952'de hamile kalınca çalıştığı sendika gazetesinden atılır.
Bu bilgilerin son kırk yıl boyunca ortaya çıkmadığını, Friedan tarafından bilinçli olarak saklandığını ve kamuoyunda tartışılmasını istemediğini öğreniyoruz.
Friedan'ın politik geçmişini gizlemesinin nedenleri üzerinde burada durmayacağız. Önemli olan şudur: Friedan'ın, dar bir çevreden de olsa, Amerikalı ev kadınlarının durumunu analitik bir bakışla sergilemesinin gücü, gençliğindeki solcu düşünce ve pratiğinden kaynaklanır.
Kadınlığın Gizemi'ni yazdığı sırada açıkça sağlam ve tecrübeli bir politik aktivistti. Ancak kitabın ilk müsveddelerinde bulunan Marx, Engels ve de Beauvoir'dan alıntıları yayımlamadan önce metinden ayıklamıştır.
Horowitz, Friedan'ı McCarthyciliğe ve anti-komünizme karşı mücadele eden bir feminist ve radikal olarak tanımlar ve liberal feminizmin sosyalist feminizmle bağlantısına dikkat çeker.
Horowitz'e göre ABD'de McCarthycilik, 1940'ların başında ve 1950'lerde ilerici toplumsal hareketlere, özellikle de feminizme büyük zarar vermiş ve feminizmi yok edemese bile yeraltına itmiştir.
Horowitz'e göre, "Friedan'ın onurlu mücadelesi, politik geçmişi, onu Amerikan tarihinin önde gelen, kahraman ve ilginç bir figürü haline getirir. Friedan'ın geçmişi, İkinci Dalga feminizme, hem kendisinin hem de Amerikalı feministlerin gurur duymasını gerektiren, çok daha zengin bir mirası armağan etmektedir." (YZ/BA)
1) İstanbul, E Yayınları, 1983. ABD'de büyük ilgi gören ve çoksatan kitabın yayımından üç yıl sonra Friedan, 27 kadın ve erkekle birlikte kurduğu NOW'ın (National Organization for Women - Kadınlar Ulusal Örgütü) 1966-1970 yılları arasında başkanlığını yürüttü.
2) Bu yazıda Joanne Boucher'in "Betty Friedan and the Radical Past of Liberal Feminism" (New Politics 9, s. 3) makalesinden yararlandım.
3) Feminist Thought (Boulder: Westview Pres, 1998), 26.
4) Feminist Theory: From Margin to Center, (Cambridge, MA: South End Pres, 2000), 1-2.
5) Betty Friedan and the Making of The Feminine Mystique (Amherst: University of Massachusetts, 1998).
*bell hooks, siyah feminist. Adını özellikle küçük harf yazıyor.