Haberin Kürtçesi için tıklayın
LGBTİ+’lar son günlerde İstanbulkart kullanımı sırasında yaşadıkları sorunları sosyal medyada daha sık dile getirir hale geldiler.
Uyum sürecinde olan translar, dış görünüşleri ve akbillerindeki cinsiyet hanesindeki farklılık yüzünden ayrımcılığa uğradıklarını söylüyorlar.
İBB’nin şoförlere verdiği usulsüz kullanım bildirim hakkının onları açık hedef haline getirdiğini düşünüyorlar. Nefret söylemine maruz kalıyorlar.
bianet, LGBTİ+’ların İstanbulkart sorununu ve ulaşım hakkından nasıl mahrum bırakıldıklarını dinledi:
“Otobüse bindiğimde kapüşonumu takıyorum”
Cemre:
“Ben bir trans kadın olarak bu sorunu yaşadım ve öğrenci kartıma usulsüz kullanım uyarısı geldi. Eğer bir kere daha gelirse kartım iptal edilecek. Bir gün otobüse bindiğimde yüzümde makyaj ve küpelerim vardı. Kısaca toplumun gözünde ‘kadın’ olarak görünüyordum. Kartımı bastım, şoför ‘Kartınıza bakıyım’ dedi. Baktı. Sonra pat diye bildirim yaptı oradaki makinadan. İlk başta ne olduğunu anlamadım. Otobüsten indiğimde bir mesaj gelmiş İETT’den.
“Usulsüz kullanım tespit edilmiştir. Tekrarlandığı hâlde kartınız iptal edilecektir’ yazıyordu mesajda. 600 lira da ceza kesiyorlarmış. Bir kere daha uyarı alırsam kartım iptal edilecek ve ceza kesilecek. Daha sonrasındaysa İBB’ye iletişime geçmedim ama konuyla ilgili twit attım. Twitime yanıt bile vermediler.
“Ben haftanın dört günü okula gidiyorum ve her otobüse bindiğimde böyle küpelerimi çıkarıyorum kapüşonumu kafama geçiriyorum. Kaygılıyım ve korkuyorum başıma bir şey gelecek diye.”
“Kartım iptal edilecek, ne yapacağımı bilmiyorum”
Berk:
“Ben trans erkeğim ve kimlikteki cinsiyetimi henüz değişmediğim. Dış görünüş cinsiyetimle kimlik cinsiyetim uyuşmuyor. Otobüse bindiğim zaman bazı sıkıntılarla karşılaşıyorum. Öncesinde ‘Şoförler bir sıkıntı mı var’, ‘Başkasının akbilini mi kullanıyorsun’ tarzında sorular soruyordu. Uyarıyorlardı sinirle, kızıyorlardı. Ben de kendimi açıklıyordum.
Fakat şu an sistem değişmiş. Sistemdekinden farklı bir kimlik olduğunda, cinsiyetler uyuşmadığında bildirim gönderebiliyorlar. Bana da yedi defa bildirim geldi. Bu durumda kartım iptal edilecek ve 600 lira gibi bir para ödemek zorunda kalacağım. Ne yapacağımı bilmiyorum.”
“Senin kimliğinle ilgilenmiyorum”
Deniz:
Deniz ise İstanbul’a taşınmasının henüz ilk haftasında bu sorunu yaşadığını ifade ediyor:
“Bir gün otobüse bindiğimde şoför ‘Bu kart senin mi’ diye sordu. Benim olduğunu söyledim. O da ‘Sen kadın mısın’ dedi. Ben de evet; kart benim, kimliğim burada isterseniz gösterebilirim dedim. ‘Ben senin kimliğinle ilgilenmiyorum, sen kadın değilsin’ dedi. ‘Bakın, kimlikte kadın yazıyor’ dedim. Bu isim benim dedim. Kimlikte de aynı isim yazıyor, herhangi bir sorun olmadığını söyledim. Kartın bana ait olduğunu söyleyip yerime geçip oturdum.
“Beş dakika sonra hatalı kullanım verdi şoför. Hatalı kullanım verdiğini bu tip olaylardan haberdar olduğum için anlayıp yanına gittim. Bu yaptığınız usulsüz sizi şikayet edeceğim dedim. Bu şikayetinizi geri alın doğru bildirim yapın, ben size kimliğimi göstermeme rağmen hatalı kullanım veriyorsunuz dedim.
‘Ben senin kimliğine bakmak zorunda değilim. Orada kadın yazıyor sen kadın değil erkeksin’ dedi.
“Nefret söylemini sürdürürken otobüs kullanmaya devam etti.”
“Ben de otobüsün içindeyken 153’ü arayıp şikayet oluşturdum. Şikayet oluşturduğumu görünce daha da sinirlendi ve kameraya almaya başladı. Kameraya alıp ‘Bu kişi kadın mı erkek mi siz söyleyin, ben ne yapayım, ben görevimi yapıyorum’ şeklinde konuştu.
İnsanlar tepki gösterdi, yanımda annem vardı, annem de tepki gösterdi. O sırada hakaretler etmeye devam etti. İnsanlara bakıp ‘Haksız mıyım, Bunun kadına benzer bir hali mi var’ cümleleriyle nefret söylemlerini sürdürdü. Bütün bunlar olurken otobüsü sürmeye devam ediyordu.
“İBB’den şikayetime dönüş alamadım ama olayı Twitter’a taşıyınca tarafıma dönüş yapıldı. Bu kontrolleri yapma nedenlerini açıklamaya çalıştılar. ‘Başkaları anne kartını kullanıyor, mülteciler bilmem kimin kartını kullanıyor’ dediler. Orada da bir ırkçılık ve öteki olma kimliği üzerinden bir ayrımcı dil kullandılar.
“Onlara göre nüfusun yüzde 50'si kadın yüzde 50'si erkek”
“Onlara göre nüfusun yüzde 50'sinin kadın yüzde 50'sinin erkek olduğunu düşünürsek bu uygulamanın herhangi bir kişiyi ayırt etmede işe yaramadığını, cinsiyet hanesinin kaldırılması gerektiğini doğrudan söyledim. Bana geri dönüş yapılacağı söylendi ama bu süreçte herhangi bir geri dönüş olmadı, aksine benim kartım iptal edildi.
“Kartımı neden iptal ettiklerini öğrenmek için 153 yeniden aradım. Bir yanıt alamadım. Elimde olan kartı da dijital kartımı da kullanamadım. Tekrar öğrenci kartımı alana kadar bu süreçte tam ücret ödedim.
“Bu olayı yaşamadan önce de otobüse gergin biniyordum. Bu durumlar benim de başıma gelir mi diye. Yaşadığım bu olay sonrasında sürekli bir sıkıntı çıkacak mı diye tedirginim, şoförü gözetliyorum. Yerime oturduktan sonra acaba hatalı kullanım verecek mi diye bakıyorum. Ulaşımın benim için bir hak olduğunu biliyorum. Bu hizmeti bana sağlamak zorundalar. En basit bir ulaşım hakkında ben böyle bir mağduriyet yaşamaktan, bunları düşünüp kaygılanmaktan usanmış durumdayım.”
Uslu: Kişiyi tehlikeye açık hale getiriyor
Bu sorun üzerine çalışan konuyla ilgili İstanbul Üniversitesi Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı’nda transların kent hakkına ilişkin tez yazan Lamdaistanbul LGBTİ+ Dayanışma Derneği Gönüllüsü Niyaz Uslu ise şunları ifade ediyor:
“Şoför akbil basıldığında ekranında K ya da E harfi görüyor. Buradan yola çıkarak karşısında baktığı kişinin cinsiyet ifadesine dayalı olarak bu kart senin değil diyor, kimlik soruyor.
Bu durumda şoför ya karşısındaki kişiye hiçbir şey demeden sessizce usulsüz kart bildirimi yapıyor, ya da otobüste açıkça kişiyi açık hedef haline getiriyor. Böylece kimliği açıklanan kişiyi de tehlikeye açık hale getiriyor.
“Bu durumun iki ya da üç kez tekrarlaması durumunda kartı bloke olan translar, bu sebeple hastaneye ve okula gitmek için otobüs kullanamıyorlar. Dolmuş, taksi vb. araçlarla yolculuk ediyorlar. Öğrenci LGBTİ+’lar tam basım ücreti veriyorlar. Zaten trans yoksulluğu dediğimiz bir durum var. Ekonomik olarak istihdamdan dışlanan kişiler bu insanlar. İstanbulkart kullanamamaları onları kentten ve yaşamdan daha izole ediyor.”
Şoförler sorunun tek kaynağı değil
Uslu incelediği bir makalede 2021’de 41 transla yapılan görüşmede 37’sinin şiddet ve saldırılara daha çok otobüslerde maruz kaldıklarını söylediğini ifade ediyor. Bu sebeple şoförlere verilen usulsüz kullanım bildirim hakkının bir an önce geri alınmasını talep ediyorlar.
Uslu şoförlerin toplumsal cinsiyet konusunda eğitim almasının ve bilinçlendirilmesinin de soruna başka bir çözüm sunacağını söylüyor. Şoförlerin sorunun tek kaynağı gibi algılanmamasının ve hedefe konmamasının da altını çiziyor.
İBB’nin 153’ü arayan mağdurlara her seferinde farklı yanıtlar verdiğini anlatan Uslu, belediyenin yerel eşitlik eylem planı uyarınca daha kapsayıcı politikalar geliştirmesi gerektiğini belirtiyor.
Kart iptaliyle karşılaşan transların hemen 153’ü arayıp şikayet oluşturmalarını tavsiye ediyor. Uslu görüşme yaptığı translara da bunu tavsiye verdiğini söylüyor. Bildirim yapılıp talep oluşturulduğunda kartların anlık olarak açılabileceğini ama bunun çok da bilinmediğini aktarıyor.
(ED/HA)