Kadınlara özgü göç nedenlerinin bir çok ayağının olduğu görülen araştırmada, "bağlantılı"göç olgusuna dikkat çekilirken, bunun aile, iş bulmak, evlilik ya da tayin gibi nedenlerle kadına etkisi olduğuna gönderme yapılıyor.
Toplumsal ve mekansal değişim içeren göç süreçlerinde; ekonomik sınıfsal, kültür ve etnik kimlikler kadar ulusal ve cinsiyetçi kimliklerin de önemli rol oynadığına işaret ediliyor.
Kadınların "zorunlu" ya da "güvenlik" nedeniyle yapılan göçten etkilenimlerinin daha fazla olduğu üzerinde durulan araştırmada "köy boşaltmaları" nedeniyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da dört bini aşkın köyün, 500 bine yakın köylünün göçe tabi tutulduğu belirtiliyor.
"Güvenlik nedeniyle göç eden kadınlar sağlıklarını ve maddi durumlarını yitiriyor. Eğitim düzeyi ne kadar düşükse, kadınlar göçten o kadar fazla etkileniyor" denilen araştırmada göç nedeniyle aile içi ilişkilerde değişiklik olduğuna, kadınların özellikle çocuklarıyla olan ilişkilerinin zayıfladığına işaret ediliyor.
"Göç ettikten sonra yaşamınızda bir değişiklik oldu mu?"sorusuna, güvenlik nedeniyle ya da zorla göçe tabi tutulan kadınların, verdikleri yanıtları şu cümleyle özetleniyor.
"Eşim cezaevine girdi, oğlumun biri askere gitti, gelinim intihar etti".
Kadınların aile içi ilişkiler bağlamında anahtar rol oynadığı üzerinde durulan araştırma da; zorunlu göçe tabi tutulmuş kadınların dörtte birinin eşiyle, üçte birinin çocuklarıyla ilişkilerinin bozulduğu vurgulanırken, araştırmaya katılan kadınların diğer yarısınınsa; göçle özgürlüklerini kazandıkları, kadın kimliklerinin farklılaştığı ve köydeki çalışma koşullarından kurtuldukları için sevindikleri, gerçekler arasında.
İnsan hakları gözlüğüyle göç
"Human Rights Watch" internet sitesinde yayımlanan, "İnsan Hakları İzleme Komitesi" nin 2002 yılı raporunda, "Hükümet, göç ettirilen kişileri etkin bir şekilde koruyan ve onların gereksinimlerini karşılayan şeffaf bir program ortaya koymadığı sürece, uluslararası camianın geri dönüş çabasına katkı yapma olasılığı hemen hemen yoktur" deniliyor.
İnsan Hakları İzleme Komitesi araştırma görevlisi Jonathan Sugden, "Bu insan hakları sorunu, tekil insan hakları sorunları içinde Türkiye'de en fazla sayıda insanı etkileyen sorundur" derken, 1999 Mart'ında ilan edilen Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Programında herhangi bir sonuç doğmamasını, köylüleri genellikle tarlalardan çok uzakta olan merkez köylere yerleştirilmesine bağlıyor.
Türk Hükümeti'nin geri dönüş planlarının Bosna ve Kosova gibi yerlerde göç ettirilmiş kişilerin geri dönüşü ve çatışma sahnesi olan yerlerin yeniden imar edilmesi için milyarlarca dolarlık yardım taahhüdü veren uluslararası yardım kurumlarının desteğini kazanmadığı üzerinde de durulan bu rapor dışında, AB kriterleri doğrultusunda da Türk Hükümeti kıskaca alınıyordu.
1980 sonrası "zorunlu göçe" uğrayanların "Köye Dönüş"ünü sağlamak adına, Hacettepe Üniversitesi'yle işbirliğine gidiliyor ve yeni bir proje geliştiriliyordu. 2006 yılında açıklanacak bu raporla birlikte "boşaltılan köylerin" mültecilerinin, köye dönüşlerinin gerçekleşeceği umut ediliyor.(AD)