Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği'nin dün (12 haziran) düzenlediği konferansın amacı, zorla evlendirme konusunu kültürlerarası bir platformda irdeleyerek hak ihlalinin önlenmesi veya gerekli müdahalenin yapılmasını sağlayacak hukuki ve idari düzenlemelerin hayata geçirilmesine yönelik öneriler geliştirmek.
Konferansa Türkan Bakır, Neşe Özen (SHÇEK), Müjgan Güneri (Van Kadın Derneği), Gül Ayşe Başarı (Orient Express), Canan Arın (Mor Çatı Vakfı), Sybillr Schreiber (Terres de Femmes), Hannah Buckley (Zorla Evlendirme Birimi,İngiltere), Serap Şener (BM Nüfus Fonu), Dr.Matthias Bartke (Lawaetz Vakfı,Almanya), Pınar İlkkaracan, Karin Ronge (KİHEP) konuşmacı olarak katıldılar.
Almanya'da zorla evlendirilenlerin yarısı Türkiyeli göçmen
"Türkiye'de Zorla Evlendirme: Genel Çerçeve ve Önleyici Politikalar" başlıklı ilk panelde, kadına yönelik şiddet, zorla evlendirme ve aile içi şiddet konularında yürütülen kampanyaların, kadının bilgilendirilmesi, kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin bu konuda duyarlılaştırılmasıyla paralel yürümesi gerektiği vurgulandı. Serap Şener, BM Nüfus Fonu'nun (UNFPA) toplumsal cinsiyette eşitsizlik ve kadına yönelik şiddet konusunda uluslararası alanda mücadeleye kaynak yarattığını, fakat çalışmalarının henüz ulusal politika belirleme boyutunda olduğunu söyledi.
Hamburg-Aile, Sağlık ve Tüketici Koruma Dairesi'nden Dr. Matthias Bartke, Almanya'da zorla evlendirilen kadınların çoğunlukla göçmen kadınlar olduğunu belirtti.
2005'te yaptıkları bir araştırmaya göre, zorla evlendirilen kadınların yarısı Türkiyeli, yüzde 16'sı Afganistanlı, yüzde 25'i farklı ülkelerden.
Bartke, bu durumun üç türde yapılan evliliklerin sonucu olduğunu söylüyor: Almanya'da yaşayan göçmen erkeklerin kendi ülkelerinden kadınlarla evliliği, Almanya'da yaşayan göçmen kadınların evlenmek üzere ‘memleketlerine gönderilmeleri ya da Almanya'ya yerleşmek için yapılan evlilikler.
İş işten geçmeden
"Bilinç Yükseltme Programları ve Yerel Örgütlenme Yoluyla Kadın ve Kız Çocuklarının Güçlenmesi" başlıklı ikinci panel, "Bedensel ve Cinsel Haklarımız" adlı belgesel film gösterimiyle açıldı.
Konuşmacılar, İzmir, Van, Batman ve Mardin'de zorla evlendirilen kadınlara nasıl ulaştıkları ve ekonomik, sosyal, tıbbi, psikolojik destekleri konusunda yaşadıkları deneyimleri paylaştılar.
SHÇEK'ten Türkan Bakır, "10, 20 yıl önce zorla evlendirilen kadınlara ancak bugün yardımcı olabiliyoruz. Amacımız, bu evlilikler gerçekleşmeden kadınlara ulaşabilmek, önleyici tedbirler alabilmek" dedi.
Çifte mağduriyet
"Zorla Evlendirmeler ve Göç: Karşılaşılan Zorluklar ve İyi Örnekler" başlıklı son panelde, 1988'de göçmen kadınlar tarafından ve göçmen kadınların haklarını korumak amacıyla kurulan Orient Express'ten Gül Ayşe Başarı, Avusturya'da yaşayan Türkiyeli göçmen kadınlara yardım konusunda yaşadıkları güçlükleri aktardı: "Aile içi şiddet yaşanması durumunda Avusturya ceza yasaları kadının insan haklarına saygılı; fakat göçmen kadınlara oturma izni verilmiyor. Dolayısıyla kadının eşinden bağımsız bir hayat sürmesi mümkün olamıyor."
Terres des Femmes'den Sybille Schreiber, Almanya'da zorla evlendirilen göçmen kadın oranının, Almanya'nın "olmayan göç politikasının" bir sonucu olduğuna değindi.
Çözüm hak arayışında
Zorla evlendirmeye karşı çözüm önerileri geliştirmek üzere bir araya gelerek yerel, ulusal ve uluslararası boyutta deneyimlerini paylaşan kadınlar, kadının insan hakları ihlallerini ortadan kaldırmak amacıyla "hukuki düzenlemeler yapılması gerektiğinde" hemfikirler. Kadınları hakları konusunda eğitmenin yanı sıra, polisleri, hakimleri, öğretmenleri de bu konuda bilinçlendirmek çözüm önerileri arasında. Ama en önemlisi, kadınların kendi mücadelelerini ellerine alması.. (NV-CU/TK)