Fotoğraf: MA
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin (CİSST), Pandemi ve Hapishaneler başlıklı uluslararası konferansının ikinci günündeki “Hapiste sağlık ve pandemi” başlıklı oturumda hasta mahpuslar ve sağlığa erişim hakkı konuşuldu.
“Kısıtlamalar, süreyle sınırlandırılmalı”
MA’nın haberine göre, CİSST’ten Jiyan Ay’ın moderatörlüğündeki oyurumda ilk olarak, Hollanda Leiden Üniversitesi’nden akademisyen Adriano Martufi çevrimiçi bir sunum yaptı.
Avrupa Konseyi (AK) içerisinde bulunan politika birimlerinin pandemi sürecinde bir takım tavsiyeler ortaya koyduğunu fakat bunun yasal anlamda bir bağlayıcılığı olmadığını kaydeden Martufi, bu süreçte getirilen kısıtlamalara değindi:
“Ziyaret hakkının engellenmemesi gerekiyor. Dış dünyayla ilişkisini kesiyorsunuz ya da kendi aralarındaki faaliyetleri engelliyorsunuz. Bu kısıtlamalar belli bir süreyle sınırlandırılmalı.”
“Mahpuslar tedavi olmaktan vazgeçiyor”
Ardından söz alan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Ayşe Uğurlu, sağlığa erişimin cezaevindeki tutuklular üzerinde bir baskı unsuru olarak kullanıldığına dikkati çekti.
Hasta mahpusların, normal hastaların yararlandığı haklardan yararlanması gerektiğini ve devletin bunu engelleme hakkı olmadığını belirten Uğurlu, “Ülkemizde kendince iyileştirilmiş düzenlemeler yapılmış olmasına rağmen bu uygulanmıyor. Polis ya da jandarma eşliğinde hastaların muayeneleri yapılıyor” dedi.
Jinekolog muayenesini polis eşliğinde yaptırmak zorunda kalan kadın mahpuslara dikkat çeken Uğurlu, “Bu yüzden tedavi olmayarak bu hakkından mahrum kalanlar var. Kelepçeli muayene ile ilgili mahpusların sıkıntıları var. Çıplak arama sonrası tam hastaneye gidecekken, tekrar çıplak aramaya maruz kalıyorlar. Bunun rencide olduğunu düşündüklerinden dolayı tedavi olmaktan vazgeçen mahpuslar var” diye konuştu.
“Sağlık çevre koşullarıyla ilgili”
Sağlığı, “Kişinin fiziksel, ruhsal, siyasal iyilik hali” olarak tanımlayan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV) Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Biçer, “Sağlık yalnızca kişinin kendisiyle ilgili değil, çevresindeki koşullarıyla ilgilidir. Sağlıktan bahsederken hastalanmamak, iyilik halini korumaktan bahsediyoruz” dedi.
“Ben bir hekime gittiğim zaman sıkıntımı özgürce anlatmalıyım. Başka bir yerde söylenmeyeceğinden emin olmalıyım ki, derdimi rahatça anlatabileyim. Doktor özgürlüğü kısıtlayıcı araçla muayene yapamaz. Burada kolluk güvenlik adına kimse bulunamaz.”
Tecridin ruhsal çöküntü dışında “öz kıyıma” da neden olduğunu ekleyen Biçer, “Sosyal mekana ya da havalandırmaya çıkan bir insana bu bir ödülmüş gibi veriliyor. Hava almanın bile ödül olduğu bir sistemden bahsediyoruz” dedi. (AS)