* Vadi fotoğrafı: ANF.
Zilan Katliamı'nın 92. yılında Van Çevre, Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (VAN ÇEVDER), katliamın izlerini silmek için, vadi üzerinde günümüzde de ekolojik tahribatlara neden olacak projelere ağırlık verildiğini söyledi.
Dernek Başkanı Ali Kalçık'ın aktarımına göre, üzerine Hidroelektrik Santral (HES) kurulmak istenen vadide 4 bin 300 bitki ile sayısız endemik tür bulunuyor.
TIKLAYIN - HDK: Zilan Katliamı'nın yarası hala taze
Vadide, herhangi bir çalışma yapılmadan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporları ile mermer ve termik santrallerinin kurulduğuna dikkat çeken Kalçık "Zilan'daki doğa tahribatının önüne geçilmezse bunun sonu sucul yaşamın bitişi ve endemik bitkilerin yok oluşuna varacaktır," dedi.
Dün silah, bugün ekolojik tahribat
Kalçık, Van Gölü'nü besleyen en büyük nehir olan Zilan'ın, son yıllarda yapılan baraj ve HES inşaatları ile büyük çapta bir yıkıma uğratıldığını söyleyerek ekledi:
"Son yıllarda altın madeni açmak üzere sondaj çalışmaları başlatan vadiye, mermer ocağı açılarak, vadinin ekosistemi geri dönülmez bir şekilde yıkıma uğratılmaktadır. Dün silahlarla katliam yapılan vadide bugün de ekolojik yıkımlarla tahribatlar yapılıyor."
Ne olmuştu?
Zilan Vadisi üzerinde kurulmak istenen HES'e karşı 2014 yılından beri yurttaşların ve çevre örgütlerinin mücadelesi sürüyor.
Van Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından 30.03.2012 tarih ve 1318 sayılı yazısı ile 30.03.2012 tarih ve 14 No'lu "ÇED gerekli değildir" kararıyla, 2014 yılında inşaatı başlatılan Zilan HES projesi, köylülerin ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin itirazı üzerine durdurulmuştu.
Kararın ardından HES'in yapılacağı arazilere yönelik Bakanlar Kurulu kararı ile acil kamulaştırma kararı çıkarılarak yeni bir süreç başlatıldı.
Durumu yargıya taşıyan köylüler, geçim kaynaklarının tarım ve hayvancılık olduğunu belirterek, HES'in yapılması durumunda bölgede oluşacak ekolojik tahribat nedeniyle geçimlerini sağlayamayacak duruma geleceklerini ve bu nedenle göç edeceklerini söylemelerine rağmen bir sonuç alabilmiş değiller.
Koronavirüs salgını sürecinde Zilan Vadisi üzerindeki çalışmalara tekrar hız verildi.
Projeyle ilgili Haziran 2022'de yapılan 2. bilirkişi incelemesinin raporu ise henüz yayımlandı.
Zilan Katliamı13 Temmuz 1930'da başlayan katliamda, 5 bin köylü yaşamını yitirdi ve 44 köy yok edildi. Cumhuriyet Gazetesi, katliamı 16 Temmuz 1930'da "Ağrı Dağı tepelerinde tayyarelerimiz şakiler üzerine çok şiddetli bombardıman ediyorlar. Ağrı Dağı daimi olarak infilak ve ateş içinde inlemektedir. Türk'ün demir kartalları asilerin hesabını temizlemektedir. Zilan Deresi ağzına kadar ceset dolmuştur," diye duyurdu. Cumhuriyet Gazetesi özel muhabiri Yusuf Mazhar, 15 bin insanın Zilan Deresi'nde öldürüldüğünü aktardı. Kimi kaynaklara göre 47 bin kişi yaşamını yitirdi. Katliamın ardından bölge halkının mallarına el konuldu. 1950 yılında Erciş Asliye Ceza Mahkemesi'ne mallarını geri almak için başvuran köylüler, herhangi bir sonuç alamadı. |
(TY)