Zeynep Cemali Edebiyat Günü’nün beşincisi, 3 Ekim Cumartesi günü Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleşti. Edebiyata ve kitaplara emek verenlerin, yeni bir gündemle bir araya geldiği konferansa Necati Tosuner, Gülten Dayıoğlu, Behçet Çelik, Feridun Andaç, Müge İplikçi, Ahmet Büke, Sevin Okyay, Sevim Ak ve Fatih Erdoğan gibi edebiyatçıların yanı sıra çok sayıda yayıncı, editör, çevirmen, tasarımcı, illüstratör, akademisyen, resmi ve sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, kütüphanelerden ve eğitim kurumlarından yetkililer katıldı.
2015 yılında 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinden 700’ü aşkın katılım oldu
Buluşmanın sunucusu önceki yıl olduğu gibi çocuk ve gençlik edebiyatıçısı Aslı Der idi. 6, 7, 8. sınıf öğrencileri için yurt çapında düzenlenen Zeynep Cemali Öykü Yarışması 2015 Ödül Töreni ve kokteylle sonlandı.
Tören dolayısıyla yapılan konferansta ilk sunumu İletişim Yayınları yöneticilerinden Tuğrul Paşaoğlu yaptı.
Paşaoğlu: Okur okuduğu kadar ödeme yapacak
Paşaoğlu dijital yayıncılığın geleceğine ilişkin vizyonunu aktardığı konuşmasında, Türkiye’de dijital yayıncılığın gelişememesinin en önemli nedenini merkezi kayıt sisteminin eksikliğine bağladı, yurtdışı örnekleri eşliğinde yeni bir veritabanı modelini anlattı.
“Eser sahipleri ve yayıncılar gerekli yatırımları yaparak okurun esere ulaşmasını kolaylaştıracak. Okur da kullandığı eser kadar ödeme yapacak. Dijital yayıncılığın yönünü bu sistem belirleyecek.''
Hepçilingirler: Gücümü dile verdim
Feyza Hepçilingirler, yayıncılığın güncel başlıklarının tartışıldığı konferansın açılış konuşmasında, yazarlığı ile değil, Türkçe çalışmalarıyla daha çok tanındığını belirtti.
“Bir dil nasıl gücünü yitirir, nasıl hastalanır; bunun üzüntüsü ve telaşı içindeyim. Bu yüzden gücümü dile verdim.”
Hepçilingirler, öğretmenliğini yazarlığından, yazarlığını da öğretmenliğinden korumaya çalıştığını vurguladı.
Karakaşlı: İki dilli çocuklar
Yazar, şair Karin Karakaşlı konuşmasına “benim için önce söz vardı,” diyerek başladı; anadili ve edebiyat üzerine düşündürdü, dilin gücüne değindi.
“Okula başladığımda Ermeni alfabesinin 38 harfini ve Latin alfabesinin 29 harfini aynı anda öğrenmem gerekiyordu. Düşünebiliyor musunuz, birinci sınıfa giden küçücük bir çocuk harflerin altında eziliyor. İki dilli çocuklar bu ülkede diğerlerine kıyasla daha çabuk büyüyor.
''Ermenice, Kürtçe demek bir başka tınlıyor bu topraklarda; Fransızca, İngilizce gibi değil. Dillerin siyasallaşması devlet politikalarının ürünüdür. Bize sözünü sakınmayan yayıncı, gazeteci ve yazarlar lazım. Bunlar hepimize sığınak yaratır.”
Dağıtım süreçleri ve soruları
Literatür Yayıncılık ve Punto Kitap Dağıtım’ın kurucu yöneticisi Kenan Kocatürk’ün yönettiği “Yayınevinden Okura Kitabın Satış Süreçleri” paneline, D&R, Ankara Dost Kitabevi ve Kitapyurdu temsilcileri katıldı.
Konuşmacılar, Türkiye’deki satış oranlarından mağazaların özelliklerine, kitap dağıtımının öneminden yurtdışı örneklerine, butik yayıncılıktan bağımsız kitabevlerinin sorunlarına kadar pek çok önemli konuya değindi.
Panelin soru cevap bölümünde söz alan yazar Necati Tosuner, “Çok satan kitabı babam da satar,” sözleriyle zincir kitabevlerinin satış politikalarını eleştirdi.
Kutlu: Çevirmenin hazır olduğu çeviri
Harry Potter gibi, fantastik edebiyatın önemli eserlerini dilimize kazandıran çevirmen Kutlukhan Kutlu, edebiyatta çeviriye ve çevirmene dikkat çekti, çevirmenin de yaratılan eser üzerinde hak sahibi olduğunu söyledi.
“Nasıl yazarların ustalık eserleri varsa, çevirmenlerin de hazır oldukları çeviriler vardır. Ben Harry Potter’a hazırdım, çünkü o duygu durumundan geçmiş ve anlatılanlar üzerine daha önce defalarca düşünmüştüm.
“Çevirmenlik, içinizdeki yazar damarınızı bulduğunuzda ilerliyor. O damarın fazla ileri gitmesini engelleyen fren de yayınevidir ve editörler önemlidir. ''
Tekin: Ben edebiyat dışıyım
Latife Tekin konferansın kapanış konuşmasında iyi bir sanat eserinin insanlara değil, doğaya ait olduğunu söyledi, neden ve nasıl yazdığını anlattı.
“Yoksulların sessizliğini dile çeviriyorum. Kendimi simulakr olarak değil, zuhur olarak görüyorum. Ben ‘edebiyat dışıyım’ derim kendime. Çünkü, yazmaya yoksulları anlatarak başladım.
''Edebiyatın sınıfsal olduğunu düşünüyorum. Yoksullara ne yazık ki edebiyat yapma hakkı verilmiyor. Politik hareket içinden gelen kaçak yazarlar var bir de. Ben de onlardan biriyim. Yoksulluğumu koruyarak edebiyat yapmaya çalışırken de doğaya yaklaştım.”
Tekin, sözlerini edebiyatın yaşamın her anında zuhur etmesini dileyerek tamamladı.
Beykan: Öykülerde gençlik sorunları işlendi
Proje Başkanı Müren Beykan, 2014'ün savaşı ve sığınmacıları konu edinen öyküleriyle karşılaştırıldığında, 2015'te toplumsal konulara eğilen öykü sayısının daha az olduğuna; buna karşın, akran zorbalığı ve dışlanma gibi ciddi gençlik sorunlarının, büyük kentlerden gelen öykülerde sıkça işlendiğine dikkat çekti.
Ayrıca, gençlerin yaşamında ailelerin başrolde olduğunun, anneyle bağlılık ilişkisi ön plandayken, babayla mesafeli ilişki sürdürüldüğünün de öykülerden yansıdığını anlattı.
Düzenlenen ödül töreninde, Latife Tekin, birinci Ezgi Akar’a; Feyza Hepçilingirler, ikinci Bengisu Belen’e; Behçet Çelik, üçüncü Cem Demir’e ödüllerini verdi.
Zeynep Cemali hakkında
Öykücü Zeynep Cemali, 1950′de İstanbul’da doğdu. Ortaokul ve lise yıllarından başlayarak, el sanatları, halı ve kilim ticareti yapan babasıyla birlikte Anadolu’yu dolaştı. Babasının sık sık yinelediği “yaşamak öğrenmektir” deyişi yaşamını büyük ölçüde yönlendirdi.
Çocuk öyküleri 1991’den bu yana Kumbara (İş Bankası Yayınları), Türkiye Çocuk ve Buğday gibi dergilerde ve Almanya’da dağıtılan Vitamin Çocuk Gazetesi’nde yer aldı. Günışığı Kitaplığı'nda 1999'da yayımlanan ilk kitabı Ben, Çınar Ağacı ve Pufböreği ve ertesi yıl çıkan Gül Sokağı’nın Dikenleri güçlü bir öykü anlatıcısı olduğunu kanıtladı. Cemali, kendine özgü öyküsel dilini romanlarında da başarıyla geliştirmeyi sürdürdü Patenli Kız ve Ballı Çörek Kafeteryası öykülerle örülü romanlarının yanı sıra Çılgın Babam ve Öykü Öykü Gezen Kedi gibi öykü kitaplarıyla her yaştan okuyucuya ulaştı. 2009’da İstanbul’da yaşama veda etti. Son romanı Ankaralı, 2011 Türkan Saylan Sanat ve Bilim Ödülleri Sanat Ödülü’ne değer görüldü. (HK)