* Görsel: Pixabay
Science Direct dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, zengin insanlar orantısız derecede büyük karbon ayakizlerine sahipler ve sorumlu oldukları emisyonların yüzdesi gittikçe artıyor.
2010 yılında, hanelerin en varlıklı yüzde 10’luk kesimi, küresel karbondioksit miktarının yüzde 34’ünü yayarken, düşük gelir dilimlerindeki küresel nüfusun yüzde 50’si buna sadece yüzde 15 katkı yaptı.
2015 itibariyle, dünya nüfusunun en yoksul kesiminin yarısının ürettiği yüzde 7’ye karşılık, emisyonların yüzde 49’undan en zengin yüzde 10’luk dilim sorumluydu.
En çok tüketen sorumluluk almıyor
Birleşik Krallık’ta enerji talebi açısından, en az varlıklı nüfusun yarısı nihai talebin yüzde 20’sinden daha azını oluştururken en üstteki yüzde 5’ten daha azını tüketiyor. Evleri daha enerji verimli olsa da, yüksek gelir seviyesindeki tüketicilerin ısınması için daha fazla alana sahip olmaları muhtemel. Ayrıca daha lüks eşyalara ve araçlara sahipler.
Sheffield Hallam Üniversitesi’nde enerji politikası profesörü ve çalışmanın yazarı Aimee Ambrose, yaşam maliyeti krizinde orta ve düşük gelirlilerin, eğer mümkünse Birleşik Krallık’ta tatil yaparak ve daha az yakıt kullanarak karbon tüketimini azaltabileceğini aktarıyor. Ancak, en çok tüketenlerin bu tür değişiklikleri yapmaları pek görülmüş değil.
Zengin tüketicilerin bu maliyet artışlarını davranışlarını değiştirmeden karşılamaları çok daha kolay. Daha az varlıklı olanın aksine, termostat kapatılmayacaktır. Biraz güneş bulmak için uzun mesafeli bir uçuşu tercih etmeme fikri söz konusu bile değil. Çoğu ülkede, Covid-19’dan önce, insanların yarısından azı yılda en az bir kez uçtuğunu bildirirken, havayolu yolcu taşımacılığından kaynaklanan emisyonların yarısından fazlası, en sık uçan insanların yüzde 1’iyle bağlantılıydı.
Gezegen için kötü haber
En zengin kesimin karbon ayakizini azaltmak net sıfıra ulaşmanın en hızlı yolu olabilir. Ancak Ambrose, zenginlerin birçok yönden enerji maliyetlerindeki ani artıştan büyük ölçüde soyutlandığını belirterek, “Aşırı kişisel tüketimi ele almak, hükümet ve politika yapıcılar için gündemde değil. Bu, gezegen ve net sıfıra ulaşma beklentilerimiz için kötü bir haber” diyor.
- NET SIFIR EMİSYON: İnsan faaliyeti nedeniyle atmosfere salınan karbondioksit, metan, azot gibi gazların miktarının yeryüzü tarafından doğal olarak emilen sera gazı miktarıyla dengelenmesi ve karbon nötr olması anlamına geliyor.
Yüksek gelir seviyesindeki tüketicilerin ortaya çıkan bu politika ihmalinin, eşitsizliği ve karbon azaltma fırsatlarını ele almak için “kaçırılmış bir fırsat” olduğunu da ekliyor:
Fiyat mekanizmaları, düşük gelirli hanelerin tüketimini tehlikeli seviyelere indirmeye zorlayabilir. Ayrıca, yüksek tüketim ve büyük karbon ayakizleri, mekan bazlı, yüksek gelirli şehirlerde yoğunlaşırken, hava kirliliği gibi olumsuz etkileri genellikle daha az varlıklı bölgelere yayılıyor.
Yoksul ve zengin ülkeler için de durum aynı
Zengin ve yoksul ülkeler açısından da durum birebir aynı. Örneğin, 1 milyarlık nüfusuyla dünya nüfusunun yüzde 15'ini barındıran Afrika, iklim krizini tetikleyen küresel emisyonların sadece yüzde 3'ünden sorumlu. Ancak krizden en fazla etkilenen ülkeler bu kıtada bulunuyor.
TIKLAYIN - 10 ülke küresel emisyonların yaklaşık yüzde 64'ünden sorumlu
İngiltere merkezli Cambridge Sürdürülebilirlik Komisyonu'nun BM verilerine dayandırdığı 2021 tarihli raporuna göre, iklim değişikliğiyle mücadele için dünyanın en zenginlerinin yaşam tarzlarını köklü biçimde değiştirmeleri bir zorunluluk.
Raporda, dünyanın en zengin yüzde 1'lik kesiminin, en yoksul yüzde 50'nin iki katı karbon salımına neden olduğu belirtiliyor. Buna göre, "kirletici elit" olarak anılan en zengin yüzde 5'lik kesim, 1990-2015 yılları arasındaki karbon emisyonu artışının yüzde 37'sinden sorumlu.
Komisyonun raporunda, "Paris İklim Anlaşması hedefleri, özellikle de toplumun en zengin kesiminin yaşam tarzı ve davranışları üzerinde köklü değişiklikler olmadan başarılamaz" ifadeleri yer alıyor.
İngiltere merkezli uluslararası yardım kuruluşu Oxfam’ın Eylül 2020’de yayımladığı ve 1990-2015 yılları arasındaki sera gazı emisyonlarını gelir gruplarına göre mercek altına aldığı araştırmasının sonuçları da benzer verileri ortaya koymuştu.
Araştırma, iklim değişikliğine yol açan sera gazı emisyonlarından, en çok dünyadaki zenginlerin sorumlu olduğunu göz önüne sermişti. Buna göre, dünya nüfusunun yüzde 1'lik en zengin kesimi, yüzde 50'lik yoksul kesimin iki katından fazla sera gazı emisyonuna neden oldu.
1990-2015 yılları arasında dünyadaki toplam sera gazı emisyonunun iki kat arttığına işaret edilen araştırmada, bu artışta şimdiye kadar düşünüldüğü gibi orta sınıfın değil, özellikle dünya nüfusunun en zengin yüzde 10'luk kesiminin rol oynadığı kaydedildi.
(TP)