New York Times gazetesinin AfrAsia Bankası'nın Küresel Varlık Göçü İncelemesi Raporu'na ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine dayandırarak yaptığı varlıklı ve yetenekli Türkiyelilerin kitleler halinde ülkeden çıkışını konu edinen haber, haberin yayınlandığı günden bugüne Türkiye'nin gündeminde.
Haberin yayınlanmasının ardından ilk olarak Cumhurbaşkanlığı bir açıklama yayınlayarak NYT haberinde söylenildiği gibi Türkiye'den göç eden kişi sayısının çeyrek milyonun üzerinde olmadığı, bu sayının 113 bin 326 kişi olduğunu duyurdu.
Fakat TÜİK'in Eylül 2018'de yayınladığı 2017 yılına ait bilgiler NYT'ı doğruluyordu.
"Türkiye'den göç eden kişi sayısı 2017 yılında bir önceki yıla göre yüzde 42,5 artarak 253 bin 640 oldu. Bu nüfusun yüzde 54'ünü erkek, yüzde 46'sını ise kadın nüfus oluşturdu."
AfrAsia Bankası ise hazırladığı raporda verdiği bilgilere göre Türkiye'nin "Yüksek net değere sahip bireylerin (HNWI)" ülkeden çıkışında dünya üçüncüsü olduğunu söylüyordu.
Söz konusu gelişmeleri Siyasal İktisatçı ve Araştırmacı Dr. Ali Rıza Güngen ve Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Direktör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Gökçe Uysal bianet'e değerlendirdi.
Dr. Ali Rıza Güngen "yüksek net değere sahip bireylerin" kriz dönemlerinde ülkelerden çıkışının doğal olduğunu belirtirken Doç. Dr. Gökçe Uysal bu tür raporlardaki verilerin hata payının yüksek olabileceğini söylüyor.
Güngen: Kriz dönemlerinde normal bir durum
"Yüksek net değere sahip bireylerin bir ülkeden kriz (ya da ekonomik, siyasal, toplumsal çalkantı) dönemlerinde çıkması olağan bir durum. Ancak bu çıkışın süreklilik arz etmesi ve daha uzun bir döneme yayılması, ülkeden yüklü sermaye çıkışlarının bir göstergesi olarak kabul ediliyor ve genel olarak o ülkenin "beşeri sermayesi"nde zayıflamaya yol açması nedeniyle büyük kaygı yaratıyor.
"Türkiye'den göç eden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sayısının NYT haberine göre daha az olduğunu Türkiye'yi basamak olarak kullanan çok sayıda yabancı ülke vatandaşlarının da Türkiye'den ayrıldığını söylemek gerekli. Ancak ülkeyi terk eden insan sayısında – hem Türkler hem başka ülke vatandaşları – bir artış var, bu doğru.
"Sığınmacı Türklerin sayılarının binlerle arttığı bir dönemdeyiz"
"Söz konusu artışın nedeni de, açıktır ki otoriter bir rejimde yaşamanın zorluğu ve toplumsal mühendisliğe kalkışanların yaptıklarının çok çeşitli kesimlerden insanların hayatlarını zorlaştırması. Ne yazık ki Avrupa ülkelerine sığınmacı olarak başvuran Türklerin sayılarının yüzlerle değil binlerle arttığı bir dönemdeyiz. Bu terk etme halinin etkileri birkaç yıla değil on yıllara yayılarak görülecek.
"Ancak örneğin 2018 ekonomik krizini yüksek net değere sahip bireylerin terkine bağlamak uygun değil. Türkiye'ye önceki yıllara göre çok daha az giren yabancı sermayenin etkisi olduğu kadar, yerleşiklerin yaklaşık 20 milyar dolarlık bir sıcak para toplamını Mayıs'tan Ekim'e yurtdışına çıkarmasının da Türkiye'nin krizinde önemli bir etkisi var.
"Yerleşiklerin sermaye çıkarmasının nedenlerini, Türkiye burjuvazisinin mensuplarının anılarından yıllar sonra öğrenebileceğimizi sanıyorum. Son bir nokta daha var ki, bu exodus rejim değişikliğiyle örtüştüğü için monokrasiye doğrudan tepki olarak görülmemeli.
"Ne kadar büyük bir çöküş olacağı tam öngörülemiyor"
"Aksine Türkiye krize gireceği için monokrasinin ihdası (ve Anayasa değişikliklerini yürürlüğe sokacak seçim) erkene alındı. Bunu gören, bilenler, servetlerini Türk Lirası varlıklardan çıkarttılar, ne kadar büyük bir çöküş olacağı tam öngörülemediği için de sadece yabancı paralara geçmediler aynı zamanda yurtdışındaki bankalara aktardılar."
Uysal: Zenginlik verisi hata payı yüksek olan bir veridir
"Biz iktisatçılar açısından zenginlik verisi zor elde edilen ve hata payı yüksek olan bir veridir. Özellikle gelir vergileri yüzünden insanlar birikimlerinin tutarını açıklamaktan imtina edebilirler. Dolayısıyla iktisadi veri setleri genelde gelir (yıllık gelir, aylık gelir) gibi akım verilerini toplar. Zenginlik gibi birikim verilerine de bir miktar şüpheyle yaklaşırlar. Üstelik Türkiye gibi kayıt dışılığın yüksek olduğu ve doğrudan vergilerin toplanmasında sorunlar yaşayan bir ülkede zenginlik verisinin çok zor toplanacağı kanaatindeyim.
"Türkiye'den 6 bin zenginin çıktığını tahmin etmişler ancak bu tahminin neye dayandığını kestirmek güç. Ellerinde 150 bin zengin verisi olduğunu söylüyorlar, ancak bu tüm Dünya için. Türkiye'den kaç kişi var bilmiyoruz. Türkiye'de gayrimenkul alım satımları, gelir dağılımı, borsa istatistikleri gibi veriler Türkiye'nin makroekonomik durumundan da çok etkilenir. Dolayısıyla illa bir göçe işaret etmeyebilir. Yatırımcı vize başvuruları da aynı şekilde makroekonomik durumun bir yansıması olabilir.
"Türkiye'den sermaye çıkışı varsa faizlere ve yatırım ortamına bakmak gerekir"
"Safi ekonomik bir yaklaşımla belki şunu söyleyebilirim. Bir ülkenin çektiği sermaye uzun ya da kısa vadeli yatırımlara olabilir. Kısa vadeli yatırımlar genellikle faiz oranlarına hassastır. Uzun vadeli yatırımlar ise yatırım ortamına, yani makroekonomik dengelere, mülkiyet haklarına, kurumsal vergi oranlarına,şirket kurma/kapatma kolaylığına vs. bağlıdır. Eğer sermaye hareketlerinde bir değişiklik varsa biz ekonomistler olarak bu duruma bakarız. Türkiye'den bir sermaye çıkışı görünüyorsa faizlere ve yatırım ortamına bakmak gerekir. Ancak burada bireylerin göçünden değil sermaye akımlarından bahsederiz.
"Bununla birlikte kamuoyunda özellikle son dönemlerde göçün arttığına dair bir algı var, belki anektodal veri de artmıştır. Ancak Türkiye çapında temsil gücüne sahip bir veriye henüz rastlamadım. Ezcümle, elimizdeki temsil gücüne sahip veri kaynaklarında böyle bir göçün olduğuna ya da olmadığına dair veri benim bildiğim kadarıyla yok." (HA)