Honduras Devlet Başkanı Manuel Zelaya'yla ALBA (1) görüşmeleri için geldiği Brezilya Konsolosluğu'nda telefonla görüştük. Yanında Nobel Barış Ödülü adaylarından Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales, darbeye karşı ulusal birliğin ateşli savunucuları ve kasım ayındaki seçimlere katılacak olan Demokratik Birlik Partisi üyeleri vardı. Zelaya ile, anayasal düzenlemeler, Honduras'ın Güney Afrika'da yapılacak olan 2010 Dünya Kupası'na katılmasına kadar birçok konuyu konuştuk.
Görüşmeyi normalde Honduras'taki kriz devam ederken Meksika'da yapacaktık fakat Başkan Zelaya'nın o an Bolivyalı gazetecilerle toplantısı olması ve ardından teknik arızalar nedeniyle uzun bir süre görüşemedik. Başkan Zelaya, "darbeciler, Honduras'a kaybettirdiği zamanı geri verinceye kadar görüşme yapmayacağız" derken 21 Ekim'de Amerikan Ülkeleri Toplantısı sırasında bizle görüştü.
Mario Casuas.- Alo Başkan.
Manuel Zelaya.- Alo. Nasılsınız?
MC.- Teşekkürler, ya siz?
MZ.- Sizin de bildiğiniz üzere sorunlarımız var ama Honduras'taki demokratik sistemin yeniden işlemesi için pozisyonumuzun önemli olduğunun görülmesi güzel.
MC.- Kararınız nedir? Bu pazartesi görüşmeler başlayacak sanırım?
MZ.- Şimdiye kadar komisyonlar henüz toplantı yapmadı ve biz onların neler yapmak istediğini öğrenmek istiyoruz.
MC.- Başkan, ALBA toplantısının sonunda Honduras'ın darbecilere karşı alternatif Bolivarian hareket içerisinde olmasının çıkış yolu olduğu konuşuldu. Sizin için ne anlama geldi bu ALBA toplantısı?
MZ.- Bu açıkça Latin Amerika'daki darbecilere karşı bir hareketti. ALBA'ya katılanları selamlıyoruz, oradaki herkesin bizi desteklediği bilinsin. Bu toplantıya katılmak ve bizim gibi düşünenlerle dayanışma içinde olduğumuz için gururluyuz. Honduras bir geçiş süreci yaşıyorken bu toplantıların içinde olmaktan memnunuz.
MC.- Komutan Fidel Castro 2009 Nobel Barış Ödülü'ne ilişkin tepkisini açıkladı ve ardından 2010'da Evo Morales'in buna aday olması gerektiğini belirtti. Siz Honduras'ta darbecilere karşı direnenlerin ödüle aday olabileceğini düşünüyor musunuz?
MZ.- Bolivya başkanı bu ödülü açıkça hak ediyor. Diğer yandan sanırım öncelikle şu sorunun cevabını görmek gerekiyor; Evo Morales, Latin Amerika tarihi içerisinde önemli bir kimlik ve baskılara karşı direnmiş bir halkın içerisinde ve bu haliyle bizim de arkamızda durdu.
MC.- Başkan Zelaya, darbenin ertesindeki günlerinizin detaylarını ne zaman anlatacaksınız? Anılarınızı yazıyor musunuz?
MZ.- (Gülerek), Şu an Honduras'tan iyi haberler alıyoruz- Sizin gibi gazetecilerin payı da var- Benim yaşadıklarımın detayları totaliter rejimin yıkılmasına destek verdiği oranda konuşulacak bir şey.
MC.- Darbenin üzerinden 115 gün geçti. Bu süre içerisinde halkta ve aydınlar içerisinde ne gibi değişimler oldu, direnişte bir gevşeme, yılgınlık gözlemlediniz mi?
MZ.- Belki de ilk defa Honduras halkı hakları çalanlara karşı bütün enerjileriyle karşı koydu. Bugün Demokratik Birlik Partisi (UD) yeniden seçimler yapılması ve anayasal reformların gerçekleştirilmesi için eylemlerini sürdürüyor. Honduras halkı yiğitçe mücadele ediyor ve askerlerin dönmemek üzere gitmeleri için korkusuzca militaristlere karşı konuşabiliyor.
MC.- Birleşmiş Milletler'in İnsan Hakları Alt Komisyonu'nda konuya ilişkin toplantı gerçekleşecek. Başkentinizden konuya ilişkin tepki var mı?
MZ.- Toplantılara vekaleten katılacağız fakat bizimle yapılmış bir anlaşma ya da askerlerden gelen bir yakınlaşma izlenimi henüz yok. Hareket etmem engelleniyor ve tamamen izole edilmiş durumdayım. Şunu size söyleyebilirim mesela Honduras'la yapacağım her konuşma teknik arızalar nedeniyle kesiliyor, bunun gibi baskıları yaşayarak yolumuza devam ediyoruz.
MC.- Bu toplantı aslında darbe karşıtlarının ilk zaferi olacak?
MZ.- Evet öyle söyleniyor. İkinci zafer bölünmüş grupların bir araya gelerek politik mücadele gerçekleştirdiği zaman olacak ve nihayetinde ulusal ve uluslararası desteklerle anayasal reformun gerçekleşmesiyle nihai zafer gerçekleşmiş olacak.
MC.- Uluslararası toplumun, Kişisel Hakların Korunması konusunda bilgi eksikliğinden dolayı şüpheleri var. Mordaza Yasası (2) sanırım hükümetin bu konudaki ilk tepkisiydi.?
MZ.- Bugün birçok radyo ve televizyonda Birleşmiş Milletler'in toplantısı öncesi ilk açıklamalarımız yayınlandı. Ortada henüz gerçekleştirilmiş bir şey yok ve pozisyonumuzun nasıl kabul göreceğine bakacağız.
MC.- Güney Amerikalı okuyucuların- dinleyicilerin- tepkisi ne?
MZ.- Bütün Güney Amerika'dan gelen tepkilerden memnunuz, ülkemizin sınırları içine demokrasinin gireceğinden dolayı çok memnunlar.
MC.- Diktatör Michelleti, milli takımın 2010 Dünya Kupası'na katılması pozisyonunu kullanmaya çalıştı. 2010 Dünya Kupası'na Honduras katılıyor, bu konuda ne gibi tepkiler var?
MZ.- Bu milli takım üç buçuk yıldır Dünya Kupası'na katılmak için çalışıyor. Son maçta biliyorsunuz ABD, Kosta Rika'yla berabere kaldı ve ardından biz kazanınca Dünya Kupası'na katılabildik. Bu durum beni çok mutlu etti ve aslında bu Honduras halkının başarısıdır. Diğer yandan bu durum politikayla futbolun karışımına da işaret ediyor. ABD'nin berabere kalması, bizim galip gelmemiz bir tür politik alegori.(3)
MC.- Teşekkürler başkan.
MZ.- Ben teşekkür ederim. (MC/NK/TK)
1. Latin Amerika ve Karayip Ülkeleri Alternatif Bolivarian Birliği. Latin Amerika Ülkeleri Ticaret İşbirliği'ne (ALCA) karşı kuruldu. Detaylı bilgi için: www.alternativabolivariano.org
2. Başkan Zelaya, yasak olduğu halde çeşitli televizyon ve radyolarda konuşmasının yayınlanmasından sonra diktatör Michelletti'nin ulusal yayın yapan kanalların denetleneceğine dair karar alması Mordaza yasası olarak geçti. Yasanın gerekçesi, Honduras hakkında nefret yaratmak.
3. ABD, daha önce kupaya katılmayı garantilemiş olmasına rağmen Kosta Rika'yla 2-2 berabere kaldı. Maçın ilk yarısı Kosta-Rika'nın 2-0 üstünlüğüyle bitmişti. Aynı saatlerde oynanan maçta Honduras El Salvador'u deplasmanda 1-0 yendi. Darbecileri destekleyen ABD'nin berabere kalması ve Honduras'la daha evvel 17 gün süren "futbol savaşı" yaşamış olan El Salvador'a karşı galibiyeti, politik alegori olarak değerlendiriyor.
* Nuh Köklü'nün Türkçeleştirdiği röportajın İspanyolca orijinali El Clarin'de yayımlandı.