Aslında onu çok geç tanımıştım. Hiç unutmam evdeki transistörlü radyomuzdan ya da dedemlerin Siera marka beş tüplü radyosundan 'Atlı Karınca Dönüyor'- Strangers in the Night' şarkısı ilk aklımda kalandı 60'ların sonlarına doğru. Ardından Biga Sakarya İlkokulu'nun bayırını çıkarken bağıra çağıra yalnızca iki kelimesini söyleyebildiğim Enrico Macias'ın Oh Melissa, bir de çocuk şarkıcı Arda'nın seslendirdiği 'Mamy Blue-Oy Anan Oy' adlı şarkısı ve peşi sıra diğerleri.
Dalida'dan Salma Ya Salama...
Yetmişli yılların ortalarında Çanakkale Merkez Orta Okulu'na giderken Boney M, Joe Dasen, Demis Roussos dinlerken birden bire bir şarkı tüm Türkiye'yi kasıp kavurmaya başlamıştı. Dalida'nın seslendirdiği yarı Fransızca yarı Arapça şarkısı 'Salma Ya Salama'. İşte bu şarkı ile tanıdım ve vazgeçemedim. Daha sonraları tek kanallı televizyon döneminde TRT Televizyonu'nda sık sık yayınlanan stüdyo ve sahne gösterileri ile daha da kalbimde yer etmişti. Onda beni kendine çeken farklı bir sihir, büyü vardı sanki.
Benim gibi başka erkekleri de etki alanına çekmişti Dalida ama sevdiği bütün erkekler hazin bir şekilde terk etmişlerdi onu. Yaşamı boyunca sevdiği üç erkekte başlarına kurşun sıkarak intihar etmişti. 67'de ilk intihar denemesinde bulunan sanatçının kendisi ile yapılan söyleşilerde; 'Hayatta başarılı oldum ama hayatımda asla' ve 'Doğumumu seçemedim ama ölümümü seçebilirim' diyebilecek kadar keskin ve kendine karşı cüretkardı.
Mutluluğu bir türlü yakalayamayan Dalida, Alain Delon ile birlikte seslendirdiği 'Parole Parole' şarkısında bence dünyanın en etkili aşk dizesinde 'Si tu n existaispas de ja t inventerais-Zaten var olmasa idin seni yaratırdım' der.
Jean Darc, Bernard ve Dalida
Mutluluğu ise 'Il venait d'avoir 18 ans-Girmişti 18 yaşına' adlı şarkısında kendisinden yaşça çok küçük erkeklerde arayıp yine mutsuzluğa doğru yelken açmak zorunda kaldı. Hüzün yüklü hanımefendi bu şarkısında; 'Girmişti 18 yaşına/Güzel çocukcasına /Erkek mi erkek /Mevsimlerden yazcasına /Sonbahar gecelerini /Saydım baka baka /Bir düzen verdim saçıma /Bir kara sürdüm kaşıma /Kahkaha attı /Yanı başıma yanaştı /Çıkartayım diye baştan /Verirdim aşktan /.../Konuşmazdı bile aşktan/.../İstiyorum dedi seni/.../Girmişti 18 yaşına/ Davrandı küstahcasına / Duyarsızlıktan /Gitmeseydi diye diye /Bıraktım onu geriye /Kımıldamadan /Fena değildi dedi bana/.../Bir düzen verdim saçıma /Bir kara sürdüm kaşıma /Alıştım artık /Bu işi ben unutmuşum /İki kat daha yaşlıydım./
Mısır-Kahire'de bir göçmen İtalyan ailesinin kızı olan ve Fransa'da yaşayan tipik Akdenizli bir kadın Yolanda Christina Gigliotti (Dalida) özel hayatında olamasa da sanat hayatında herkesi sarsacak kadar başarılı idi. Albümleri 120 milyon adet sattı. 55 kez dünya listelerinde birinciliğe yükseldi. 37 yıllık sanat hayatında bir çok filmde başrol oynadı. Jeanne d'Arc ve Sarah Bernard'dan sonra Fransa'da heykeli dikilen üçüncü kadın oldu.
Duygusal, incinmiş, yaralı ve örselenmiş bir kadın olan Dalida, bütün bu görkemli görüntüsünün ardında olup bitenleri şu şekilde açıklamıştı; 'Tanrıçaların bile ruhlarında çalkantılar, kalplerinde yaralar olur.'
CD çalarımda çalmakta olan 'Portafino' şarkısında Dalida; 'Bizim aşkımız için çalıyordu /Portafino'nun komşu köylerinde bile duyulan o çanı /Beni küçük ahşap dağ evine götüren kocamı görüyorum /Beni kollarına alarak eşikten atlatan kocamı /Orada Portafino'da /Ne zaman yaşlı çancı /Çalsa çanını /Sevgimizi, birlikteliğimizi bulutlara doğru haykırır, Potafino'da /.../Aşkmı Potafino'da buldum./
Sekreterlikten mankenliğe, mankenlikten güzellik kraliçeliğine, kraliçelikten müziğe, sahne gösterilerine, sevgiyi bulamadan ölüme varan bir hayat mı, yoksa bohem bir şarkı mı idi Dalida? (NK)