* Fotoğraflar: Evrim Kepenek/bianet, Kadınlar Birlikte Güçlü sosyal medya hesabı.
"Çocukların küçük isteklerini bile karşılayamamak insanı psikolojik olarak çok etkiliyor. Ama bunlar bizi yıldırdı mı? Hayır, asla. Emeğimizin arkasındayız, peşindeyiz."
"Hiç kimse aslında mağazaya alışverişe gittiğinde ürünlerin arkasındaki üretimi, işçiliği sorgulamıyor tabii ki. Bakıyor, beğeniyor, alıyor; ama aslında o kadar büyük emekler var ki o kıyafetlerin üretim aşamasında."
"Biz, bu giydiğiniz kıyafetlerin ipliklerini üretiyorduk."
Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Acarsoy Tekstil'de Öz İplik-İş Sendikası'na üye oldukları için işten atılan dört kadın işçinin fabrika önündeki direnişleri yaklaşık beş aydır devam ediyor.
Çalışanların çoğunluğunu kadınların oluşturduğu fabrikanın işvereni, 10 Mart'ta sendikal mücadele yürüten bir kadın işçiyi "performans düşüklüğü" gerekçesiyle işten attı.
İşten atıldığı gün, fabrika önünde direnişe başlayan Selinay Yılmaz ve Öz İplik-İş Sendikası'na üye kadınlar, 26 Mart'ta fabrika önünde bir basın açıklaması yaptı. Açıklamaya destek veren üç kadın işçi de aynı gün işten atıldı.
Dilek Ümit Dündar, Öznur Mataracı, Selinay Yılmaz, Emel Didir 26 Mart'tan beri fabrika önündeki direnişlerini sürdürüyor.
Acarsoy Tekstil, Indıtex grubuna ait Zara, Pull & Bear, Bershka, Massimo Dutti, Stradivarius, Oysho ve bu markalara ek olarak H&M gibi kadın ve LGBTİ+ odaklı reklam çalışmalarıyla da gündeme gelen markaların ürünlerini üretiyor.
Feministler, direnişlerinin başından itibaren işten atılan dört kadının yanında yer aldı. İki gün önce (8 Ağustos) ise yeni bir kampanya başlatıldı: "Bu ürünleri üreten kadın işçiler haklarını aradıkları için işten atıldı."
Ünlü isimlerden de direnişe destek
Feministler hem söz konusu mağazaların dükkânlarındaki ürünlere bu etiketleri bıraktı hem de sosyal medyada işten atılan dört kadın işçinin seslerini duyurmaya çalıştı. Kampanyaya Tülin Özen, Nur Sürer, Jülide Kural, İlkay Akkaya, Feryal Öney gibi isimler de çektikleri videolarla destek verdi.
Kampanya ile ilgili işten atılan dört kadın işçiden biri olan Dilek Dündar şöyle diyor: "Öyle büyük bir moral ve motivasyon oldu ki bizim için bu, anlatamam. Gerçekten bu kadarını beklemiyordum. Çok mutlu olduk görünce. Hatta ben gözyaşlarıma hakim olamadım."
Dilek Dündar, iki yıldan fazla bir süredir Acarsoy Tekstil Fabrikası'nda çalışıyordu. İşten çıkış işlemleri, izin günündeyken düzenlendi. Fabrikaya işbaşı için gittiğinde, insan kaynakları aracılığıyla işine son verildiğini öğrendi.
Acarsoy Tekstil Fabrikası önünde yaklaşık beş aydır süren direnişi, direnişin öznelerinden biri olan Dilek Dündar'dan dinliyoruz.
Dilek Ümit Dündar.
İşten atılma gerekçeniz neydi?
Açıkçası biz sendikalı olduğumuz için işten atıldık. Fakat tabii ki sendikalı olduğunuz için işten atıldınız, denmedi bize. 25/2'den işten çıkarıldık. İyi niyet kurallarına uymadığımız söylendi. Arkadaşlarımıza sataştığımız, onlara psikolojik baskı uyguladığımız, hatta onları tehdit ettiğimiz söylenerek işimize son verildi.
→ İş Kanunun 25. maddesinin ikinci bendinin e fıkrasına göre işçinin doğruluk ve bağlılığa uymayan yani sadakat borcuna aykırı olan davranışları fesih sebebi: "İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması." |
Fabrikadaki çalışma koşullarınız nasıldı?
Hep performans ve randıman baskısıyla çalıştırıldık biz. Sürekli fazla makine bakıyorduk, çalışma koşullarımız gerçekten çok ağırdı. Bildiğiniz gibi, özellikle kadın işçiler hem işte hem de evde çalışıyor. Çocukların sorumluluğu, evin sorumluluğu derken eve geldiğimizde kolumuzu kaldıracak halimiz kalmıyor yorgunluktan. O kadar yoğun bir tempoda çalışıyorduk ki.
Ekonomik krizin iyice yakıcı bir hâl aldığı bir dönemde işsiz kaldınız. Ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Çocuklarımızın isteklerinden ziyade, ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanır hale geldik. İstekler zaten bizim için lüks haline geldi. Herkesin çok iyi bildiği gibi, şu an büyük bir ekonomik krizin içerisindeyiz ve her şeyin fiyatı el yakıyor. Çocuklarımı mümkün mertebe markete götürmemeye çalışıyorum. Çünkü çocuktur hani gözü kalıyor, istiyor. Bu durum insanı çok rencide ediyor.
Çocukların küçük isteklerini bile karşılayamamak insanı psikolojik olarak çok etkileniyor. Ama bunlar bizi yıldırdı mı? Hayır, asla. Emeğimizin arkasındayız, peşindeyiz. Direnişimiz ilk günkü kararlılıkla devam ediyor ve taleplerimiz karşılanana kadar da direnişimizi devam ettirmeyi düşünüyoruz.
Şu an üretimlerini yaptığınız bu markalarda bir elbisenin ortalama satış fiyatı 400-500 TL. O da görece uygun fiyatta olanları. Sizin maaşlarınız ne kadardı?
Asgari ücretin bir tık üstüydü maaşlarımız, çok az bir fark vardı. Ocak 2022'de maaşıma zam yapıldı ve 5 bin 200 TL'ye yükseldi. Ama maaşımı alamadan işten atıldım zaten.
Bu markaların ürünlerini satın alanlar için bir şey söylemek ister misiniz?
Hiç kimse aslında mağazaya alışverişe gittiğinde ürünlerin arkasındaki üretimi, işçiliği sorgulamıyor tabii ki. Bakıyor, beğeniyor, alıyor; ama aslında o kadar büyük emekler var ki o kıyafetlerin üretim aşamasında. Biz işte bu giydiğiniz kıyafetlerin ipliklerini üretiyorduk. Direnişimiz süresince, bu beş aylık süreçte, bayağı bir duyuldu zaten bu küresel markalara çalıştığımız. Özellikle kadınların, bu ürünleri satın alırken biraz daha sorgulaması gerektiğini düşünüyorum. Kadınlara performans baskısı yapılarak üretilen bu ürünlerin ve markaların protesto edilebileceğini düşünüyorum.
Acarsoy Tekstil'de tacize, mobbinge, düşük ücretlere karşı sendikalaşan 4 kadın işçi aylardır hakları için direniyor. Bu mücadele hepimizin @tulinozenn de sendika haktır diyor.#AcarsoydaKadınlarKazanacak pic.twitter.com/pLaLiNM9cM
— Yoksulluğa Feminist İsyan! (@feminist_isyan) August 9, 2022
Direnişle ilgili gelen destekleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Örneğin feministler yine bir kampanyaya başlattı direnişinizle ilgili?
Öyle büyük bir moral ve motivasyon oldu ki bizim için bu, anlatamam. Gerçekten bu kadarını beklemiyordum. Çok mutlu olduk görünce. Hatta ben gözyaşlarıma hakim olamadım. Sağ olsunlar. Zaten yanımıza kadar da geldiler. Gelmekle kalmayıp, bu süreçte bize destek olabilmek adına ellerinden gelenin fazlasını yaptılar. Yapmaya da devam ediyorlar. Kendilerine minnettarız.
Talepleriniz neler?
İlk talebimiz elbette işe iade edilmemiz. Çünkü haksız yere işimizden edildik. Dördümüz de işini gayet düzgün yapan, iyi çalışan insanlardık. Kaldı ki biz yıllar boyunca düzgün çalışıyor olmasaydık, o firmada bizi barındırmazlardı. Her türlü kendimizden ödün verdik. Ailemizden, özel hayatımızdan, sosyal hayatımızdan ödün verdik. Biz işimizi asla ihmal etmedik. Hiçbir hata yapmadan, bir tutanak dahi yemeden bugüne kadar çalıştık. Diğer taleplerimiz ise sendikal haklara saygı duyulması, çalışma şartlarındaki iyileştirme, üzerimizdeki çalışma baskının azaltılması.
Son olarak, bu dönemde bize destek olan tüm kadın örgütlerine, sivil toplum örgütlerine, tüm emek dostlarına teşekkür ederiz. Onların da sayesinde bizim direnişimiz daha çok güçlendi, bugünlere gelebildik. Direne direne kazanacağız inşallah.
(TY)