Siyasi partilerle "terör" görüşmeleri yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yarınki (14 Temmuz) durağı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP). Sosyal Demokrat Halk Partisi'nin (SHP) 1989 raporundaki çözüm önerilerini konuşması beklenen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na karşılık Başbakan Erdoğan'ın bu "iddialı" rapora tavrının ne olacağını ve CHP'nin ezberini bozup bozamayacağını Ege Üniversitesi'nden Doç. Dr. Tanju Tosun ile konuştuk.
Tosun, SHP'nin 1989 tarihli "Doğu ve Güneydoğu Sorunlarına Bakış ve Çözüm Önerileri" başlıklı raporunu gözden geçirmek için yedi kişilik bir komisyon kuran CHP'nin "bir geri dönüş, sorunun çözümüne yönelik bir fikir jimnastiği yaptığını" söyledi.
Ancak Tosun, bu "geri dönüşün" CHP'nin ezberini bozamayacağı görüşünde...
"Türkiye'deki merkez sol, 1990'ların ikinci yarısından bu yana Kürt sorununa yalnızca ekonomik temelli bir zihniyetle baktı. CHP de bugüne kadar sorunu böyle gördü ve 'Bölgedeki ekonomik sorun çözülürse sorun da biter' diye düşündü."
Etnik kimliği de baz alındığında Kılıçdaroğlu'nun Kürt sorununa daha farklı bir bakış açısına sahip olabileceğini belirten Tosun, "Ancak yine de Kılıçdaroğlu'nun CHP içerisinde siyaset yaptığını unutmamak gerekiyor. CHP'nin şifreleri belli" diyor.
Tosun, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın "Kürtlerin parlamentoda temsillerinin sağlanması ve sorunu meclis çatısı altında tartışmak gerektiği" yönündeki görüşünün Kılıçdaroğlu tarafından da dikkate alınması gerektiğini söyledi.
"Kılıçdaroğlu, sorunun yalnızca ekonomik değil aynı zamanda politik ve bir temsil sorunu olduğunu kabul etmesi ve bu yönde bir çözüm önerisi geliştirmesi gerekiyor. Ancak CHP bu çizgide değil."
"Rapor, CHP için hazır reçete gibi"
"CHP neden bu raporla Erdoğan'ın karşısına çıkıyor?" sorusunu ise Tosun şöyle yanıtladı:
"Çünkü CHP, Deniz Baykal liderliğinde bugüne kadar Kürt sorununa dair hiç mesai harcamadı. O nedenle de CHP, SHP'nin Kürt raporunu her zaman hazır bir reçete gibi gördü. Son 15 yıldır CHP, bu sorun üzerine hiç kafa yormadı. Raporun -bir de çatışmaların tırmandığı o yıllarda hazırlandığı düşünülecek olursa- çok iddialı olduğu açık. Erdoğan karşısında mahcup olmamak gibi bir nedenden dolayı, karşısına bu hazır raporla çıkılıyor."
Rapordaki çözüm önerilerine yakın öneriler sunulduğu zaman Başbakan Erdoğan'ın tepkisinin ne olacağına ilişkin ise Tosun, şunları söylüyor:
"Erdoğan da 'Biz zaten bunları söylüyoruz, siz de açılıma destek verin' diyebilir. Eğer Kılıçdaroğlu, raporu iyi okuyup Erdoğan'ın karşısına çıkarsa, Erdoğan Kılıçdaroğlu'nu çözüm için zorlamalı."
"Kürt sorunu için zaman daralıyor"
"Kürt sorunu için zaman daralıyor. Ya yakın bir dönemde Kürt sorunun çözümü için parlemento içindeki siyasi partilerin tümünün katılımıyla sağlanacak bir konsensüs açılımı yapılacak ya da sorun giderek büyüyecek."
"CHP iktidara aday olmak istiyorsa AKP'den daha barışçıl bir çözüm önerisi ortaya koymak zorunda. Daha önce bölgeye hiç gitmemiş bir partinin kendi içinde 'Kürt sorunu komisyonu' oluşturması çok önemli. Bu yedi kişilik komisyon, bölgenin taleplerini, şifrelerini iyi okursa bu CHP için büyük bir kazanım olur. Aksi taktirde CHP bölgede oy tabanını geliştiremez."
"Bu görüşmeleri Kürt sorunun çözümü için bir fırsat olarak görmek gerekiyor. Erdoğan ve Kılıçdaroğlu, 'ulusal uzlaşı' fikriyle yola çıkmalı. Çünkü zaman daralıyor." (BT)