İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 38 yıl önce yaşanan Kızıldere katliamıyla ilgili yer verilen yazılarda "örgüt propagandası yapıldığı" iddiasıyla haftalık Yürüyüş dergisinin yayınını bir ay süreyle durdurdu.
Mahkeme Hakimi Ömer Diken, 4 Nisan'da aldığı kararıyla, 30 Mart 1972'de yaşanan olayla ilgili yayınlar nedeniyle "Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş" dergisinin aynı gün yayımlanan sayısının da toplatılmasına karar verdi.
"Gazi'den Kızıldere'ye" yolculuk yazısına ceza
Kararda, kapağında "Kızıldere sana biz de geliriz" yazılı 22. sayıda yayımlanan "Kızıldere Yolundayız" başlıklı yazıda "terör örgütü propagandasının yapıldığı"na yer veriliyor, ancak herhangi bir örgüt adı belirtilmiyor.
Yazıda, Halk Cephelilerin "Dayı" olarak anılan ve 12 Ağustos 2008'de ölen Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (DHKPC) lideri Dursun Karataş'ın İstanbul Gazi'deki mezarı başında başlayarak Kızıldere'ye uzanan yolculukları aktarılıyordu.
"Kızıldere'yi yazmak suç değildir"
Toplatma kararının Basın Yasası'nın 25/2 maddesi uyarınca alındığı kararda, bir aylık yayın yasağı Terör Mücadele Yasası'nın (TMY) 7/2 maddesine dayandırıldı. Mahkeme, yazıyla ilgili dergi sahibi ve yazı işleri müdürü Metin Bulut hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatıldığını da açıkladı.
Dergi yetkilileri, yaptıkları yazılı bir açıklamayla, "Bu uğurda canlarını veren Mahirler'i elbette dergimiz yazacaktır. Kızıldere'yi yazmak, Kızıldere'de yaratılan devrim manifestosunu yazmak suç değildir. Esas suç, devrimcilerin sesini susturmaya çalışmaktır" dedi.
Bunlar da yetmez, dergilerin büroları basılır, dergileri dağıtanlar gözaltına alınır, sokak ortasında vurulur, katledilir. İşte AKP'nin demokrasisi, AKP'nin basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü budur. (EÖ)