Basın açıklamasına "yürüyüş" kısıtlaması getirilmesinin anayasaya aykırı olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Levent Korkut ve avukat Selçuk Kozağaçlı "Yürüyüş için izin almak gerekmez" dedi.
İçişleri Bakanlığı 10 Kasım Atatürk'ü Anma Günleri ile ilgili mülki amirlere genelge yollayarak Atatürk Anıtı'na çelenk bırakmanın serbest olduğunu ancak basın açıklaması kapsamında herhangi bir yürüyüş yapılamayacağını belirti. Genelgede açıklama iki saat ile sınırlandı ve gürültü olmaması istendi.
Bu genelgenin 10 Kasım dışındaki basın açıklamalarıyla ilgili de kısıtlama getireceği endişesi taşınıyor.
Öte yandan, 59. gününe giren açlık grevleriyle ilgili Türkiye çapında yapılan eylemlere de polis izin vermeyerek müdahal ediyor. İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) raporuna göre 23 Ekim-6 Kasım arasında açlık grevleriyle ilgili Türkiye çapında yapılan 46 eyleme polis müdahale etti; beş eylem yasakladı. Rapora göre, 617 kişi gözaltına alındı; 69 kişi tutuklandı; 84 kişi yaralandı.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı alternatif kutlamaları da Ankara Valiliği tarafından yasaklamış; kutlamalara farklı illerden gitmek isteyenlerin Ankara'ya ulaşmaları İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelge gerekçe gösterilerek engellenmişti.
Korkut: Demokratikleşmede değişen bir şey yok
Türkiye İnsan Hakları Kurulu üyesi Yard. Doç. Dr. Levent Korkut, yürüyüş yapmanın hukuki olarak izne tabi olmadığının altını çizerek "Devlet 20 yıldır bunu yapıyor; bu yasaklama da Türkiye'de demokratikleşme anlamında değişen bir şey olmadığının göstergesi" dedi.
"Toplantı, gösteri ve yürüyüş yapmak için izin almak gerekmiyor. Sadece mülki idareye trafiğin düzenlenmesi ve kolluk kuvvetlerinin güvenliği sağlaması için bildirim yapmak gerekli; ancak bu bildirim izin almak anlamına gelmiyor."
İçişleri Bakanlığının daha önce de yürüyüşleri engelleyen genelgelerinin temel insan haklarına aykırı olduğunu belirten Korkut, "Bu tutum yasalara, anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırıdır" dedi.
Korkut, devletin bu temel hakkı soyut gerekçelerle yasaklamak yerine yürüyüşçülerin güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğuna dikkat çekerek "Bu yasaklamalar, geçmişte 1 Mayıs, Nevruz'da olduğu gibi 29 Ekim ve 10 Kasım'ın da çatışmalı gergin günler haline gelmesine neden olacak" dedi.
Kozağaçlı: Çelenk, yürüyüş, çadır ayrımı yok
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Başkanı Selçuk Kozağaçlı da 2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nda "yürüyüş, oturma, söylev, çadır, çelenk, miting" diye bir ayrım olmadığını belirtti.
"Kanunda basın açıklaması diye bir şey yok. Kanun, kamuya açık alanda bir grup insanın düşüncelerini ifade etmesi temeline dayanıyor. Ayrıca İdris Naim Şahin'in ülke genelinde böyle bir genelge yayımlama hakkı yok. Bu hukuka aykırı. AİHM kararlarında der ki; silahsız ve saldırısız bir etkinliğin engellenmesi düşünce özgürlüğüne aykırıdır. " (NV)