Yazar Buket Uzuner Kaş'taki yunus parkının kapatılması için imza kampanyası başlattı. Yunus parklarında (Dolphinarium) ölen yunusların sadece özgürlüklerini kaybettikleri için değil, aynı zamanda havuzlardaki yoğun ses dalgalarının yarattığı gürültü yüzünden intihar ettiklerini söyleyen Uzuner "yunus parkları, yunuslar için birer işkence kampıdır ve kapatılmalıdır; yenileri açılmamalıdır" dedi.
Uzuner mektubunda, 31 Mayıs 2012'de mühürlenen Kaş'taki Yunus Parkı'nın tekrar açıldığını belirterek, parkın kapatılması çağrısında bulundu.
"Parka gizlice dört yunus daha getirildiğini öğrendik. Gizlice getirilen yunusların ikisi, sözde "yunus terapisi" için sebze kamyonlarıyla Bodrum'a taşınırken, geride kalan iki yunusun esareti sürüyor."
"Bir süre sonra, işletmenin, tüm hukuksuzluklara ve tepkilere rağmen, 12 Kasım'da bu iki yunusla sessiz sedasız yeniden açıldığını öğrendik."
Dolphinariumlar hukuki boşluklardan yararlanıyor
Yunuslara Özgürlük Platformu, ProWal, Dolphin Angels ekibi de Kaş'aki dolphinariumun kapatılması için çalışıyor.
Yunuslara Özgürlük Platformu'ndan Öykü Yağcı, yunus parklarının Türkiye'nin de imzacı olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunun altını çizdi.
"Yunus parkları , Türkiye'ninde imza attığı BERN sözleşmesine aykırı. Ama pratikte, hukuki yapılardaki boşluk nedeniyle aşmaya çalışıyorlar. Aynı zamanda yunus parklarını ruhsatlandırma sürecinde ne Çevre Bakanlığı ne de Tarım Bakanlığı sorumluluk kabul etmiyor."
Ruhsatlandırmaların yerel yönetimler tarafından yapıldığını ifade eden Yağcı, bu konuda herhangi bir denetim mekanizmasının olmadığını belirtti.
Geçtiğimiz hafta Boğaz'da 4 yunusun karaya vurması ile ilgili ön rapor yayınlayan İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ve Türk Deniz Araştırma Vakfı (TÜDAV) yunusların ölüm sebeplerinin boğulma olduğunu belirtti.
TÜDAV'ın raporunda bölgede gırgır avcılığı gerçekleştirildiğini, tırtak olarak adlandırılan yunusların ağlara takılıp boğulmuş olabileceği ihtimali yer aldı.
Kalkan balıkçılığına dikkat
TÜDAV, İstanbul Boğazı, Karadeniz ve Marmara Denizi'nde gözlenebilen üç türden biri olan tırtakların Dünya Koruma Birliği (IUCN) kriterlerine göre Akdeniz alt popülasyonu "nesli tehlikede", Karadeniz alt popülasyonu "hassas" listesinde yer alıyor.
İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı'ndan Dr. Arda Tonay sadece 20. yüzyılda Karadeniz ülkelerinin dört milyon yunusun avlandığını belirterek ancak 1983'te yunus avcılığının yasaklandığını hatırlattı.
"29 yılda, senede bir ya da iki yavru yapan bu popülasyonların kendilerini toparlaması mümkün değildir" diyen Tonay, yunusların yaşamlarını en çok tehlikeye sokan unsurlardan biri olarak tesadüfi ağa yakalanmayı gösteriyor. Ayrıca, aşırı avcılık sonucu besin azalması, deniz kirliliği ve salgın hastalıklar da yunusları tehdit ediyor. (EA)
Yunus parklarına karşı kampanyaya buradan katılabilirsiniz.
TÜDAV'ın raporuna buradan ulaşabilirsiniz.