Görsel: Af Örgütü
Yunanistan’da, AB fonlarıyla mülteciler haklarından mahrum ediliyor. Ardı ardına kurulan kamplarda mültecilerin uluslararası hakları yok sayılıyor.
Yunanistan yetkilileri, 27 Kasım’da İleryoz (Leros) ve İstanköy (Kos) adalarında KEDN “Kapalı-Denetimli Ada Merkezi” (Yunanca Κλειστή Ελεγχόμενη Δομή Νήσων) adı verilen mülteci kamplarının açılışını yaptı. Midilli (Lesvos) ve Sakız (Chios) adalarında da kurulacak yerleşkeler, mülteciler tarafından hapishane olarak nitelendiriliyor.
"Hürriyet hakları ihlal edildi"
Uluslararası Af Örgütü’nün edindiği bilgilere göre, Yunanistan Göç ve Sığınma Bakanı’nın henüz yayımlanmayan kararı ile Yunanistan yetkilileri, Sisam (Samos) adasında AB tarafından fonlanan yeni mülteci kampında kalan sığınmacıları, hukuka aykırı bir şekilde alıkoyuyor.
Bu karar kapsamında 17 Kasım’dan beri, hükümetin çıkardığı geçerli kimlik kartları (sığınma kartları) olmayanların kamptan ayrılmasına izin verilmiyor ve bunun ne kadar süreceği belirsiz. Karar, sığınma başvuruları kabul edilmediği için kartları geri alınan kişiler ile henüz kart çıkarılmayan yeni gelenlere uygulanıyor.
Resmi olmayan tahminlere göre kampta kalan yaklaşık 450 kişi arasından 100 civarında kişinin iki haftadan uzun süredir kişi hürriyeti hakkı ihlal edilerek cezaevi benzeri yerleşkeden çıkmalarına izin verilmiyor.
Uluslararası Af Örgütü’ne bağlı bir heyet 22 Kasım 2021’de, kısıtlamaların beşinci gününde Sisam’da bulunan başka bir KEDN yerleşkesini ziyaret etti ve karardan etkilenen kamp sakinleriyle görüştü.
UAÖ: Kamp cezaevine benziyor
Uluslararası Af Örgütü Göç Araştırmacısı Adriana Tidona konu hakkındaki açıklamasında, “Bu kamp, güvenlik arayışında olan kişilere barınma sağlayan bir yerden çok bir cezaevine benziyor. Bu, AB kaynaklarının ve parasının ciddi şekilde kötüye kullanılması ve kamp sakinlerinin haklarının ağır ihlalidir” dedi.
AB tarafından fonlanan Sisam’daki yeni “kapalı-denetimli ada merkezi” (KEDN), adanın en önemli kenti olan Vathi’den 6 km uzaklıkta ıssız bir alana inşa edildi. 3 bin kişilik kapasitesi olan kamp, çift katlı dikenli telle sarılmış metal çitler, dört bir yana yerleştirilmiş güvenlik kameraları ve devriye gezen polisler ile özel sözleşmeli güvenlik görevlilerinin 7/24 kesintisiz varlığı ile sıkı bir gözetim ve insanları adalarda tutma sistemiyle donatıldı.
Kampta yaşayanların, kamp içinde ve dışında sabah 08.00 ile akşam 20.00 arasında izin verilen dolaşımları güvenlik kontrollerine tabi ve manyetik kapılardan geçerek yapılabiliyor.
17 Kasım kararından etkilenen kişiler ve aileler günlük işlerini yapmak, kampın yakınında sivil toplum örgütlerinin yönetimindeki “Alpha land” merkezindeki derslere ve topluluk aktivitelerine katılmak veya şehir merkezine ulaşmak için kamptan çıkamıyor.
Kabil’den gelen ve eşi ve çocuklarıyla kampta kalan Afgan erkek A., Ocak 2020’den beri Yunanistan’da. Sığınma talebi defalarca reddedildi ve sığınma kartı geri alındı. Bu nedenle kamptan çıkamıyor.
KEDN merkezine sevk edilmeden önce ailesiyle birlikte Sisam’daki eski kampın etrafındaki alana yayılan, feci yaşam koşullarıyla bilinen ve “orman” olarak anılan yerleşimde yaşıyordu.
“Ne geri ne ileri gitmek mümkün değil”
Ailesiyle yaşadığı konteynerden konuşan A., Uluslararası Af Örgütü’ne, yeni kampın daha güvenli olduğunu ancak olumsuzlukları da beraberinde getirdiğini şu sözlerle anlattı, “Bize mahkummuşuz gibi davranıyorlar. Burada gerçekten delirirsin. Geri gidemiyorsun. İleri gidemiyorsun. Hiçbir şekilde uyuyamıyorum. Sürekli kaygı içinde, amaçsız bir hayat yaşıyoruz.” Son beş günde yalnızca okula gitmeleri için çocuklarının kamptan çıkmasına izin verilmiş.
Şubat 2020’den beri Yunanistan’da olan ve sığınma talebi iki kez reddedilen Afgan erkek H. beş gündür kamptan çıkmamış. 17 Kasım kararından önce kampın dışında aktif olduğunu söyleyen H. şunları aktardı, “Kampın dışında İngilizce öğreniyor ve gönüllü çalışmalara katılıyordum. Son beş gündür kendimi mahkum gibi hissediyorum. Eski kampta en azından özgürlüğüm vardı.”
Uluslararası Af Örgütü, Yunanistan’ın açık kamplar yerine “kapalı-denetimli merkezler” kurması konusundaki kaygılarını defalarca dile getirerek, bu politikanın, özgürlüğünden yoksun kılma hakkındaki insan hakları standartlarıyla nasıl bağdaşabileceğini sorguladı. Uluslararası hukuk ve AB hukuku gereğince, sığınmacılar ancak bireysel durumlarının ayrıntılı bir şekilde incelenmesinden sonra, mümkün olan en kısa süreliğine ve karara itiraz etmelerine izin veren, yasalarla belirlenmiş bir prosedür kapsamında alıkonulabilir.
Sisam kampı sakinleri, şeffaf ve meşru olmayan yasal gerekçelerle, kapatılmalarına itiraz hakkı olmaksızın ve belirsiz sürelerle, otomatik olarak ve toplu halde özgürlüklerinden yoksun bırakılmaktadır.
Adriana Tidona sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Korktuğumuz gibi, Yunanistan yetkilileri, sığınmacıları hukuka aykırı bir biçimde özgürlüklerinden yoksun bırakmak için kapalı-denetimli merkezler adı verilen hukuki açıdan muğlak bir kavramın arkasına saklanıyor. Yunanistan’ı bu kararı derhal geri çekmeye ve Sisam kampı sakinlerine getirilen kısıtlamaları kaldırmaya çağırıyoruz. Avrupa Komisyonu, AB tarafından fonlanan merkezlerde temel haklara saygı gösterilmesini sağlamak zorundadır.”
Arka PlanSisam KEDN merkezi, Avrupa Komisyonu’nun, sığınmacılar için Yunanistan hükümetinin yönetimindeki açık kampların yerine yeni merkezlerin kurulması için verilen 276 milyon Euro’luk fon desteğiyle inşa edildi. Sisam adasındaki dolaşım kısıtlamalarına ek olarak, Yunanistan genelindeki sığınmacılara, AB’nin fonladığı nakit destek programının yönetiminin BMMYK'den Yunanistan yetkililerine devredilmesi sonucunda programın aniden durmasıyla birlikte iki ay boyunca herhangi bir mali destek sağlanmadı. Yunanistan’daki sivil toplum örgütlerinin bildirdiğine göre yaklaşık 34 bin sığınmacı bu durumdan etkileniyor. Sivil toplum örgütlerine göre, Yunanistan yetkilileri, Ekim 2021’den beri statüsü kabul edilen mültecilere ve başvurusu reddedilen sığınmacılara yiyecek ve içecek teminini de durdurdu. |
(EMK)