2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda disiplin ve ceza işlerine dair düzenlemeler öngören yasa tasarısı değişikliklerle tekrar gündemde.
Yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanları, memur ve diğer personeline uygulanabilecek disiplin cezaları ile ilgili düzenlemeyi içeriyor.
Söz konusu tasarı 23 Mart’ta “Tebligat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” içinde Meclis Başkanlığı’na sunulmuştu.
20 Mayıs’ta ise kimi değişikliklerle “Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” adı altında Başkanlığa sunuldu.
Tasarıdaki dikkat çeken değişiklik 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’ndaki disiplin cezalarına dair maddelerin de yer alması. Böylelikle cezalara yol açan maddeler arttı.
Önceki taslakta soruşturma açma yetkisinin verildiği Yükseköğretim Kurulu Başkanına görevden uzaklaştırma yetkisi de verildi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) tasarının “disiplin hükümlerindeki yasakçı, baskıcı ve cezalandırıcı yanıyla kamuda çalışan tüm emekçileri ve sendikaları da etkisi altına alacağını” söyleyerek yasalaşmasına karşı çıkıyor.
Gerekçe: Yönetmeliğin yasal dayanağı yok
Anayasa Mahkemesi 14 Ocak 2015’te 2547 sayılı kanunun 53. Maddesindeki hangi fiillere disiplin cezasının uygulanacağının Yükseköğretim Kurulunca belirleneceğine dair cümleyi iptal etmişti.
Karar, 7 Nisan 2015’te Resmi Gazete’de yayınlanmasından dokuz ay sonra 7 Ocak 2016’da yürürlüğe girdi.
Tasarı gerekçesinde AYM kararı nedeniyle bu maddeye dayanılarak çıkarılan Yükseköğretim Kurumları yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin ilgili hükümlerinin yasal dayanağı kalmadığı belirtildi.
Bu nedenle konu hakkında yasal düzenleme yapılma zorunluğu olduğu söylendi.
657 sayılı kanundaki maddeler eklendi
Tasarıda 23 Mart’taki halinden farklı olarak öne çıkan değişim, disiplin cezası gerektiren fiiller ilgili maddelere eklenen “657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’ndaki fillere ek olarak” ibaresi.
Önceki tasarıdaki 657 sayılı kanunda yer alan maddeler çıkarılmış ancak daha önceki taslakta yer almayan 657 sayılı kanundaki maddeler de eklenmiş durumda.
Eğitim Sen, bu duruma “Öğretim elemanları, diğer kamu görevlilerinden ve devlet memurlarından farklıdır ve aynı statüde değerlendirilmeleri mümkün değildir” diye karşı çıkıyor.
“Yükseköğretim kamu hizmeti, devlet memurları tarafından yürütülen genel idari hizmetlerden farklı özellikler arz eden ve bu nedenle farklı bir düzenlenişe ihtiyaç gösteren hizmetlerdir. Bunun sonucu olarak, bu hizmetleri yürüten personelin statüsü ve tabi olduğu kurallar da devlet memurlarından farklı olmaktadır.”
“Siyasi amaçla” ve “siyasal amaçlar dışında” grev
Tasarıda öğretim elemanları, memur ve diğer personeline uygulanabilecek disiplin cezaları, uyarma, kınama, aylıktan veya ücretten kesme, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma olarak sıralanıyor.
Eğitim Sen, Kademe İlerlemesinin Durdurulması ve Birden Fazla Ücretten Kesme ile Kamu Görevinden Çıkarma maddelerindeki “siyasi amaçla grev – siyasal amaçlar dışında boykot, grev” ayrımına dikkat çekiyor.
Sendika, her iki ceza kategorisinde de grev, iş yavaşlatma, toplu olarak göreve gelmemek gibi en temel sendikal eylemlilikler suç olarak değerlendirilmiş ve akademik özgürlükler yok sayıldığını söylüyor.
Kademe İlerlemesinin Durdurulması ve Birden Fazla Ücretten Kesme cezasını gerektiren fiiller arasında şu iki madde de var:
*53/4/c: Siyasal ve ideolojik amaçlar dışında olan boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemler yapmak suretiyle kamu hizmetlerini aksatacak davranışlarda bulunmak.
*53/4/d: Ders, seminer, konferans, laboratuvar, grafik çalışma ve sınav gibi öğretim çalışmalarının yapılmasına engel olmak, görevlileri, öğrencileri eğitim-öğretim alam dışına çıkartmak, görev yapılmasına engel olmak, öğrencileri bu tür davranışlara teşvik etmek veya zorlamak ya da bu maksatla yapılacak hareketlere iştirak etmek.
Kamu Görevinden Çıkarma başlığı altında yer alan 657 sayılı kanundaki filler ibaresi 657 sayılı kanun 125. Maddesine götürüyor:
a) İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükün ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak,
b) Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek.
İntihale üniversite öğretim mesleğinden çıkarma
Tasarı, Üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezasını gerektiren tek fiil intihal.
Madde 53/b/5: Akademik bir kadroya bir daha atanmamak üzere üniversite öğretim mesleğinden çıkarmad. Üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezasını gerektiren fiil, kasten başkalarının özgün fikirlerini, metotlarını, verilerini veya eserlerini bilimsel kurallara uygun biçimde hiç atıf yapmadan eserin bütünü dikkate alındığında önem arz edecek şekilde kısmen veya tamamen kendi eseri gibi göstermektir."
"Eleştirel beyanlar cezalandırılacak" endişesi
Kamu görevinden çıkarma cezası gerektiren fiiller arasında “Bölücü amaçlarla veya terör niteliğinde eylemlerde bulunmak veya bu eylemleri desteklemek” maddesi de var.
Sendika, “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi imzacısı akademisyenlerin “terörist”, “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamalarıyla karşılaştığını hatırlatıyor.
“Barış talep ettiği için ya da derslerinde insan haklarına dikkat çektiği için tutuklanan, gözaltına akademisyenlerin “terörist” ilan edildiği gözetilecek olursa, cezalandırmanın doğrudan eleştirel ve muhalif düşünce beyanlarını içine alacağına şüphe yok. Üstelik savcılıkların ve mahkemelerin yetki alanında özel olarak tanımlanan bir suçun, disiplin hükümleri içerisinde muğlak ifadelerle yer bulmuş olması oldukça kaygı verici.”
YÖK başkanına soruşturma açma yetkisi
Sendikanın tasarı ile eleştirilerinden biri de YÖK Başkanı ile YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na verilen yetkiler. Eğitim Sen “Süper Savcı Ve Yargıç” konumuna getirildikleri eleştirisi yapıyor.
* Tasarıda 53/a maddesindeki Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı’nın YÖK ve rektörlerin disiplin amiri olduğuna dair ifade “Yükseköğretim Kurulu Başkanı üst kuruluşlar, rektörler ve bağımsız vakıf meslek yüksekokulu müdürlerinin ve 53/Ç maddesinin birinci fıkrasının e bendinde yer alan fillerle ilgili olarak öğretim elemanlarının…disiplin amirleridir…” şeklinde değiştiriliyor.
* 53/Ç maddesinin ilgili fıkrası kınama, aylıktan ve ücretten kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinde çıkarma cezalarında YÖK Başkanına disiplin amiri sıfatıyla doğrudan soruşturma açma yetkisi veriyor.
Söz konusu fiillerden bazıları şöyle:
** Yasaklanmış her türlü yayın, siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek.
** Yükseköğretim kurumlan içinde siyasi parti faaliyetinde bulunmak veya siyasi parti propagandası yapmak.
** Siyasal ve ideolojik amaçlar dışında olan boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemler yapmak suretiyle kamu hizmetlerini aksatacak davranışlarda bulunmak.
* Tasarıda değişikliklerden biri görevden uzaklaştırmada YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’ndaki yetkiyi YÖK başkanına vermesi. (BK)