“Her şey çok zor görülebilir. Kadına ve yaşama düşmanlık dört bir koldan hücuma geçmiş olabilir. Ama işimizin kolay olduğunu kim söyledi ki? Bizim işimiz zoru başarmak... Ve inanıyorum ki başaracağız!”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, tutuklu olduğu Kocaeli F Tipi Cezaevi'nden 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle yazdığı mektubunda böyle seslendi.
Yüksekdağ, mektubunda cinsel istismar suçlarının affedilmesi için “mağdurla failin evlenmesi”ne dair yasa tasarısına da değindi. “Yasaya karşı geliştirilen birleşik mücadeledeki duruşu selamlıyorum” dedi.
“Yasaya karşı mücadeleyi selamlıyorum”
Yüksekdağ’ın mektubu şöyle:
“Bizler her şeye rağmen inadına özgürlük, inadına barış ve demokrasi demeye devam ediyoruz. Özellikle de 25 Kasım'da ve her gün şiddete, zulme, ayrımcılığa karşı mücadele eden kadınların duruşu çok hayati bir rol oynayacak. Bu karanlık, kadından aydınlanacak.
“Son günlerde gelişen cinsel istismara af yasasına karşı geliştirilen birleşik mücadeledeki duruşu selamlıyorum.
“İlham olmanın zamanı”
“Şiddetin her türlüsüne karşı, kadın direnişi ve dayanışmasının her türlüsünü kuşananlar belirleyecek anı ve geleceği... Erkek-devlet şiddetine tapanlar, bu şiddeti ve tecavüzü, istismarı kutsayanlar karşısında, kadınlar ve tüm insanlık için barışçıl, eşit bir yaşama inanmak suçsa, hep birlikte bu ‘suçu’ işlemeye devam...
“Şiddetin amacı korku yaymak, teslim olmaktır. Bu şiddete en esaslı cevabı korkmayan, teslim olmayan kadınlar verebilir. Şiddetin, yoksulluğun, güvencesizliğin, eşitlik ve küçümsemenin duvarlarıyla hapsedilen tüm kadınlar için iyilik ve cesareti kuşanmanın, ilham olmanın zamanıdır.
“Kadın, yaşam, özgürlük!”
“Hiçbir zulüm ve şiddet iktidarı kadınların yaşam ateşini söndürmeyi başaramadı. Şimdi halklarımızı aydınlatacak yaşam ateşini yine kadınlar taşıyor.
“Her şey çok zor görülebilir. Kadına ve yaşama düşmanlık dört bir koldan hücuma geçmiş olabilir. Ama işimizin kolay olduğunu kim söyledi ki? Bizim işimiz zoru başarmak... Ve inanıyorum ki başaracağız!
“Kadın dayanışması ve direnişiyle, her yerde ve her koşulda ölümden, zordan, nefretten beslenenlere karşı haykıracağız; Kadın, yaşam, özgürlük! Bir kez daha siyasi irademizin teslim alınamayacağını, kadınların özgürlük aşkına ihanet etmeyeceğini görecekler... Umutla, inançla, sevgiyle...”
25 Kasım nedir?
Dominik Cumhuriyeti’nde Rafael Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden üç kız kardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa, Trujillo'nun "Ülkede iki tehlike var: Kilise ve Mirabal Kardeşler" açıklamasından kısa süre sonra, 25 Kasım 1960’de Trujillo'nun emriyle öldürüldüler. Ölümlerine araba kazası süsü verildi. Ancak Mirabal kız kardeşlerin anısı, özgürlük ve insan hakları için verdikleri mücadele, dünyada ve Türkiye'de insan hakları savunucuları ve kadın hareketleri için bir sembol haline geldi. Ve 1999 yılında Birleşmiş Milletler, 25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesi kararını aldı. (BK)