Londra'daki protestolardan: "Mülteciler hoş geldi" (Foto: AA - Arşiv)
Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi, Muhafazakar Parti hükümetinin sığınmacıları Ruanda'ya gönderme planı hakkında kararını verdi.
Yüksek Mahkeme, hükümetin sığınmacıları Ruanda'ya gönderme planının ve sığınma taleplerinin bu ülkede karara bağlanması için düzenlemeler yapmasının "yasal" olduğuna hükmetti. Mahkeme aynı zamanda "hükümetin gönderilecek bazı sığınmacıları seçerken, bu kişilerin özgül koşullarını gerektiği şekilde değerlendirmediğine" karar verdi.
Yargıç Clive Lewis, hükümetin planının Birleşmiş Milletler (BM) Mülteci Sözleşmesi veya insan hakları yasalarını ihlal etmediğini söyledi.
Lewis, Ruanda'ya gönderilmesi planlanan sekiz sığınmacının durumunun ise İçişleri Bakanlığı'nca "yeniden değerlendirilmesi" gerektiğini bildirdi.
Lewis, mahkemenin verdiği hükmün temyize götürülmesine izin verilip verilmeyeceğine ilişkin kararın ise 16 Ocak 2023'e bırakıldığını söyledi.
"Büyük hayal kırıklığı içindeyiz"
Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi'nin kararı, ülkedeki mülteci hakları örgütlerinin tepkisiyle karşılandı.
The Guardian'ın aktardığına göre, konuyla ilgili açıklama yapan Mülteci Konseyi (Refugee Council) Başkanı Enver Solomon, "Bu davadan çıkan sonuç karşısında büyük hayal kırıklığı içindeyiz" dedi:
"Eğer hükümet bu zararlı planı uygulamaya devam ederse bu, Birleşik Krallık'ın insan haklarına değer veren bir ülke olarak itibarına zarar verir ve 1951 tarihli mülteci anlaşması gereği çatışma ve baskıdan kaçanlara güvenlik sağlama taahhüdümüzü zayıflatır.
"Güvenlik arayışında olan insanlara kargoymuşlar gibi muamele etmek ve onları başka bir ülkeye göndermek insanlara büyük acılar verecek acımasız bir politika. Bu plan, prensipte yanlış, uygulamada ise işlemez.
"Ukrayna ve Afganistan da dahil hayatlarını kurtarmak için kaçan insanlara güvenli bir yer sunmaya yönelik uluslararası taahhüdümüzü başka ülkelere yönlendirmek yerine düzenli, insancıl ve adaletli bir sığınma sistemini faaliyete geçirmeye ve insani vize gibi güvenli rotalar oluşturmaya odaklanmalıyız."
Ne olmuştu?
İngiltere ülkeye "yasadışı yollarla girmiş bazı sığınmacıları" 120 milyon sterlinlik bir anlaşma ile Ruanda'yi göndermeyi planladığını açıklamıştı.
Dönemin İçişleri Bakanı Priti Patel Ruanda hükümeti ile imzalanacak anlaşma için 14 Nisan'da başkent Kigali'ye giderken, konuyla ilgili açıklama yapan İngiltere Başbakanı Boris Johnson da söz konusu planın "tüm sığınmacıları değil, yalnızca bazılarını kapsayacağını" duyurmuştu.
İçişleri Bakanı Priti Patel ve Ruanda Dışişleri Bakanı Vincent Biruta bu bağlamda Ruanda'nın başkenti Kigali'de söz konusu planı içeren "Göç ve Ekonomik Kalkınma Ortaklık Anlaşması"nı imzaladı.
Fakat plan hem İngiltere'deki halk, muhalefet partileri ve siyasetçilerce hem de Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve Uluslararası Af Örgütü gibi kurumlarca tepkiyle karşılandı.
İngiltere'nin göçmenleri Ruanda'ya gönderme planı, ülkenin başkenti Londra'da da protesto edildi. İçişleri Bakanlığı binası önünde toplanan pek çok kişi göçmen ve mülteciler lehine slogan attı.
Konuyla ilgili 31 Mayıs'ta açıklama yapan İçişleri Bakanlığı, Ruanda ile imzalanan 120 milyon sterlinlik anlaşma kapsamında havayoluyla ilk sınırdışı işleminin 14 Haziran'da yapılacağını duyurdu.
Temyiz Mahkemesi yargıçları, 13 Haziran'da, göçmen ve sığınmacıları Ruanda'ya götürecek ilk uçuşun yapılabileceğine hükmetti.
Bireysel başvuruları reddedilen sığınmacıların avukatları, uçağın kalkmasına saatler kala Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvuru yaptı. AİHM, 14 Haziran'da uçağın hareketine dakikalar kala aldığı kararla uçuşu durdurdu. (SD)