Erzurum’a vardığımızda iftar vaktine kısa bir süre vardı. Kentteki lokantalar giderek doluyor, müşteriler sabırsızlıkla ezanı bekliyordu. Havuzbaşı’ndaki iftar çadırında da kalabalık artıyordu. Hava haziran ayından beklenmeyecek ölçüde serindi, rüzgar keskin esiyordu.
Cumhur İttifakı’nın oyları yüksek
Erzurum geçen seçimlere oranla bu kampanyayı daha heyecansız geçiriyordu. Bunda bir önceki seçimlerden alınan sonuçların da etkisi olabilirdi.
Zira 7 Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 52,18 oy alan AKP, 1 Kasım’da yüzde 67,8 gibi yüksek bir orana ulaşıyordu. İktidar partisi bu sonuçlardan güç alıyor gibiydi.
MHP Kasım seçimlerinde 7 Haziran seçimlerine göre yaklaşık yüzde 9 oy kaybına uğrayarak yüzde 14,1 oy alabilmişti. CHP’nin ise bölgede son iki seçimde alabildiği en yüksek oy yüzde 3,3’e ancak çıkabiliyordu.
1 Haziran’da yüzde 18,06 oy alarak bir meclise bir milletvekili gönderen HDP’nin oyları ise 1 Kasım’da yüzde 12,3’e düşüyordu.
2017’deki anayasa değişikliği referandumunda da AKP istediğini fazlasıyla alıyordu: Yüzde 74,48 oranındaki “Evet” oyu AKP için az evvel sözünü ettiğimiz ve kendisini net olarak gösteren özgüvenin bir nedeni olabilir miydi?
Diğer partilerin görünürlüğü az
Ertesi sabah güneş yüzünü gösterdiğinde sokaklar hareketleniyor, günlük koşuşturmanın arasından seçim minibüsleri geçiyordu. Neredeyse tüm bilbordlarda Adalet ve Kalkınma Partisi adaylarının boy boy posterleri göze çarpıyordu. Partinin ve içinde bulunduğu Cumhur İttifakı adaylarının seçim çalışmaları tam gaz sürüyor, diğer partilerin afişleri de, ilanları da daha az görünüyordu.
Bir markette alışveriş yaparken rastladığımız Murat Öztercan bu durumu şöyle açıklıyordu:
Malum burası Erzurum. MHP’nin yuvası. Biz de mecburen cumhur ittifakına gideceğiz. Eğer ‘vatan, millet, Sakarya ise, devlet ve bayraksa gerisi teferruat. Erzurum’da çok çok büyük ihtimalle Ak Parti ve ittifaka oyumuzu basacağız.
Öztercan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Erdoğan’ı destekleyeceklerini, Muharrem İnce ve Temel Karamollaoğlu’nun adaylıklarının kentte hoş karşılanmadığını anlatıyordu. İYİ Parti’nin birinci sıradan gösterdiği kadın adayı kimsenin tanımadığını savunan Öztercan’a göre Meral Akşener’in de burada pek bir şansı yoktu.
Kadın lider meselesi ve cinsiyetçi söylem
Benzer şeyleri bir berber dükkanında saç tıraşı olurken sorularımızı yanıtlayan serbest meslek sahibi Sinan Durmuş’tan da duyuyorduk:
Vallahi biz sağ görüşlü olduğumuz için Erbakan hocamızdan sonra şimdi Tayyip babaya oy veriyoruz. Tayyip, “baba” bizim için.
Durmuş, Saadet Partisi’ne de kızgındı. Üyesi olmasına rağmen Saadet Partisi’nin politikalarını tasvip etmediğini söylüyordu. Karamollaoğlu’nun görüşlerini de yanlış buluyordu. Meral Akşener’den ise cinsiyetçi ifadeler kullanarak bahsediyordu; ona göre “bir ‘bayan’dan parti lideri olmaz”dı.
Onun saçlarını kesen berber Abdullah Karakurt da milletvekili seçimlerinde MHP’yi, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini söylüyordu. Karakurt’a göre MHP’nin Erzurum’da her zaman bir milletvekili potansiyeli vardı ama bu yıl iki sandalye alması sürpriz olmayacaktı.
Kentteki kutuplaşma
Peki sendikalar ve sivil toplum kuruluşları neler düşünüyordu? İlk durağımız Kamu Emekçileri Konfederasyonu KESK’e bağlı Eğitim Sen’in Erzurum Şubesi’ydi. Şube Başkanı Hidayet Tutkun, kentte kutuplaşmanın şiddetli bir biçimde hissedildiğini söylüyordu. Tutkun, Erzurum’daki siyasi tansiyonu anlatırken “Derler ya, karpuz gibi ikiye yarılmış bir toplum” diyordu:
Yaşam biçimlerinden kaynaklanan; etnik, mezhepsel meselelerden dolayı ortaya çıkan bir kutuplaşma var. Aslında bu toplumun köklerinde böyle bir sorun yok. Ama siyaset toplumu çok gerdi. Biz bunun farkındayız. Birçok milli değeri, birçok kültürel değeri siyasete malzeme yapınca toplum da bu algıyla yönlendirilmiş oldu. Bunun aşılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu normalleşme gerçekleştiğinde bu ülkede aslında çok fazla bir sorunun olmadığını göreceğiz.
HDP ve Erzurum
Büyütmek için tıklayın. |
Erzurum, Bayburt ve Gümüşhane’den farklı olarak Halkların Demokratik Partisi’nin az da olsa bir şansı olduğunu söylemek mümkün.
Nitekim 1 Haziran seçimlerinde HDP kentte bir milletvekili çıkarmayı başarıyor, mecliste bir sandalye ile Erzurum’u temsil ediyordu. Kasım seçimlerinde ise HDP o milletvekilliğini kaybediyordu.
İnsan Hakları Derneği Erzurum Şube Başkanı Medeni Aygül HDP’nin bu seçimlerde diğer partiler ile eşit şartlarda yarışamadığını söylüyordu.
Aygül, “Parti çalışanları gözaltına alınıyor. Daha önce 26 parti çalışanı gözaltına alındı. Daha sonra serbest bırakıldılar. 13 Haziran’da Tekman’da 10 partili daha zafer işareti yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alındı. İnsan Hakları Derneği olarak biz süreci avukatlarımız aracılığıyla takip ediyoruz” diyerek durumu aktarıyordu.
Aygül 7 Haziran 2015 seçimleri öncesinde de Erzurum’da Selahattin Demirtaş’ın düzenleyeceği miting öncesinde partililere saldırı düzenlendiğini hatırlatıyordu.
Siyasi iklimi belli olan Erzurum’da seçmenin oyları aşağı yukarı belliydi. Bu nedenle gözler kentte HDP’nin seçim performansının ne olacağına çevriliyordu. 1 Kasım 2015’te Karayazı ilçesi yüzde yüzde 86,8 ile HDP’yi destekledi.
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) aldığı sandık birleştirme kararı da daha çok bu ilçeye yönelik olarak uygulanacaktı. İHD, sandık birleştirme kararının 570 civarında seçmeni etkileyeceğini tahmin ediyordu.
Mutaassıp Erzurum’da seçim kampanyası Ramazan ile çakışınca kentin siyasi heyecanı biraz azaldı. Bayramdan sonra şehir, seçim meselesine biraz daha odaklanır mı bilinmez ama kent daha öncekilere üç aşağı beş yukarı benzer bir sonuç elde edecek gibi görünüyor. (MU-HA/HK)
MURAT UTKU, HİKMET ADAL'IN SEÇİM HABERLERİ
Muhafazakar ve Tepkisiz Şehir: Bayburt
Yüksek İrtifada Keskin muhafazakarlık: Erzurum