Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 31 Mart İstanbul seçimlerini iptal etme kararının dün akşam açıklanan gerekçesini hukukçu Ergin Cinmen’le konuştuk.
YSK’nin gerekçeli kararında seçmen iradesini kısıtlayacak herhangi bir somut tespit olmadığını ifade eden Cinmen, 250 sayfalık gerekçeli kararın 200 sayfasının AKP’nin iddiaları, 38 sayfasının muhalefet şerhlerinden oluştuğuna dikkat çekerek “Sanki ciddi şekilde incelenmiş, çok fazla ihlaller olmuş, o ihlalleri yazmak için sayfalar gerekmiş gibi bir intiba bırakmak istemişler” dedi.
YSK’nin 16 Nisan 2017 cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş referandumunda mühürsüz oy pusulaları ve mühürsüz zarflar nedeniyle bile seçimi iptal etmediğini hatırlatan Cinmen şunları söyledi:
“Meşruiyet sorunu yaşanıyor”
“Bu seçimlerin YSK tarafından iptal edilmesinin nedeni tabii ki siyasi iktidarın baskısı. Bunu herkes çok iyi biliyor.
“Bu baskı neticesi ortaya çıkan olay, basit bir ‘seçimin iptali’nin çok dışında. Siyasi iktidar aslında artık bence meşruiyetini kaybetme yoluna girdi.
“Bakalım önümüzdeki seçimlerde ne olacak? Başka bir konuyu ortaya koyarak yine kaybettikleri seçimi iptal ettirebilecekler mi? Ortada bir meşruiyet sorunu yaşanıyor.
“Seçmen iradesinin kısıtlandığına dair bulguya rastlamadım”
“Seçim hukukunda esas amaç seçmenin özgür iradesiyle oy kullanmasıdır. Bu sürecin içerisinde çeşitli usulsüzlükler olabilir. Milyonlarca insan onbinlerce sandıkta oy kullanıyor.
“Burada usulsüzlük olmaması mümkün değil. Dünyanın her tarafında bu böyledir. Önemli olan bu usulsüzlüklerin seçmen iradesine etki edip etmediğidir.
“AKP seçmen iradesine etki ettiğini söylüyor ama ettiğine dair gerekçeli kararda hiçbir tespit yok. Herhangi bir seçmenin seçimin sonucunu etkileyecek şekilde özgür iradesinin kısıtlandığını gösteren bulguya rastlayamadım.
“YSK 754 sandık başkanının kanuna aykırı oluşturulduğunu belirtiyor. Ancak gerekçeli kararda bu durumun seçim sonuçlarına doğrudan etki ettiğine dair somut bir tespit yer almıyor. Sandık kurullarının usulsüz atanmalarının seçmenin özgür iradesini zedelediği yönünde bir tespit yok.
“Mühürsüz zarlar, pusulalar yüzünden bile iptal edilmemişti”
“Öte yandan, bugüne kadar sandık kurullarının seçilmesindeki usulsüzlük nedeniyle bildiğimiz kadarıyla hiçbir seçim iptal edilmiş değil.
“Bundan önce mühürsüz zarflar ve pusulalar geçerli sayıldı. Bu derece usule aykırılık halinde dahi seçim iptal etmeyen YSK'nin bu seçimi iptal etmesi kabul edilebilir değil. Meşruiyet alanının dışına çıkan bir durum bu.
“İmzasız tutanak var dedikleri sandıklardan AKP çıktı”
“706 sorunlu oy olduğunu tespit etmişler. Bu devede kulaktır. Bir de bu kişilerin kime oy verdiği de belli değil.
“90 sandıkta imzasız tutanaklar tespit etmişler. Bu sandıklarda da Yıldırım'ın daha fazla oy aldığı ortaya çıkmış.
“Kamu yönetici olmadığı iddia edilen 754 sandıktan 532'sinde kurul başkanı öğretmen. Peki, bunlara güvenmeyip kimlere güveneceksiniz?
“Kısa kararda yok, gerekçeli kararda var”
“Gerekçeli kararda sayım döküm cetvelleri ve tutanaklardaki usulsüzlüklerin de iptal sebebi olarak kabul edildi. Ancak 6 Mayıs'taki kısa kararda bunlar yok.
“Kısa kararlar son derece önemli. Mahkeme kararlarındaki kısa karar ilkesi burada da geçerli.
“Gerekçeli kararda hüküm altına alınacak husus, kısa kararda net olarak bildirilir. Gerekçeli karar yazıldığında da bunun dışına çıkılamaz. Kısa kararda hangi konuya değinildiyse, gerekçeli kararda da o konuya değinilir.
“Dolayısıyla kısa kararın dışında, bu gerekçeli kararda yere alan hususları da kale almamak gerekir.”
TIKLAYIN – Meral Danış Beştaş: Bu Bir Karar Değil, YSK Darbesinin Belgesi
“250 sayfa, sanki ciddi şekilde incelemişler imajı”
Hukukçu Ergin Cinmen’e 250 sayfadan oluşan gerekçeli kararın 12 sayfasında iptal gerekçelerinin yer aldığını, 32 sayfada muhalefet şerhi koyan hakimlerin ifadelerinin bulunduğunu, kalan 200 sayfanın ise AKP'nin YSK'ye sunduğu itirazların özeti olduğunu, bunun için de YSK’nin gerekçeli kararı açıklamasının 16 gün sürdüğünü hatırlatıyoruz…
“Son dönemin, özellikle 2016'dan itibaren OHAL'le başlayıp bugüne kadar süren yargılamaların özelliği bu.
“Burada yüzlerce sayfalık iddianame ve gerekçeli karar yazılır, dişe dokunur ancak birkaç sayfa çıkar.
“Sanki çok ciddi bir incelemeden geçmiş, titizlikle üstünde durulmuş imajını ortaya koymaya çalışıyorlar. Bu, bu dönemin özelliklerinden bir tanesi.
“YSK de 250 sayfalık gerekçeli kararda sanki ciddi şekilde incelenmiş, çok fazla ihlaller olmuş, o ihlalleri yazmak için sayfalar gerekmiş gibi bir intiba bırakmak istemiş.”
Seçme seçilme hakkı
Son olarak yaşanan bu gelişmelerin önümüzdeki süreçte seçme-seçilme hakkı noktasında soru işaretleri yaratıp yaratmayacağını sorduğumuz Cinmen, sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Önümüzdeki seçime bakacağız. Şu an açık şekilde yaratıyor. Siyasi etkiler nedeniyle YSK’nin bu kararı verdiğini herkes biliyor.
“Kendilerine göre beka sorunu var. O yüzden ‘Elimizden gelen her şeyi yapmak durumundayız’ diyorlar.
“Eğer sorun bekaysa, bunun dışında kalan her şey teferruat haline gelir. Çünkü var olmakla yok olmak seçimindeyseniz, bu durumda yapacağınız her şey kazanmak üzere mubahtır.
“Burada da aynısını yaşıyoruz. Zaten sürekli beka demelerinin nedeni de bu. Kendilerini bu usulsüzlüklerde haklı göstermek istiyorlar.”
TIKLAYIN - YSK Gerekçeli Kararını Açıkladı
TIKLAYIN - YSK Kararına Muhalif Üyeler Ne Dedi?
TIKLAYIN - Hukukçular, YSK’nin Gerekçeli Kararına Ne Diyor?
TIKLAYIN - YSK Gerekçeli Kararına Siyasilerden Tepkiler: Gerekçesiz
(EKN)
* Fotoğraf: AA - Arşiv