Uluslararası Şeffaflık Derneği, 7 Haziran seçimlerine ilişkin yürüttüğü kampanya kapsamında 7 Nisan – 5 Haziran tarihleri arasında Yüksek Seçim Kurulu’na 26 seçim yasağı ihlalini bildirdi.
YSK’ya bilgi edinme ve dilekçe yoluyla başvuran Şeffaflık Derneği, YSK’nin “yanıtlarını” raporlaştırdı.
Şeffaflık Derneği, Türkiye genelinde, 7 Nisan – 5 Haziran arasında medyaya yansıyan 26 ihlalin 10’u “kamu kaynağı kullanarak seçim çalışması yapmak”, dördü “Oy satın almak, propaganda amaçlı kaynağı belirsiz hediye dağıtmak”, 12’si “Devlet memurları, Başbakan, Bakan ve milletvekillerine ilişkin yasalara uyulmaması, seçim boyunca yapılmayacak işlere uymamaları”, beşi “Seçim güvenliği ihlali” ve ikisi “Siyasi partilerin eşit şartlarda rekabet etmesine engel olacak şekilde tarafsız bir seçim döneminin geçmesinin ihlali” gerekçeleriyle YSK’ya başvuruda bulundu.
Başvuruların 17’sine elektronik ortamdan cevaplayan YSK’nın yanıtları ise hiçbir bilgi edinme başvurusunun esasına ilişkin olmadı.
YSK, başvurulara verdiği, kendini yineleyen iki tür cevabın biri “YSK’nın danışma niteliğindeki isteklere görüş verilmesine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır” ifadeleri yer verirken, diğeri de YSK’nın internet sitesindeki propaganda döneminin başlangıcından bitiş tarihine kadar uyulması gereken usul ve esaslara ilişkin Yüksek Seçim Kurulunun 2015/236 sayılı kararını hatırlattı.
Raporda neler var
Şeffaflık Derneği başvurulara ve YSK’nın cevaplarına ilişkin raporunda şu tespitlere yer verdi:
* YSK tarafından iletilen yanıtlar, hiçbir bilgi edinme başvurumuza cevap verilmediğini, yalnızca kanunla belirlenen bir prosedürün yerine getirilmeye çalışıldığını göstermektedir. İki çeşit yanıtın içeriğine bakıldığında ise, bilgi edinme ve bildirim mekanizmasının YSK tarafından teşvik edilmediği anlaşılmaktadır.
* Kamuoyuna yansımış, ulusal ve yerel medyada yer bulmuş, kamuoyunun seçimlere duyduğu güveni zedeleyecek nitelikte olan çok sayıda ihlali de YSK’nın görmezden geldiği ortaya çıkmıştır.
* YSK’nın başvurularımıza vermiş olduğu yanıtları ve seçim dönemi ihlallerine ilişkin olarak siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve bireyler tarafından yapılan diğer başvurulara verdiği yanıtlar ve kararlar da dikkate alındığında, YSK’nın Anayasa ile kendisine verilmiş olan seçim sürecini düzenleme ve denetleme, seçim güvenliğini sağlama görevini, 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri sürecinde yerine getirmekte eksiklikler gösterdiği düşünülmektedir.
* Son bir haftalık propaganda dönemi dışında bazı siyasi partilerin resmi tören ve makam araçlarının seçim döneminde serbestçe ve yer yer seçim faaliyetleri için kullanmaları haksız uygulamalara yol açmaktadır. En azından bu durumun denetlenmesi ve düzenlenmesi gerekmesine rağmen, bu hususun düzenlendiğine ilişkin herhangi bir önlem alınmamıştır.
* Adil ve eşit koşullarda bir seçimin yaşanması için öngörülmüş kuralların takibinin gerçekleşmemesi, söz konusu ihlallere ilişkin soruşturmaların yapılmaması ve yasalarda karşılığı bulunan cezaların verilmemesi, millet iradesinin sandığa yansıma sürecinde bazı partiler lehine avantaj bazı partiler lehine dezavantaj yaratma yolunda önemli eksikliklere sebep olacağı gibi, ayrıca yasalarımızdaki cezaların işlevsiz kalmasına ve ülkemizde yaygın görülen cezasızlık kültürünün iyice yerleşip kökleşmesine de yol açmaktadır.
Raporun tamamını şuradan okuyabilirsiniz. (EA)