Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de, İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı'nın açılış oturumunda, Türkiye’deki yardımcı doçentlik sisteminin kaldırılmasını Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç'tan ve rektörlerden rica ettiğini belirtti:
"Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir ya, bunu gözden geçirin. Dünyanın kaç yerinde var bunu da söyleyin. Pek görmüyorum. Bunu birileri birilerini oyalamak için yapmışlar. Bizim hocalara ihtiyacımız var. En parlak beyinlerimizi Batılı eğitim kurumlarına kaptırıyoruz. Gençlerimiz giderek artan oranda Batı'ya yöneliyor."
Yardımcı doçentliğin olayının ne olduğu ve dünyanın kaç yerinde böyle bir mekanizma uygulandığını, Eğitim-Sen İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Görkem Doğan bianet’e anlattı.
Doğan, yardımcı doçentliğin sorunlu bir mekanizma olduğunu söyledi. Ancak yardımcı doçentliğin de dahil olduğu YÖK sisteminin bütünüyle tartışılması gerektiğini ifade etti.
Yardımcı doçentliğin olayı
Doğan şöyle konuştu:
"Yardımcı doçentlik, 12 Eylül'den sonra YÖK düzeniyle hayatımıza girmiş bir kavram. Ondan önce doktor asistan denilen bir sistem vardı. Doçent olana kadar doktor asistan olarak biliniyorsunuz. Ancak doktor asistanlar derse giremiyordu veya başkaları adına giriyorlardı. Bir tür emek sömürüsü söz konusuydu. Yardımcı doçentlik de o dönem buna karşı icat edilen fakat tam çözüm olmayan bir şeydi.
"Yardımcı doçentlik bir sorundur ama bu şekilde mi çözülür? Sayın cumhurbaşkanına birisi ulaşıp 'Bunu çözün' diyecek, o da YÖK'e seslenip düzeltilmesini isteyecek. Bu kurumsal bir işleyiş değil ve bu şekilde çözülmez.
"Üniversitelerarası kurulun yetkileri gibi alanlarda, yardımcı doçentliğin sorunları ayrıca ele alınarak halledilebilir. Ancak yardımcı doçentlik YÖK düzenine çok içkin. YÖK düzeninin bütünü tartışılmalıdır. Ama herhalde YÖK emir addedip bazı düzenlemeler yapmaya kalkacaktır.
“Dünyada da doğrudan doçentlik veya kadro verilmiyor”
"Bugün sayın cumhurbaşkanının söylediği benim çok işime gelir. Ben de doçent olurum bu durumda. Bütün dünyada olan bir uygulama var. Buna göre, doktorayı yapmış olmanın yanı sıra o eğitimi verecek bir tür doçentlik vizeleri söz konusu... Gerçi 15 Temmuz'dan sonra fark ettik ki bunlar bol miktarda çeşitli cemaatler tarafından kullanılmış. Dolayısıyla istediklerini doçent zaten yapıyorlardı. Soru alma, çalma, doçentlik jürilerini belirleme vesaire gibi şeyler oluyordu.
"ABD'nin 'asistan profesör' dedikleri bir uygulaması var. Kuzey Amerika'da üniversitede kadrolu olma bizdeki doçentliğe denk gelir. Onu verirken de kişiyi süründürürler. Hatta onlarla karşılaştırırsak bizdeki sistem daha iyidir. Ayrıca bizde farklı sorunlar da var. Bugün Barcelona'da doktorasını bitiren bir kişi gidip Norveç'te ders verebilir. Çünkü akademisyenler açısından bir tür iş gücü piyasası Avrupa'da oluşmuştur. Ancak İstanbul Üniversitesi'nde doktorayı bitiren kişi belli bir cemaate ya da oranın ileri gelen ailelerinden birine mensup değilse Erzurum Atatürk Üniversitesi'ne gidip ders verebilir mi emin değilim. Çünkü ana bilim dalları tutucudur, dışarıdan kimseyi istemezler.
"Dolayısıyla Amerika'da olan burada uygulanır mı gibi konular konuşulamaz ama dünyada da artık doktorasını bitirenlere doğrudan doğruya doçentlik veya kadro verilmiyor.
“Attıkları akademisyenleri geri alsınlar”
"Attıkları akademisyenleri geri alsınlar. Zaten OHAL düzenlemeleriyle, kadro eksikliğinden dolayı doktor asistanların ders vermesinin de önünü açtılar. O da aslında yardımcı doçentlikle ilgili bir düzenleme sayılır.
“Ben yardımcı doçent olabilmek için doktor asistan olarak üç yıla yakın bekledim. Bu ciddi sıkıntılı bir süreçti. Ancak esas sorun, bütün ihraçlar için söylemiyorum, çok yetenekli insanları üniversitenin dışına attılar. O insanları göreve geri alırlarsa sorunlarını önemli ölçüde çözerler.”
Kanunda yardımcı doçent
2547 sayılı YÖK Kanunu’nun 3. Maddesinin ‘m’ bendinde yardımcı doçent, öğretim üyeleri başlığı altında şöyle tanımlanıyor:
“Doktora çalışmalarını başarı ile tamamlamış, tıpta uzmanlık veya belli sanat dallarında yeterlik belge ve yetkisini kazanmış, ilk kademedeki akademik unvana sahip kişidir.” (TP/ÇT)