Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro’nun devlet televizyonu Telesur’daki haftalık programından konuşma ve klipleri yayınlamak için kullandığı YouTube kanalı, ABD ile artan gerilim sonrası 20 Eylül Cumartesi günü kapatıldı.
Telesur, sosyal medya platformu X’ten, Maduro’nun kanalının bir önceki gece gerekçe gösterilmeden “kapatıldığını” bildirdi. Hesap, kapanmadan önce 200 binden fazla takipçiye sahipti.
Venezuela devlet yetkilileri hesap kapanmasının sebebini “ABD ile süregelen gerginlik” olarak nitelendirdi.
Bölgede süren gerginlik ise askeri müdahaleler ve tehditlerle tırmanmaya devam ediyor.

Maduro’nun mektubu
İki ülke arasındaki gerginlik veya Trump’ın saldırgan tutumlarına ilişkin son gelişmelerden biri, yine geçtiğimiz cumartesi günü Venezuela Devlet Başkan Yardımcısı Delcy Rodriguez’in Telegram hesabından yaptığı açıklamayla yaşandı.
Rodriguez, Maduro’nun Trump’a, özel temsilcisi Richard Grenell aracılığıyla doğrudan görüşme isteğini belirten bir mektup gönderdiğini doğruladı.
Maduro 6 Eylül tarihli mektubunda, Venezuela aleyhinde dile getirilen “mafya ve uyuşturucu çeteleriyle bağlantı” suçlamalarının asılsız olduğunu ifade ederek, bu tür iddiaların ve “sahte haberlerin” iki ülke ilişkilerini olumsuz etkilediğini ifade etti.
Trump’a daha önce basın toplantısında bu mektup sorulmasına rağmen Trump “Bunun hakkında konuşmak istemiyorum, ne olacağını göreceğiz,” diyerek mektup hakkında konuşmayı reddetti.
“Biz bu filmi daha önce görmüştük”
Venezuela Ulusal Seçim Konseyi, 2024 seçimlerinde Maduro’nun oyların yüzde 51’ini alarak kazandığını açıkladı. Muhalefet ise seçimlerde hile yapıldığını iddia ederek Edmundo Gonzales’in aslında oyların yüzde 73’ünü alarak Devlet Başkanı seçildiğini öne sürdü. ABD ve Avrupa Birliği (AB), Venezuela hükümetini oylarla ilgili detaylı verileri açıklamaya çağırdı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken “Çok sayıda kanıt göz önünde bulundurulduğunda 28 Temmuz devlet başkanlığı seçimlerinde en çok oyu Edmundo González Urrutia’nın aldığı görülmektedir,” dedikten sonra Maduro’nun tekrar devlet başkanı ilân edildiği resmi sonuçları tanımadıklarını söyledi.
Maduro ise seçimlerden sonra yaptığı konuşmasında, “faşizmi ve onun şeytanlarını bir kez daha yenilgiye uğrattıklarını” belirterek “Venezuela'da faşist ve karşı devrimci bir darbe yapılmaya çalışılıyor. Aşırı sağ ve ABD tarafından yönetilen gruplar var, aynı senaryoyu uyguluyorlar çünkü biz bu filmi daha önce görmüştük,” dedi.

ABD, Venezuela seçiminin sonuçlarını “tanımadı”
Maduro’nun tutuklanması için 50 milyon dolar “ödül”
Geçtiğimiz ağustos ayının başında ABD, Maduro’nun tutuklanmasını “sağlayacak” bilgi için 50 milyon dolar ödül koyduğunu açıkladı. Bu ödül, Trump yönetiminin ocak ayında belirlediği 25 milyon dolarlık ödülün iki katına çıkması anlamına geliyordu. ABD, Venezuela liderini dünyanın önde gelen uyuşturucu kaçakçılarından biri olmakla ve kartellerle işbirliği yapmakla suçluyor.
Venezuela, ABD ile gerginliğin tırmanmaya başladığı ağustos ayının sonlarına doğru, ulusal savunmaya sivil katılımını artırmayı amaçlayan ülke çapında bir milis kayıt kampanyası başlattı.
Savunma Bakanı Vladimir Padrino López, başlattığı girişimi, Maduro tarafından emredilen gönüllü bir seferberlik olarak nitelendirdi. Bu girişim; lojistik, stratejik kaynak yönetimi ve sivil savunma hazırlığı konularında eğitim içeriyor. Yetkililer, kaydın zorunlu olmadığını; ancak her Venezuelalı’ya ülkenin savunmasına katkıda bulunma şansı vermek için tasarlandığını vurguladı.

Maduro: Rejim değişikliği çabası
Maduro, 1 Eylül’de, ABD’nin Karayipler Denizi’ndeki askeri yığınağını “Venezuela’da rejim değişikliği çabası” olarak nitelendirdi. Bu açıklamanın üzerine ABD, Karayip Denizi’ne daha fazla savaş gemisi ve hava gücü konuşlandırdı.
ABD, 2 Eylül’de Venezuela menşeli olduğu iddia edilen bir tekneye Karayipler’de saldırdı. Tekne battı, 11 kişi hayatını kaybetti. Trump yönetimi bu kişileri “narko terörist” olarak nitelendirdi ve teknenin “Tren de Aragua” adlı çeteyle ilişkili olduğunu ileri sürdü. Venezuela hükümeti bu iddiayı reddetti ve teknede hayatını kaybedenlerin kimliğinin netleştirilmediğini söyledi. Bu olaydan sonra ABD, Karayiplerdeki askerî varlığını daha da artırdı. Porto Riko’ya F-35 jetleri gibi hava güçleri sevk edildi, bölgedeki deniz güçlerinin sayısı artırıldı.
Maduro hükümeti 8 Eylül’de “uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele” gerekçesiyle sahil bölgelerine 25 bin asker takviyesi yapma kararı aldı. Venezuela Savunma Bakanı Padrino, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada “Kimse gelip bizim yapmamız gereken işi yapmayacak, yapamaz,” dedi.

Maduro: Venezuela son 100 yıldaki en büyük tehditle karşı karşıya
Venezuela’dan büyük tatbikat
ABD, 15 Eylül’de Venezuela menşeili başka bir tekneyi hedef aldı ve bu saldırıda da üç kişi hayatını kaybetti. Maduro, ABD’nin “askeri, politik, diplomatik ve hukuki saldırganlık” sergilediğini söyledi. Ayrıca Venezuela ve ABD arasındaki iletişimin büyük oranda koptuğunu, bunun sebebinin ise tehditler olduğunu belirtti. Maduro açıklamasına “Eğer silahlı bir mücadeleye girmek durumunda kalırsak buna fazlasıyla hazır olduğumuzu bilsinler,” diye devam etti.
Venezuela hükümeti, 18 Eylül’de Karayipler’de geniş kapsamlı deniz ve hava tatbikatı başlattığını duyurdu. Maduro’nun talimatıyla yapılan ve Karayipler’de gerçekleşen tatbikata, farklı sınıflardan 12 adet gemi, 22 hava aracı, özel kuvvetler, istihbarat birimleri ve yaklaşık 2 bin 500 asker yer aldı.
Trump, 20 Eylül’de Truth Social isimli sosyal medya platformu üzerinden bir açıklama yaparak, Venezuela’nın “hapishane mahkûmlarını” ABD’ye gönderdiğini söyledi. Bu kişilerin Venezuela’ya geri alınmaması durumunda Venezuela’nın “hesaplayamayacakları bir bedel” ödeyeceği uyarısında bulundu.
Kaynaklar: Al Jazeera, AFP News, Reuters, El País, WOLA
(ŞM/TY)
















