Son zamanlarda adından sıkça söz ettiren “Sîbera Deng” sosyal medyada videoları sıkça paylaşılan bir Youtube müzik kanalı. Geçen hafta itibariyle ikinci sezonuna başladı. Henüz iki sezonluk olmasına rağmen, kaliteli görüntü ve ses kullanımıyla dikkat çekiyor.
Kürt müzisyenleri ve daha çok etnik müziği derleyen “Sîbera Deng”, Anadolu Quartet, Simurg, Mem Ararat, Erdoğan Emir ve Ruşen Alkar gibi birçok grup ve sanatçının parçalarına Mustafa Köksalan’ın deyimiyle; “Sinematografik bir görsel anlatımla”, “belge-arşivler” çekiyor.
Projenin yönetmeni Mustafa Köksalan ikinci sezonuna başlayan “Sîbera Deng”i bianet’e anlattı.
Projeniz kaç yılında, neyi amaçlayarak başladı?
Kürt dili ve kültürü üzerindeki baskılar, yıllarca Kürtçe ses ve görüntü çalışmalarının kayıt altına alınmasını da engelledi. 2000’li yıllara geçişle birlikte gelişen teknoloji, Kürtçe belge-arşiv çalışmalarını görünür kılsa da, bu kadar köklü geçmişe sahip bir kültürün ve ezgilerin derlenmesi bir iki çalışmayla başarılabilecek boyutta değil.
Biz, 2014 yılında elimizden geldiğince bu yüke omuz vermek maksadıyla mümkün olan en kaliteli ses kayıt yöntemleri ve sinematografik bir görsel anlatımla ulaşabildiğimiz veya bize ulaşabilen her sanatçıyı ağırlamaya çalıştık.
Neden YouTube kanalı?
YouTube’un en değerli yanı herkesin bildiği bir başvuru kaynağı olması.
Akla takılan şarkılara, filmlerden sahnelere ulaşabilmek için ilk kontrol edilen alan oldu.
Biz de izleyiciye sınırların, resmi dillerin veya "sansürün olmadığı" bir mecradan ulaşabilmek adına YouTube’u tercih ettik.
Dışardan sponsor veya destek alıyor musunuz?
Resmi anlamıyla bir sponsorumuz yok. Şu anda YouTube üzerinden reklam gelirimiz yok ve kanalımız reklamlara kapalı.
Ancak sanatçıların çalıştığı şarkıların teliflerini alan şirketler bizim kayıtlarımıza reklam koyuyor ve bu şekilde sanatçılar buradan gelir elde ediyor. Bu da bizi rahatsız eden değil, aksine memnun eden bir durum.
Sibera Deng’i yaşatabilecek ekonomik gücü şuan sadece Süleymaniye, Kurdistan merkezli yayın yapan Kurdsat televizyonunun yayınları sağlıyor ve yapımcımız Çekdar Erkıran. Bizim de niyetimiz tamamen Youtube üzerinden ilerleyip kanalımıza bir sponsor bulabilmek. Bu mümkün olmasa dahi biz kendi imkanlarımızla bu projeyi sürekli devam ettireceğiz.
İlk ekipte kamera arkasında kimler yer alıyordu? Şu an ne durumda, ekipte değişiklik var mı?
Başından beri kalabalık bir ekiple hayata geçiriyoruz projeyi ve bu ekipteki tüm arkadaşların ciddi fedakarlıkları var. Ulaşım, koordinasyon ve teknik ekip olarak yaklaşık 10 kişilik bir ekibiz.
Biz çekim ekibi olarak öne çıksak dahi asıl başarı ve sırrın ses ekibinde olduğunu söylemek isterim.
Ses mühendisimiz Mert Karayazı ve kayıtlarımızı alan İlkin Kitapçı ve Güngör Uçak projenin asıl kahramanlarıdır diyebilirim.
Çektiğiniz kliplerde sanatçılara yer verirken kriterleriniz var mı?
Bizim kriterlerimiz veya kıstaslarımız yok. Belki çekim takvimine göre bir öncelik sırası yapabiliriz en fazla. Burada da önceliği farklı yorumlara, heves, sevgi ve heyecana veriyoruz.
Geleneksel ezgilere farklı yaklaşımlar getiren veya modern sözleri geleneksel ezgilerle birleştiren pek çok sanatçı kendilerini gösterebilecek, piyasanın kalıplarının dışında da sanatlarına devam edebileceklerini ispatlayacak imkanlar arıyorlar.
Sibera Deng bu imkanı daha cazip hale getirmeye çalışan projelerden biri sadece.
Sanatçılarla iletişime geçtikten sonraki hazırlık aşaması nasıl ilerliyor?
Canlı performans kayıtları aldığımız için önceliğimiz tabii ki en sağlıklı ses kaydını nasıl yapabiliriz oluyor. Bu konuda sanatçılarla iletişime geçip detaylı bir şekilde enstrümanlara göre mikrofonları belirliyoruz. Daha sonra bizim için önemli olan kısmı çekim mekanını ayarlayıp kayıt günü belirliyoruz.
Burada en çok zorlandığımız kısım çekimler için mekan ayarlamak. Sabit ve kapalı alandansa doğayı seçtiğimiz için bu konuda karşımıza çeşitli zorluklar çıkıyor.
Mekanlara kira ödeyeceğimiz bir bütçe olmadığından iki yol izliyoruz. Ya kaçak bir şekilde çekim yapıyoruz yahut öğrenci olan bir arkadaşımızın belli mekanlardan izin almasını istiyoruz, tabi izinlerde kesinlikle Kürtçe kısmına girmiyoruz. Kürtçe ile ilgili bir proje yapmak hala ciddi zorluklar barındırıyor. Bunu fazlasıyla deneyimledik diyebilirim.
Başka projeleriniz var mı?
Sibera Deng ekibinde yer alan arkadaşlarımızla beraber yürüttüğümüz, tamamladığımız veya yapmak istediğimiz birçok projemiz var. Ama hepimizin gönlünde yatan sinema ve bu alanda ayrı ayrı ve birlikte çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Bunun yanı sıra belgesel dili ve sinematografik görsel anlatımın beraberliğinden ortaya çıkan bu tarzı daha pek çok belgesel çalışmaya da aktarma niyetindeyiz. Edebiyat, tiyatro veya günlük yaşama dair üzerinde çalışmak istediğimiz projeler önümüzdeki hedeflerimiz.
Sanatçıların projenize bakış açısı nasıl?
Müzisyenler genel olarak piyasa diye tabir ettiğimiz alanlarda ciddi bir sömürü ve baskıya maruz kalıyor. Bu hem ekonomik hem psikolojik olarak sürekli olan bir durum. Hele ki Kürtçe müzik yapıyorsanız tahmin edersiniz ki durum daha da vahim ve kendinizi ifade edeceğiniz alanlar nispeten çok daha kısıtlı ve o kısıtlı alanda bile işler o kadar kolay yürümüyor.
Bir çok müzisyen gerçekten sevdiği ve aşık olduğu için bu işi yapıyor. Evet, yaptıkları şeyden fazlasıyla mutlular ama mutluluk her zaman huzuru beraberinde getirmiyor. Bizim de dayanak noktamız müzisyenler olduğu için bu sıkıntılardan projeye ilk başladığımızda nasibimizi biz de aldık.
İlk başlarda güvensizlik ve bazen politik sebeplerle projemize katılmak istemediler. Aslında bu beklediğimiz bir şeydi. Zamanla kendimizi ifade edebileceğimizi, niyetimizin sanatçılar üzerinden ekonomik çıkarlar olmadığını anlatacağımızı düşündük. İlk başlarda ki şüphe ve güvensizlik zaman içerisinde ortadan kalmaya başladı ve şu an sanatçılardan ciddi destek görüyoruz.
İzleyicilerinizden gelen tepkiler nasıl?
Bu zamana kadar ki süreçte olumlu bir yaklaşım var ve sürekli daha çok eser kaydı yayınlamamız isteniyor. Bu şu an için mümkün olmasa dahi bizim de dileğimiz kayıtlarımıza hiç durmadan devam edebilmek ve daha büyük kitlelere ulaşabilmek.
Kürt müziğinde farkındalık yaratacağına inanıyor musunuz?
Sibera Deng bir müzik okulu veya otoritesi konumunda değil ancak Kürt müziğinde hali hazırda bir farkındalık, önemli bir hareketlilik var.
Özgün yorumlar, özgüveni yüksek geniş vizyona sahip genç sanatçılar, müziğin her rengine yatkın bir kültür var ortada. Bizler sadece bu hareketi daha geniş bir kitleye taşımakta aracı olabiliriz, olduğumuzu da umuyoruz.
Kürt sanatçılarının klipleri eskilerden bu yana hep aynı ögeleri barındırdı. Folklor ekiplerinin yer aldığı, kırsal açık yerlerde, baraj veya göl kenarında gibi.. Siz bir farkındalık yaratacağınızı düşünüyor musunuz?
Video kliplerle, gerek Sibera Deng’in doğası gerekse bizim müziğe ve sinemaya bakışımız çok farklı kulvarlarda. Bu nedenle video klipler ile ilgili yorum yapmak bilmediğimiz veya ilgilenmediğimiz bir mecrada ahkam kesmeye benzer.
Sibera Deng projesinde ortaya koyduğumuz eserler popüler anlamda müzik video klipleri değiller.
Bizler sanatçıyı hayatındaki farklı renkler, önem atfettiği anılar ve hayalleriyle ele aldığımız bir belgesel anlatım ortaya koyuyoruz. YouTube’a aktardıklarımız yalnızca eser performansları, yayına hazır kayıtlarda bahsedilen belgesel anlatımı görebilmek mümkün. Ve bunları yakın zamanda bütün halleriyle kanalımıza yükleyeceğiz. (HY/EKN)