Kaya, Uşak'ın Eşme ve Ulubey ilçeleri, Gümüşkol ve Katrancılar Köyleri yöresindeki Kışladağ Altın Madeni'nin, siyanürlü yığın liçi yöntemiyle bölgenin toprağını, havasını, suyunu, yaşama alanlarını kirletme riskine rağmen çalışmasını sürdürdüğünü bildirdi.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu altın madenlerinin faaliyetinin dayanağı olarak gösterilen "İşyeri Açma Ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik"in ilgili maddelerinin yürütmesinin durdurulmasına karar vermişti.
Kışladağ Altın Madeni Uşak İl Özel İdaresi tarafından yönetmeliğin 20. maddesine dayanarak verilen 6 Nisan 2006 tarihli deneme izniyle çalışmaya devam ediyor.
Kaya, Balıkesir-Havran-Küçükdere Altın Madeninin ise "ÇED Yönetmeliğinden önce uygulama projesinin onaylandığı" ve "maden sahasının 25 hektardan küçük olması" gerekçeleriyle çalışmaya devam ettiğini söyledi.
"Telafisi olanaksız zararlar doğuracak"
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, kararında şöyle demişti:
"Çevre kirliliği ve insan sağlığına az veya çok zarar veren veya vermesi muhtemel olan ya da doğal kaynakların kirlenmesine yol açabilecek gayrisıhhi müesseselerin açılma ve çalışma izinlerinin sıkı kurallara bağlanması gerektiği, açılma ve çalışma ruhsatı yerine geçecek olan deneme izninin, ruhsat alamayacak bir çok tesisin faaliyeti devamını sağlayacak bir şekilde iki yıla kadar uzatılması yolundaki düzenlemenin kamu yararına aykırı olduğu, (...) faaliyet alanının büyüklüğü esas alınarak yapılan sınıflandırma sonucu, büyüklüğü itibariyle ikinci sınıf olarak değerlendirilen bir maden işletmesinin birinci sınıf gayrisıhhi müessese kadar çevre ve toplum sağlığı için risk oluşturabileceği gerçeği karşısında büyüklük esasına göre yapılan sınıflandırmanın hukuka aykırı olduğu ve ileride telafisi olanaksız zararlar doğuracağı sonucuna varılmıştır." (NZ/TK)