Yolsuzlukla Mücadele Platformu’nun Taksim Hill Otel'de düzenlediği “Yolsuzlukla Mücadelede Basının Rolü ve Yayın Yasakları” başlıklı panelde, iktidarı hedef alan yolsuzluk haberciliğinin gazetecilik mesleğini kırılganlaştırmanın yanı sıra gazeteciliğin temel misyonunu ortaya koyduğu vurgulandı.
Şeffaflık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve hukukçu Oya Özarslan'ın kolaylaştırıcısı olduğu önceki günkü (20 Aralık) panelde Günlük Evrensel gazetesinden Bülent Falakaoğlu, Yurt gazetesinden Çağlar Tekin, BirGün Gazetesi'nden İbrahim Varlı ve bianet'ten Erol Önderoğlu konuşmacıydı.
Özarslan: 60’ı aşkın haberciye 100’den fazla dava açıldı
Özarslan, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) ortak bir basın toplantısında, bu yıl sadece 17-27 Aralık süreciyle ilgili 60’ın üzerinde gazeteciye 100’ü aşkın dava açıldığını açıkladığını anımsattı.
Önderoğlu: Medya yayın yasaklarına karşı direniş gösterdi
2014’ün medyanın yayın yasakları ve İnternette yasal ve idari erişim engellerine karşı ortak ses çıkardıkları ve direniş gösterdikleri bir yıl olduğunu açıklayan Önderoğlu, yolsuzluk konusunun sadece siyaseti ve dolayısıyla toplumu geren değil, medyanın bir bölümünün de bulaşmış olduğu hassas bir konu olduğunu söyledi. Önderoğlu, “Yolsuzlukla ilgili habercilik medyanın en temel işleviyle karşı karşıya olduğu bir durumdur” dedi.
Tekin: Cezalarla susturulmak isteniyoruz
Yurt gazetesi yazı işleri müdürü Çağlar Tekin ise, hükümeti sarsan 17-25 Aralık 2013 yolsuzluk operasyonuyla ilgili yayınlardan 60’ı aşkın gazeteciye 120 kadar dava açıldığını hatırlattı; “Bunların 50'den fazlası gazetemize açıldı, her geçen gün de yenileri ekleniyor. Bu davaların hepsi birer baskı unsurudur. Muhalif basını susturmaya yöneliktir” diye konuştu.
Falakaoğlu: Fikri takip yapan gazeteci iddiaları sıfırlamaz
Yolsuzluğun izlerini yok etmek için hükümetin, yargı ve polisi tasfiye ettikten sonra iddiaların Meclis gündemine gelmemesi için yoğun çaba harcadığını ifade eden Günlük Evrensel temsilcisi Bülent Falakaoğlu da çıkan telefon tapelerinden örnek verdi:
“Tapelerde 'villa al' deniyor ve bir hafta sonra gerçekten o yerde villa alınıyorsa gazeteci olarak biz bu işin peşine düşeriz. Milyon dolarlık saatlerin kime hediye edildiğini takip etmeyecek miyiz? Tabi ki de edeceğiz. Fikri takip yapan gazeteci varsa bu durumlar ve iddialar sıfırlanmaz".
Varlı: Hırsızlığı meşrulaştırmak istiyorlar
BirGün gazetesi haber müdürü İbrahim Varlı ise konuşmasında yolsuzluk ve hırsızlık için yeni bir dil üretildiğini savundu.
“Devleti dönüştüren AKP iktidarı, yolsuzluklarını, kirli çamaşırlarını örtmek için buna uygun bir dil üretiyor” diyen Varlı, Yeni Şafak gazetesi yazarı Hayrettin Karaman’ın kaleme aldığı “Yolsuzluk hırsızlık değildir” sözlerini eleştirdi. Konuşmada, İçişleri eski Bakanı Muammer Güler’in “Rüşvetin olması için taraflar arasında özgür iradeye dayalı bir sözleşme olması gerekir” sözleri de buna örnek verildi; İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin adeta “bir tekzip üssü”ne dönüştürüldüğünü söyledi.
Paneli izleyenler arasında bulunan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Mahmut Tanal ise yayın yasaklarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları başvurularının reddedildiğini söyledi; “Basın halkın gözü kulağıdır. Sansürle halk kör ve sağır bırakılmaya çalışılıyor" şeklinde konuştu (EÖ).
Fotoğraf: Çağrı Sarı