Cumhurbaşkanı çocuklarımıza ve gençlerimize övünülecek bir ülke bırakmak istiyorsak aydınlık yarınları hazırlayabilmemiz amacıyla hepimizin görev üstlenmesini istiyor. Çünkü bu görev "hepimizin ortak sorumluluğu"...
Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti'nin; erkler ayrılığı ilkesini temel alan, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu tekrarladı. Mesajında altını çizdiği "erkler ayrılığı"na verdiği özel önemi ise şöyle vurguladı:
"Erkler ayrılığı ilkesini benimseyen çağdaş ülkelerde iktidarın gücünün dengelenmesi için yargı erkine ve yargının, yasama ve yürütmeden bağımsız yapılandırılmasına özel önem verilmiştir. Yargı erkinin yürütme ve yasama erkinden bağımsız, özgür ve güvenceli olması, her türlü baskıdan ve siyasal karışmalardan uzak çalışması, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesinin gerçekleştirilmesi yönünden temel zorunluluktur."
Yargıç kimliğinin etkinliği ile sözü son günlerde yaşanan "yargı" ve "yolsuzluk" kelimelerinin yan yana getirildiği, tırnak içine alınmış "olaylarına" getiren Sayın Cumhurbaşkanı iki önemli konunun altını çizdi:
"Son günlerde yapılan kimi tartışmaların ne yazık ki, yargı kurumunu yıpratacak düzeye taşındığı görülmektedir. Olumsuzluklar dile getirilmeli ancak, yargıya güvensizlik yaratacak, yurttaşların hukuka olan inancını zedeleyecek eylem ve söylemlerden özenle kaçınılmalıdır. Çünkü adalet, Devletin temeli, "hak" arayanın tek güvencesidir. Henüz doğruluğu kanıtlanmamış savlarla kamuoyunun yönlendirilmeye çalışılması, olumsuzlukların tüm kuruma mal edilmesi doğru değildir. Toplumumuz, yolsuzluklar konusunda tüm kişi ve kurumlar için aynı duyarlılığın gösterilmesini, yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gidilmesini beklemektedir."
İki konuda sorumluluk herkese düşüyor. İlki "tartışmaların yargıyı yıpratacak düzeye" taşınmaması. Bu durum hukuka ve adalete olan inancı zedeleyebilir. İkincisi ise doğruluğu kanıtlanmamış savlarla toplumu yönlendirmek hatadır.
Çünkü aksi kanıtlanana veya hüküm kesinleşinceye kadar herkes masum sayılır. Dolayısıyla kararlılıkla verilecek mücadeleyle yolsuzlukların önlenebilmesi için öncelikle bilinçli bir "sorumluluk" yaratmak esastır.
Sayın Cumhurbaşkanı mesajında Türk yargısını da değerlendirmektedir: "...yüksek yargı organları, mahkemeleri, yargıç, savcı ve diğer çalışanlarıyla sorunlara ve olanaksızlıklara karşın, üstlenmiş olduğu yüce görevi yerine getirmek için üstün bir sorumluluk bilinciyle çalışmaktadır."
Yeniden altını çizdiği konu ise; hukuk devleti anlayışının egemen olması için, herkesin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi zorunluluğudur.
20 Ocak 2004 günlü ve 25352 sayalı Resmi Gazetede 5065 sayılı "Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun" yayımlandı.
Böylece TBMM tarafından Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanarak 27 Ocak 1999 tarihinde imzaya açılan ve Türkiye tarafından 27 Eylül 2001 tarihinde Strazburg'da imzalanan "Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesi"nin onaylanması 14 ocak 2004 günlü oturumda uygun bulunmuştur. Onay yasası Resmi gazetede yayınlanmıştır.
17 Haziran 2003 günlü 25141 sayılı Resmi Gazetede 4852 sayılı Kanunla 17 Nisan 2003 tarihinde onaylanması uygun bulunan "Yolsuzluğa Karşı Özel Hukuk Sözleşmesi" de yayınlanmıştı.
4 Kasım 199 tarihinde imzaya açılmış olan bu sözleşmenin girişinde yolsuzluk olgusunun, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları, hakkaniyet ve sosyal adalet için ciddi bir tehdit oluşturduğu Avrupa Konseyi üyesi olan Devletler tarafından kabul ediliyordu.
Ceza Hukuku sözleşmesinin girişinde de yolsuzluğun, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları için bir tehdit oluşturduğu kabul edilmektedir.
Yolsuzluğun iyi yönetim, hakkaniyet ve sosyal adalet ilkelerini temelden yıktığının, rekabeti bozduğunun, iktisadi gelişmeyi kösteklediğinin ve demokratik kurumların istikrarını ve toplumun ahlaki temellerini tehlikeye attığının altı çizilmektedir.
Yolsuzlukla mücadele etkinliğinin özel hukuk ve ceza hukuku alanında uluslararası işbirliği ile sağlanabileceği bu sözleşmelerle kabul edilmiş olmaktadır.
Sıra bu Sözleşmelere uygun iç hukuk düzenlemesinin yapılmasındadır. Sayın Cumhurbaşkanı tarafından çizilen yol haritasında yerleri bulunan bu kilometre taşları, yolsuzlukların önlenmesinde ortak bilinç ve sorumluluk oluşturmamızı gerektiriyor. (Fİ/NM)