Eğitim Reformu Girişimi Araştırmacısı Umay Aktaş Salman “Uzun Hikaye” yazı dizisinin dünkü bölümünde (31 Mayıs) eğitimde fırsat eşitliği başlığını tartıştı.
Salman, fırsat eşitsizliğini ismini vermediği ve sadece dört şeritli bir yolun ayırdığı, karşı karşıya kalan iki devlet okulu üzerinden anlatıyor:
“Pencereleri birbirine bakan, karşılıklı iki okul... İkisi de devlet okulu ama birinde ikili eğitim, diğerinde tam gün eğitim yapılıyor. Birinin öğretmen kadrosunun 21’i, diğerinin 2’si ücretli. Bir okulda spor alanları ve öğle yemeği var, diğerinde yok...”
“İmkanı kısıtlı olanların şansı öğretmenler”
Salman’ın aktardığına göre, ilçenin öğrenci nüfusu yaklaşık 77 bin. Sınıf mevcudu ortalaması ilk ve ortaokullarda 46’yı, lisede 31’i, meslek liselerinde ise 51’i buluyor.
"Karşı Pencere" adlı yazıda Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bütçenin 2007’den itibaren yüzde 10’un üzerinde olsa da son iki yıldır azaldığı, mevcut bütçenin de fırsat eşitsizliğini gidermediği vurgulanıyor:
“Fiziksel koşullar, eğitim ortamları, ikili ya da tam gün eğitim yapılması, öğrencilere yemek verilebilmesi hem öğrenmeyi hem de eğitimin niteliğini etkiliyor. Ayrıca tüm bunlar öğretmenin çalışma koşullarını ve motivasyonunu da artıran ya da azaltan faktörlerden.
“İmkânları daha kısıtlı olan okulun en büyük şansı öğretmenleri. Öğretmenler ailelerin sosyoekonomik durumuyla başlayan bu eşitsizliğin okulda devam etmemesi için büyük bir çaba harcıyor. Koşulların zorluğu, kendi deyişleriyle ‘Bu çocukları bir yere getirmeliyiz’ düşüncesini daha da artırıyor.”
Sosyoekonomik ayrışma neye sebep oluyor?
Salman yazıda eşitsizliklerin öğrencilerin başarısını da etkilediğini belirterek verilerle durumun somutluğunu gösteriyor:
“PISA 2015’e (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) Türkiye’den katılan 15 yaş grubu öğrencileri arasındaki başarı farkının yüzde 9’u, öğrencinin sosyoekonomik durumuyla açıklanıyor.
“OECD ülkelerinde ailenin sosyoekonomik durumunun öğrencinin başarısındaki etkisi yüzde 13. Türkiye’de bu durumun önceki yıllara göre daha az etkili olması, OECD ortalamasının da altında olması sevindirici.
“Ancak okulun sosyoekonomik durumunun başarıya etkisi de katıldığında ortaya çıkan sonuç düşündürücü. Türkiye’de hem öğrencinin hem de okulun sosyoekonomik durumu göz önüne alındığında, bu iki değişken öğrenciler arasındaki başarı farkının yüzde 26,3’ünü açıklıyor.
“Yoksulluk ve eğitimsizlik bir kısır döngü”
“Gelir dağılımına bağlı eşitsizliklere eğitimdeki eşitsizlikler de eklenince yoksulluk eğitimsizliği, eğitimsizlik yoksulluğu doğuruyor.
“Bu bir kısır döngü. Bu kısır döngünün kırılacağı yegâne yer ise okul. Bunun için de daha fazla eşitlikçi politikalara ihtiyaç var.”
"Uzun Hikaye" yazı dizisi Yazı dizisinin "Eğitim politikaları, sistemi ve sorunları konuşulurken, eğitimin öznesi öğretmen, öğrenci ve veliler çoğu zaman gizli özne durumunda. Sayılar, istatistikler eğitimi konuşurken tek başına yeterli değil aslında. Okullarda, evlerde, sokaklarda verilerin ötesinde bir gerçeklik var. Her sayı bir hikâye. Uzun Hikâye yazı dizimizde istatistiklerin, uzmanların anlattıklarının yanı sıra eğitimi gerçek öznelerin hikâyeleriyle anlatıyoruz" diye duyuruyorlar. "Bir Meslek, İki Kadro: Öğretmenlik", "Okul Öncesi Eğitim Yoksullar için Lüks", "Değişen Sistemde Öğretmen Olmak", "Bir Meslek, İki Kadro: Öğretmenlik", "Beni Karanlıktan Döndüren Öğretmenlerim Oldu", "Okuldan Uzakta" yazı dizisinde yer alan başlıklardan. |
(TP)
* Yazının tamamı için tıklayın.