*Diyarbakır'ın en eski mahallelerinden birinde, Gâvur Mahallesinde yaşayan Ermeniler, "Metz Xana", Kürtler "Mezin Xana" demişler. Sonra şehri kadimin lügatına ortak ad olmuş Mazxana (Büyük Ev).
Sarmaşık Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (Sarmaşık) Genel Başkanı Dr.A.Selçuk Mızraklı'nın "Mutluluğun resmini yapamayacağız ama yoksulluğun fotoğrafını izleyeceğiz" diyerek tanıttığı "MAZXAHA" adlı sergi, Hüseyin Bahçe'nin fotoğrafları ve yazarların kaleme aldığı kısa metinlerden oluşuyor.
Fotoğraflar, Diyarbakır'daki yoksulluğun günlük hayattaki deneyimlerini sunuyor. Hüsamettin Bahçe, Diyarbakır'a yaşatılan yoksulluğu anlatıp, kamuoyunun dikkatini yoksullukla mücadele konusuna yöneltmeyi ve kurumlar ve şahıslar arası ortak iş üretme kültürünün gelişimine katkı sunmayı amaçladığını söyledi.
"El Açtırmayalım, El Ele Verelim!"
Açılışın ardından yapılan panelde Sarmaşık Derneği'nden M. Şerif Camcı, "el açtırmayalım, el ele verelim" söylemiyle yola çıktıklarını söyleyerek, "Sarmaşık" deneyimini anlattı.
Yoksulluğu doğal bir felaket ve meydana getirenini belirsiz olarak gören klasik tanımlamayı eksik gören Camcı, yoksulluğun sınıflı toplumların üretim ve bölüşüm tarzlarından kaynaklı yapısal bir sorun olduğunu ve giderek küresel bir hal aldığını vurguladı.
Camcı, kamu kuruluşları başta olmak üzere yoksullukla mücadele adı altında çalışmalar yapan kurumların tümünün, sadaka kültürünün kurumsal düzeyde yönetilmesinden öteye gidemediğine dikkat çekti.
Yoksulluğun nedenleri: Zorunlu göç, katliamlar...
Diyarbakır'daki kamu yatırımlarının nüfus açısından ona eş diğer illere oranlandığında yok sayılır ölçüde olduğunu ve yoksulluğun 90'larda sistematikleştiğini söyleyen Camcı, bunun nedeninin zorunlu göçler, faili meçhul cinayetler, katliamlar ve anti demokratik uygulamalar olduğunu söyledi.
Camcı derneğin, yoksulluğun saha çalışmasını yapmak, düzeyini tespit etmek ve bunu kamuoyuyla paylaşıp çözüm gücünü elinde bulunduranları harekete geçirmek amaçlarını taşıdığını belirtti.
Dernek, Diyarbakır'da yapılan saha çalışması sonucu belirlenen, yoksulluğun da ötesinde açlık riski ile karşı karşıya bırakılan ve çalışacak bireylerinin olmadığı 4500-5000 civarında aileye destek oluyor. (BK/HH/NV)
Haberin fotoğrafı için yazar Oya Baydar'ın yazdıkları:
"Gözlerim de korku mu var, şaşkınlık mı, utanç mı? Tek serveti çöpler olanın, çöplerini de kaybedeceği korkusu, iş üzerinde yakalanmış olmanın şaşkınlığı, çöpler arasında eşelenen çöp çocuğu olmanın utancı. Gözlerinde yoksulluğun acısı değil sadece, tüm yoksunlukların kuyular kadar derin gölgesi var. Özenle ayıklanan, toplanan çöpler... Özenle yitirilen yaşamlar, yok edilen insan onuru, yaşanmamış çocukluk. "Sen mutluluğun resmini yapabilir misin?" diye soruyordu Nazım. Peki biz yoksulluğun resmini çizebilir miyiz utanmadan?" Oya Baydar.
Sergi fotoğraflarını görmek için tıklayınız.